Damızlıkçı Mehmet Taşdelen, Şubat ayında TBMM’de görüşülmesi beklenilen horoz müsabakalarının yasallaşması yasası konusunda tüm siyasi partilerin hemfikir olduğunu iddia etti. Bütün partilerin bu yasaya evet diyeceğini ifade eden Taşdelen, “Biz de bütün medeni ve çağdaş ülkeler gibi devletimize vergilerimizi ödeyerek bu sporun yasalaşmasını istiyoruz. Hatta devlet bu müsabakalara bilirkişi ve gözlemci göndermek kaydıyla bu işi yasallaştırmalıdır” dedi.  Hint horozunun hem tarıma hem de turizme büyük katkısı olduğunu savunan Taşdelen, Hint Horozu müsabakalarının deve güreşi ve boğa güreşi gibi bir ata sporu haline gelmesi gerektiğini ileri sürdü. Cezaların artmasına rağmen bu işten vazgeçilmediğinin altını çizen Taşdelen, “Ben 52 yaşındayım ama 40 yıldır dövüş horozunun bu ülkede yasak olduğunu biliyorum. Yine de 2 milyona yakın insan horoz besliyor ve bu işle uğraşıyor. Bu işten hiçbir şekilde vazgeçmiyor” ifadelerini kullandı. Taşdelen büyük bir ekonomik sektör haline gelen horoz dövüşlerinin bilinmeyen yanlarını gazetemize anlattı.  Biraz kendinizden bahseder misiniz, sizi tanıyabilir miyiz? Benim Adım Mehmet Taşdelen. Memur bir ailenin çocuğuyum. Yıllarca köyde hayvancılık yaptık. Sekiz yaşımdan beri horoz besliyorum. Babam da horoz besliyordu. Damızlıkçıyım ve ırk takibi yapıyorum. Müsabaka horozlarının ırklarını takip ediyorum. Bazen melezleştiriyorum bazen de yavru elde ediyorum. “VERGİ ÖDEYEREK BU SPORUN YASALLAŞMASINI İSTİYORUZ” Neden horoz dövüşü değil de horoz müsabakası deniliyor? Bu müsabakalardan biraz bahseder misiniz? Çünkü horozlar iki hakem eşliğinde, belli bir saat diliminde hayvanların yaş ve kilo dengi olması kaydıyla müsabakaya çıkıyorlar. Dışarlarda söylendiği gibi merdiven altı değil. Bu konuda Türkiye’ye hep engel konulsa da, Anadolu Hint Horozları dünyada nam yapmış ve bütün dünya tarafından damızlık yapılan bir hayvandır. Turizm katkısı yüksek olan bir hayvandır. Bütün Arap ve Avrupa ülkelerinden damızlıkçılar gelip bizden hem yumurta alıyorlar hem de mal alıyorlar. Müsabakaya horozlar çıkarıyorlar. Hint horozunun hem tarıma hem de turizme büyük bir katkısı var. Hint horozu müsabakaları deve güreşi ve boğa güreşi gibi bir ata sporu haline gelmesi gerekir. Biz de bütün medeni ve çağdaş ülkeler gibi devletimize vergilerimizi ödeyerek bu sporun yasalaşmasını istiyoruz. Avrupa ve ABD’de horozcular müsabaka yapıp devletlerine vergi veriyorlar. Avcılar gibi devlete vergiler vererek hatta devlet buna bilirkişi ve gözlemci göndermek kaydıyla bu işi yasallaştırsın istiyoruz. Yasaklar daha da artarsa bir ırkın yok oluşu meydana gelmiş olur. Nesli tükenmiş olur.   “MÜSABAKALARI HAKEM VE VETERİNERLER EŞLİĞİNDE YAPILIYOR” ‘Bu bir şiddettir’ söylemini nasıl değerlendiriyorsunuz? Horozların kanlar içinde nefessiz kalması bir şiddet değil mi? Biz bu hayvanların bütün aşılarını, vitaminlerini veriyoruz. Bademden tutun, fındık, ceviz ve üzümüne kadar hepsini veriyoruz. Bu bir vahşet değildir. Biz belli bir zaman biriminde hakem ve veteriner eşliğine müsabaka gerçekleştiriyoruz. Kilo ve yaş dengi de var. Müsabakalarımızın hiçbiri ölümle vahşetle sonuçlanmıyor. Yani bir boks müsabakasını düşünün, belli bir zaman diliminde puanla nasıl yapılıyorsa horozlarda o şekilde müsabakaya çıkıyorlar. Hayvanseverler tepki gösteriyorlar. Onlar sadece tribüne oynayıp şov yapıyorlar. Sadece günlük sokak hayvanlarının önüne ekmek koyarak bu iş olmuyor. Onlara kalsa kurban da kesmeyeceğiz. “2 MİLYONA YAKIN İNSAN HOROZ BESLİYOR” Bize biraz horozlardan ve bu sektörden bahseder misiniz? Dövüş horozların genlerinde var. Bunlar hiçbir zaman