Tezgahları süsleyen çikolata ve şekerler bu bayramda pandeminin  gölgesinde kaldı. Geleneksel Türk lokumu ve şeker çeşitleriyle geleneğin tadını geleceğe taşıyan Ali Uzun Şekercilik, dünya genelinde yaşanan pandeminin şeker ve çikolata satışlarını etkilediğini dile getirerek "Eski bayramların tadı yok, yaşanan pandemi bunu daha da görünür hale getirdi" dedi. Ankara’nın en eski şekercisi olarak tanınan Ali Uzun Şekercilik, 1935 yılından beri yeni lezzetler yaratmaya devam ediyor. Firma adına gazetemize konuşan Bekir Yazıcı, pandemi döneminin bayram şekerleri  ve satışlar üzerindeki etkisini gazetemiz okurları için değerlendirdi. "ESKİDEN BAYRAMLARDA ŞEKERİ, ÇİKOLATAYI MÜŞTERİYE YETİŞTİREMEZDİK" Yaklaşık 30- 35 yıldır Ali Uzun Şekercilik bünyesinde çalıştığını ifade eden Bekir Yazıcı, " Bu süreçte uzun yıllar bayram yoğunluğuna şahit oldum. Bu yıl dünya genelinde yaşanan pandemi sadece bizleri değil çoğu sektörü de derinden etkiledi. Satışlarımız pandemi sebebiyle büyük ölçüde azaldı. Kızılay’ı bilirsiniz başkent Ankara’nın en işlek merkezidir. Normalleşme sürecinin başlamasıyla beraber insan yoğunluğu büyük ölçüde azaldı. Üstelik Sakarya caddesinde olmamıza rağmen müşteri sirkülasyonun oldukça azaldığını dile getirebiliriz. Eskiden bayramlarda şekeri, çikolatayı müşteriye yetiştiremezdik yaklaşık 20 gün önceden sıra başlardı” dedi. “AİLELER ARTIK BÜYÜKLERE DEĞİL TATİLE GİDİYOR” Yazıcı: Eski bayramlarımızın tadı bir başkaydı. Vatandaş, ev gezmesine giderken bile eli boş gitmemek için bir şeyler alıyordu. Şimdi hediyelik bir şey almayı bırakın insanlar birbirini bile aramaz oldu. Aileler artık büyüklere değil tatile gidiyor. Tüm bunları düşününce eski bayramları daha da çok arıyoruz. Yaklaşık olarak 100’ün üzerinde ürün çeşitliliğimiz var. Lokum, çikolata, şekerleme ne ararsanız ..Bayramda en çok lokum satışımız gerçekleşir. Daha sonrasında kendi özel özel yapım çikolatalarımız ve akide şekeri tercih edilir. Özel tahin helvalarımız da oldukça rağbet görüyor. Ürünlerimizin içerisinde kesinlikle katkı maddesi yer almıyor. Dürüst işletme olmamız ve kaliteli ürün kullanmamız bizi farklı kıldı.  Az önce de belirttiğim gibi bizi sadece pandemi etkiledi. Firmamızda gereken her türlü tedbiri aldık. Hijyen kurallarına elimizden geldiğince dikkat ediyoruz.” ‘’İSTANBUL’DA ŞEHZADEBAŞI ŞEKERCİSİ (OSMAN) NURİ İSMİYLE TANINMAKTADIR’’ Ali Uzun Şekerciliğin internet sitesinde yer alan bilgilere göre, ‘’Osman Nuri, 20. yüzyıln başında, İstanbul Eyüp Sultan Camii avlusunda düzenlenen, peştemalini kuşandığı ve herkese gül reçelli kaymak ikram edilen bir törenle ‘şekerci ustası’ ünvanını almıştır. 1910’lu yıllarda artık tüm İstanbul’da şehzadebaşı şekercisi (Osman) Nuri ismiyle tanınmaktadır.’’ ‘’Ali Uzun firmasının kurucusu Ali Uzun ise Osman Nuri’nin büyük oğludur. 1915 yılında Safranbolu Yörük Köyü’nde doğmuştur. Ali Uzun 1923’de İstanbul’dan, şeker ve lokum imalatını Ankara’da yapan babasının yanına göç etmiştir. Şekercilik mesleğinin inceliklerini babasının yanında ince akide şekeri sonra lokum yapmayı öğrenerek geliştirmiştir.’’ ‘’Ali Uzun 1935’de babasının yanından ayrılmış ve Ulus Karaoğlan’daki ilk dükkânını açarak ‘Ali Uzun’ firmasını kurmuştur. İmalathanesinde lokum, ezme çeşitleri, helva, akide şekeri, reçel çeşitleri, drajeler, badem şekeri, ‘Monte Carlo’ ismini verdiği fıstıklı çikolata üretimi yapmaktadır.’’ ‘’1949’da çikolata çeşitlerini geliştirerek ‘Batırma’ ismini verdiği krokan çeşitleri ve kendine özgü ürettiği ‘Portakal Batırma’ ile ürün yelpazesini genişletmiştir’’ ‘’Firmanın kurucusu Ali Uzun, işinde gösterdiği özen ve kaliteye verdiği önemle tanınan, özellikle el yapımı ürünlerin seçkin bir damak tadına kaynaklık ettiğine inanan bir üreticidir. Tüm yaşamı boyunca bu konuda ilkeli yeniliklere ise açık bir tutum sergilemiştir.’’ ‘’1970’li yılların başında Mersin’in cezerye tatlısından esinlenerek meyve ve bal kullanarak ürettiği ‘Ali Uzun lokumu’ ve yine babasının dükkânında mesleği sürdüren kardeşi Ünal Uzun’un ürettiği ‘beyaz lokum’ ve ‘çikolatalı lokum’u da ürün yelpazesine severek katmıştır.’’ ‘’Ali Uzun firmasının en önemli özelliği olan yerel ve doğal malzeme ile katkısız el yapımı ürünleri üretmek ilkesi, Ali Uzun’un 1986 yılında vefatından sonra da çocukları ve torunları tarafından kurumsal kimliğin önemli bir ilkesi olarak sürdürülmektedir.’’ (Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)