Kontrollü normalleşmede sevindiren gelişmelerden biri de kreşler ve anaokulları ile ilgili oldu. Kreşler ve anaokullarının faaliyetlerine devam edebilmeleri kararını gazetemiz okurları için değerlendiren Özel Okulöncesi ve Çocuk Kulüpleri Kurucuları Dernek Başkanı Emel Seri, “Okul öncesi eğitimin amacı çocuklarda öğrenmeye ilgi uyandırmak ve çocuğun var olan yeteneklerini görünür kılmaktır. Çocuklarınızı koşup oynayabileceği, eğlenip mutlu olabileceği güvenli kurumlara gönderin lütfen. Çünkü bu çocuğun en büyük ve en doğal hakkı” ifadesini kullandı.

Kontrollü normalleşme sürecinde en çok merak edilen konuların başında gelen okul öncesi eğitim kurumlarının durumu  geçtiğimiz hafta belli oldu. Yüz yüze eğitime geçilmesinin son derece sevindirici olduğunun altını çizen Özel Okulöncesi ve Çocuk Kulüpleri Kurucuları Dernek Başkanı Emel Seri, “Bu dönemde Özel Okulöncesi ve Çocuk Kulüpleri Kurucuları Derneği olarak, ebeveynleri bilinçlendirmek, çocukların yüksek yararını düşünerek okullarımızın açık olması için çok çaba gösterdik. Okullarımızın açık kalması hem çocuk hem de özellikle kadınlarımız için çok önemlidir” açıklamasında bulundu

Tam kapanmanın sona ermesiyle birlikte kademeli normalleşme süreci başladı. 17 Mayıs - 1 Haziran tarihleri arasında uygulanacak olan kademli normalleşmeyle birlikte kreşler ve anaokullarının faaliyetlerine devam edebilmeleri kararı alındı. Bir çocuk gelişimi uzmanı olarak alınan bu kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hayatımızın çok kritik dönemleri vardır. Bu dönemlerin ilki ve belki de en önemlisi 0-6 yaş dönemini yani Okulöncesi dönemini kapsar. Bu dönemde çocuğun gelişimi her yönden çok hızlıdır. Çocukların keşfetmek ve öğrenmek için doğal bir eğilimleri vardır. Öğrenme çok erken yaşlarda başlar ve hayat boyu devam eder. Çocuklar dünyaya geldikleri ilk andan itibaren, daha okula başlamadan çok önce öğrenmek ve keşfetmek için büyük bir heves duyarlar: aktif bir şekilde çevrelerini keşfederler, iletişim kurmayı öğrenirler ve çevrelerinde gördükleri şeylere dair fikirler oluşturmaya başlarlar.

Okul öncesi dönem beyin gelişiminin ve sinaptik bağlantıların kurulma oranının en yoğun ve hızlı yaşandığı dönemdir. Beyin gelişimi çocuğun bilişsel, dil, sosyal-duygusal ve motor gelişimi için güçlü bir zemin oluşturur. Bu nedenle çocuklar özellikle okul öncesi dönem olarak adlandırdığımız yaşamın ilk altı yılında çok hızlı büyürler ve dil, bilişsel, sosyal-duygusal ve motor gelişim alanlarında şaşırtıcı bir hızla yetkinleşirler. Böylece çocuğun kendi potansiyelini gerçekleştirmesinin ve toplumun üretken bir bireyi olabilmesinin yolu açılmış olur. Beyin okul öncesi dönem boyunca hızlı geliştiği için bu dönem, beynin çevresel etkilere en açık olduğu dönemdir. Bu kapsamda çevre, çocuğun gelişimini ve öğrenme motivasyonunu derinden etkiler. Çocuğun ne kadar keşfedebileceği, neler öğrenebileceği ve hangi hızla öğrenebileceği çocuğun çevresinin ne kadar destekleyici olduğuyla ve çocuğa ne gibi olanaklar sunulduğuyla yakından ilişkilidir.

Kapanmaların sonucunda evde kalan çocukların bu ihtiyaçları ne yazık ki tam anlamıyla tamamlanamamıştır. Hayatın bu kritik dönemleri çocuk açısından riskli dönemlere dönüşmüştür. Bütün bunları düşününce  okul öncesi eğitim kurumlarının hiç kapanmadan gerekli önlemler alınarak açık kalmasının önemi ortaya çıkmaktadır.

“PANDEMİDE PSİKOLOJİK DESTEK ALAN ÇOCUKLARIN SAYISINDA ARTIŞ YAŞANDI”

Korona virüs salgını özellikle gelişim çağında olan çocukları ve ailelerini nasıl etkiledi? Sizin izlenimleriniz nelerdir?

Özellikle küçük yaş grubunda dışarı çıkmaktan korkan, kaygı düzeyi yüksek, obsesif, dudak ısırma, göz kırpma, parmak emme gibi alışkanlık problemleri oluşan çocukların sayısında bir artış gözlemledik. Televizyon, tablet, telefon bağımlılıkların artış göstermesi sonucunda sosyal fobiler, obezite arttı. İlkokul çocuklarında kaygı bozuklukları ve panik atak sorunları artış göstermiştir. Psikolojik destek alan çocukların sayısı da  maalesef gün geçtikçe artmaktadır

“ ÇOCUĞU KORKUTMAK YERİNE  VİRÜSTEN NASIL KORUNABİLECEĞİMİZİ GÖSTEREN GÖRSELLER VE İFADELER KULLANMAK DAHA DOĞRU OLACAKTIR”

Bir çocuk gelişimci ve Özel Okulöncesi ve Çocuk Kulüpleri Kurucuları Dernek başkanı olarak çocuklara pandemiyi ve korona virüsü nasıl anlatıyorsunuz? Salgın, çocuklara nasıl ve ne şekilde açıklanmalıdır? Bu anlamda ailelere uyarı ve önerileriniz var mıdır?

