Son bir iki haftadır her yerde duyduğumuz, Marmara denizinde deniz salyalarının artmasıyla birlikte daha da duymaya devam edeceğimiz bir kavram müsilaj. Ancak son bir haftadır hayatımızda olan bir durumla ortaya çıkmadı. Kasım ayından beri Marmara’da deniz salyası oluşumu devam ediyor.  Marmara’da birçok canlının ölümüne sebep olup kötü kokular yaymaya başlayınca insanların ilgisini çekmeye başladı.

Salyaların deniz yüzeyinde ve kıyılarda birikerek oluşturduğu görüntü sonrasında sosyal medyada ve haberlerde sık sık ele alınmaya başlandı. Deniz salyaları doğal bir oluşum mu yoksa insan aktiviteleri sonucunda mı ortaya çıktı tartışması günlerdir sürüyor. Nedir müsilaj? Müsilaj yani deniz salyası besin ağı üzerinde etkileri olabilen, bakterilerle birlikte tek hücreli canlıların değişen ortam şartlarına verdikleri yanıttır denilebilir. Müsilaj oluşumunun bilimsel sebeplerine bakıldığında bunun ekosistem içinde doğal bir oluşum olduğu görülüyor. Ancak bu demek değildir ki insan faaliyetlerinin bunda hiçbir etkisi yok. İnsanın doğadaki herhangi bir kötü gidişatta etkisi olmaz olur mu? 

Müsilaj oluşumuna onlarca sebep sayan konunun uzmanlarına göre en önemli sebeplerden birisi Marmara Denizi’nin sıcaklığının geçmiş yıllara göre 2,5 derece artmış olması gösteriliyor. Sıcaklığın artmış olması deniz salyası oluşumunu tetiklemekle müsilajın miktarını artırarak tabakanın yüzeyde uzun süre kalmasına sebep oluyor. Sıcaklığın artmış olmasının sebebi olarak da küresel iklim değişikliği gösteriliyor. İnsanın rolü de burada devreye giriyor. Bu sıcaklık etkeni dışında bir diğer önemli sebep ise Marmara’daki atıkların arıtılmadan denize dökülmesi olarak öne çıkıyor. Marmara, yıllar boyunca çevre şehirlerin atık denizi olarak kullanıldı. Tarımsal faktörler, sanayi atıkları, evsel atıklar gibi arıtılmayan veya dönüştürülmeyen atıkların Marmara’ya dökülüyor olması ekosistem açısından tam bir facia.

Normalde Marmara Denizi’nde herhangi bir dökü faaliyetinin olmaması gerekir. Çünkü Marmara Denizi orijinal yapısı gereği durağan bir deniz. Atıkların arıtılarak Marmara’nın bu atıklardan minimum derecede etkileneceği düzeye getirilmesi gerekiyor. Peki ne yapılması gerekiyor? Konunun uzmanları kalıcı çözümler için arıtma tesislerini işaret ediyor. Yakın zamanda Marmara Belediyeler Birliği ve Bakanlıktan acil eylem planının açıklanması bekleniyor.

Ancak sosyal medyada dile getirilen bir tartışmaya dikkat çekmek istiyorum. Deniz salyası, insanların çevreye yönelik bireysel hatalarının öne çıkarılması üzerinden tartışılmamalı. Yani örneğin denize plastik su şişesi atanların, çevreye zarar veren bilinçsiz davranışların deniz salyalarına sebep olduğunun tartışılması konuyu sığ bir boyuta sokuyor. Burada tartışılması gereken devletin ve çevredeki belediyelerin çevre politikaları ve icraatları olmalıdır.