barış içinde yaşayan hayvanlar değil. O yüzden kümeslerini de hep ayrı tutuyoruz. Her horozun bir farkı vardır. Tayland horozları çok hızlıdır ama inatçı değiller. Brezil horozlar vardır Hint horozları ile benzerlikleri çoktur. Çok Zeki değiller. Ön dövüş yaparlar ve müsabaka bitene kadar dövüşten vazgeçmezler. Şu an müsabakalar devam ediyor. Fakat yasaklar da devam ediyor. Baskına uğruyoruz. Cezalar çok arttı. Ama horozcular bu spordan yine de vazgeçmiyorlar. Ben 52 yaşındayım ama 40 yıldır dövüş horozunun bu ülkede yasak olduğunu biliyorum. Yine de 2 milyona yakın insan horoz besliyor ve bu işle uğraşıyor. Bu işten hiçbir şekilde vazgeçmiyor. “SİYASİ PARTİLERİN HEPSİ OY BİRLİĞİ İLE BU YASANIN ÇIKMASINI İSTİYOR” Bize biraz çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Şubat ayında yasa çıkmasını bekliyoruz. Bu konuda çalışmalarımız var. Tarım ve hayvanlarla ilgili komisyonlara başvuru yaptık. Siyasi partilerin hepsi oy birliği ile bu yasanın çıkmasını istiyor. Ki çıkacağından da eminiz. Bu yasa çıkmasa birçok kişi bu işi bırakacak. Çünkü cezası çok artmış durumda. Hem hapis hem de para cezası. Eğer ki bu yasa lehimize çıkarsa bu iş tesisleşir ve biz de devletimize vergimizi vereceğiz. Amerika’da horoz dövüşü serbest, Belçika ve Fransa’da da öyle. Devlet bunlardan vergi alıyor. “BU İŞ, HEM BİR HOBİ HEM DE BİR SEKTÖRDÜR” Bu sektörün biraz da ekonomik yönüne değinir misiniz? Özellikle Akdeniz, Ege ve Çukurova’da horozculuk büyük bir sektördür. Örneğin Adana, Antalya ve Denizli’de. Çünkü Hint horozu o iklime uyuyor, iklim sıcaktır. İyi damızlıkçılar var oralarda, bütün gelir kaynakları budur. Bu hem bir hobi hem de bir sektördür. Yetiştiriciliğin maliyeti yüksektir. Bunlar sadece tohumlu yiyeceklerle beslenmiyor. Bunların belirli mineral ve protein alması için birçok şey veriyoruz. Müsabakaya hazırladığımız zaman onlara daha yüksek proteinli yiyecekler veriyoruz. Kuru üzüm, ceviz, haşlanmış yumurta ve balık yediriyoruz. Bunların fiyatı da yüksektir. Hayvan ilaçları insan ilaçlarından daha pahalıdır. Örneğin bir göz damlasına 90 lira veriyoruz. “İYİ BİR AĞIR SİKLET HOROZUNU BİN DOLARA VERİYORUZ” Horozları besledikten sonra satıyor musunuz? Horozların büyük kısmını Azerbaycan’a ve Nahçivan’a satıyorum. Oradan da Arap ülkelerine gidiyor. Orta, hafif ve ağır siklette horozlar var. Ağır sikletlerin iyilerini Araplar bizden alıp gidiyor. İyi bir ağır siklet horozunu bin dolara veriyoruz. Iğdır’dan İran ve Gürcistan’a da gönderiyoruz. Yani büyük bir sektör. Tarım ve turizm açısından büyük bir alan. Bu sektörün bir de birleştirici gücü var. Fakat toplumda hep farklı lanse edildiği için böyle biliniyor. Bence en başta av yasaklanmalı, boksun da yasaklanması gerekir. O da bizim için aynı şeydir. Biz de boksun rauntları gibi bu işi yapıyoruz. 15 dakikadan sonra horoz dinlendiriliyor ve yüzü temizlenip sonra tekrar ringe çıkarılıyor. Yani bir saat boyunca sürekli ringte kalmıyor. “ÇOK ÖNEMLİ İSİMLER HEYECANLA BİZİMLE BU SPORU TAKİP EDİYOR” Son olarak vermek istediğiniz bir mesaj var mı? Siyasi partilerin bu olaya politik olarak bakması gerekir. Toplumumuzun birleşmesi için bunun yasaklanmaması gerekir. Mesela bir Kozan festivali olunca kaynaşma ve birleşme oluyor. Bütün Türkiye oraya geliyor ahbaplaşma oluşuyor. Diyarbakır’dan, Denizli’ye ve her yerden insanlar buraya akıyor. Toplumumuzda çok önemli isimlere sahip kişiler heyecanla bu sporu bizimle birlikte izliyorlar. Bu işe gönül veren herkes bu konu da bizim gibi düşünüyor. Kendi kümesime bakabilirsiniz. Hemen her şey bulunuyor. Vitaminden proteinine kadar.  Haber: Kadir GÜRHAN