Korona virüs ilk başladığı dönemlerde bilinmeyen pek çok şey vardı. Bilinmeyen de her zaman daha çok korkutur hepimizi. Ne kadar sürecek, nasıl yaşanılacak, kimler daha çok risk grubunda gibi sorular aklımızın hep bir köşesindeydi.  Bu dönemde hepimiz çok endişeliydik ve daha çok korkuyorduk. Biraz da bu yoğun duyguların etkisiyle bazı ebeveynler çocuklarını korumak adına çok fazla korku içeren anlatımlar yaptılar. Hiç unutmuyorum okulumuza yeni başlayan 3 yaşında ki bir çocuk arabadan inerken, “korona nerede” diye sormuştu. Sanki dışarıya çıktığında hemen onu gelip yakalayacakmış gibi. Biraz daha zaman geçince çocukların anlayabileceği şekilde somutlaştırarak çok güzel görseller, çizgi filmler hazırlandı.  Çocuğu korkutarak değil, nasıl korunabileceğimizi gösteren görseller ve sözler ile anlatım her zaman çok daha doğrudur. Çocuk korkutulduğunda bu onun yaşam kalitesini olumsuz etkiler. O yüzden korona virüsü, çocukların yaş ve gelişim özelliklerine göre sade, anlaşılır bir dil ile görseller kullanarak anlatmalıyız.

“ LÜTFEN ÇOCUKLARINIZI KOŞUP OYNAYABİLECEĞİ, EĞLENİP MUTLU OLABİLECEĞİ GÜVENLİ KURUMLARA GÖNDERİN”

Bu süreçte en azından kendi kurumunuzda alınan birkaç önlemden de bahsedebilir misiniz? Örneğin ozon OVL cihazları zorunlu mu? Özellikle ne gibi hususlara dikkat etmek gerekiyor, ne gibi önlemler alınıyor?

Aslında bizim için çok değişen bir şey olmadı diyebiliriz. Okulöncesi kurumlarda temizlik hijyen çok önemlidir. Sınıflarımızın sık sık havalandırılması, hava sirkülasyonu olması önemlidir. Pek çok kurum yaz kış açık havaya çıkmaktadır, pek çok etkinliğini açık havada yapmaktadır. Bu dönemde bunlar tabi ki çok daha fazla önem kazandı.

Her ebeveyn haklı olarak çocuklarının sağlığını korumak istiyor. Sağlığın tanımını yaptığımızda, hem bedenen, hem de ruhsal tam iyi olma hali olduğunu görüyoruz. Fakat çocuklar evde kapalı kaldıklarında özellikle ruh sağlıkları olumsuz etkilendi. Çocuklar mutsuz oldu, içine kapandı. Henüz daha büyük sonuçları görmüyoruz. Ev ortamında koruyalım dediğimiz çocuklarımız belki de ergenlik dönemlerini ya da yetişkinliklerini çok zor geçirecekler. Çünkü pek çok duyguyu bastırdılar. Koşup, oynayamadılar. Oysa oyun, açık hava çocuğun doğal yaşam hakkı. Çocuklarınızı koşup oynayabileceği, eğlenip mutlu olabileceği güvenli kurumlara gönderin lütfen. Çünkü bu çocuğun en büyük ve en doğal hakkı. Anne babaların çocukları için yapabilecekleri en güzel iş onları okula göndermektir. Okul öncesi eğitimin amacı çocuklarda öğrenmeye ilgi uyandırmak ve çocuğun varolan yeteneklerini görünür kılmaktır. ... Bu nedenle, çocuğun küçük yaşlarda sağlıklı bir ortamda gelişimini sürdürmesi önem kazanmaktadır.

Yaşanan pandemiyle birlikte kreş ve özel anaokulu kurumlarının sayısında herhangi bir düşüş gözlemlediniz mi?

Maalesef pek çok sektör gibi özel Okulöncesi eğitim kurumları da pandemi döneminden etkilendi. Bazı kurumlar kapatıldı bazıları ise devredildi ya da küçülmelere gidildi.

Benim sormayı unuttuğum sizin eklemek istediğiniz herhangi bir mesaj var mıdır?

Bu dönemde Özel Okulöncesi ve Çocuk Kulüpleri Kurucuları Derneği olarak, ebeveynleri bilinçlendirmek, çocukların yüksek yararını düşünerek okullarımızın açık olması için çok çaba gösterdik. Okullarımızın açık kalması hem çocuk hem de özellikle kadınlarımız için çok önemlidir. Belki de bizim kurumlarımız en çok kadın istihdamı yapan, kadının sosyal hayata katılmasını sağlayan en önemli kurumlardır. Bugün bu kadar kadın gönül rahatlığı ile hayatın her yerinde ise bunda bizim kurumlarımızın yeri çok önemlidir. Amacımız sağlıklı, üretken, araştıran, gelişen, geliştiren mutlu çocuklar yetiştirmek. Gelecek çocuklarımıza emanet olacak...

(Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)

Editör: TE Bilisim