Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) 2019 yılı İnsani Gelişme Raporu yayınlandı ve sonuçlar her zamanki gibi kimseyi şaşırtmadı. Raporda, insanların, yaşam beklentisi, eğitim düzeyi, gelir, cinsiyet eşitliği gibi ölçütler dikkate alınmış. Açlık, yoksulluk ve savaşlar gibi yaşam kalitesini düşüren alışıldık kriterlere yeniçağın yeni gereksinimlerinin de eklendiğine dikkat çekildi. Raporda eskiden lüks olarak görülen eğitim, hızlı internet erişimi gibi yeni ihtiyaçların günümüzde rekabet edebilmek ve ayakta kalabilmek için kritik önem taşıdığına ve yeni uçurumlar doğurduğu belirtiliyor. Yani artık internete ulaşmak refah belirtisi değil normal bir şey. Buna bile ulaşamamış ülkeler var gerçi. Özellikle eğitim konusu refah bir yaşamın ön koşulu olarak görülüyor. UNDP raporunda ayrıca iklim değişikliği, cinsiyet eşitsizliği ve silahlı çatışmaların uçurumları derinleştirdiği belirtilerek, istihdam öncesi sağlık, küçük yaştaki çocukların beslenmesi gibi alanlara yapılan yatırımlar ile sermaye, asgari ücret ve sosyal hizmetlere erişim gibi istihdam sırası ve sonrasında yapılan yatırımların iyi kombine edilmesi durumunda yaşam boyu eşitliğin giderilmesi konusunda önemli ve kalıcı adımlar atılabileceği kaydedildi. UNDP’nin açıkladığı İnsani Gelişmişlik Endeksinde bu yıl da Norveç ilk sırada. Kimse bu duruma şaşıramaz. Refah seviyesi ile insanların mutluluk seviyeleri de doğru orantılı olarak artıyor. Norveç, insanların en mutlu şekilde yaşadığı bir ülke. Çünkü suç oranı düşük, gelir seviyesi yüksek ve bunları sağlayan eğitim seviyesi de haliyle yüksek. Yayınlanan raporda, ilk üç sırada Norveç, İsveç ve İrlanda yer alırken dördüncü sırayı Almanya Hong Kong ile, beşinci sırayı da Avustralya İzlanda ile paylaştı. Listede Kıbrıs 31’inci, Yunanistan 32’nci ve Türkiye 59’uncu sırada yer aldı. Türkiye’nin listenin son sıralarında olmasına şaşırdık mı acaba? Eğitim sisteminde yer alan eksiklikler, suç oranlarının yüksekliği… Bunların olduğu yerde refahtan ya da mutluluktan söz etmek maalesef ki mümkün değil. Her gün bir başka kanımızı donduran suç haberleri alıyoruz. Başta kadınlar, çocuklar ve hayvanlar olmak üzere birçok kesim bu suçların konusunu oluşturuyor. Çözümleri için hiçbir şey yapılmıyor ve mutlu olmak mı bekleniyor? İmkansız daha imkanlıdır böyle bir durumda…