Bingöl il merkezinin 40 km doğusunda, Solhan ilçe merkezinin 12 km güneybatısında Murat Köyü’ndeki Murat Tepe, Murat (Norik) Höyük olarak tescillenmiştir. 2018 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü öncülüğünde, Elâzığ Müze Müdürlüğü başkanlığında Murat Tepe’de kurtarma kazıları yapılmaya başlanmıştır. Kalehan 2 Barajı nedeniyle sular altında kalacak alanda yürütülen kurtarma kazısında Urartu dönemine ait yaklaşık 3 bin 600 yıllık yerleşim yeri ortaya çıkarılmıştır. Fırat, Van Yüzüncü Yıl ve Bingöl üniversitelerinden uzmanların da katılımıyla, Elâzığ Müze Müdürü Ziya Kılınç başkanlığında   158 kişilik ekip tarafından yürütülen kazılarda 3 bin yıllık geçmişe sahip olduğu tahmin edilen askeri yerleşke, 50 adet envanterlik ve 23 tane de etütlük eser gün yüzüne çıkarılmıştır.

Murat Tepe’de yapılan kazının bilimsel danışmanı Fırat Üniversitesi İnsani ve Sosyal Bilimler Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Abdülkadir Özdemir, çalışmalar sırasında Bizans ve Urartu dönemine ait çömleklerin içinde çok iyi şekilde korunmuş 3 bin yıllık buğday olduğu düşünülen hububat kalıntılarının bulunduğunu aktarmıştır. Bingöl’ün ilk sistemli arkeoloji kazı çalışmaları sırasında bulunan buğday tanelerinin, TUBİTAK MAM laboratuvarlarında yapılan inceleme sonucunda 4 bin 500 yıllık olduğu tespit edilmiştir. 

Bingöl’ün arkeolojik kazı geçmişinin köklü bir tarihi olmasa da yakın zamanda yapılan çalışmalarla bölgenin arkeolojik önemi ortaya konmuştur. Bu çalışmaların sistematik bir şekilde devam etmesinin gerekliliği bilinen ama aydınlatılmayan bilgilerin varlığından da anlaşılabilir. Örneğin, Prehistorik dönemin en önemli ekonomik ticari hammaddesi olan Obsidiyen (doğal cam) açısından da Bingöl yöresi oldukça önemli bir bölgedir. Bunun gibi daha birçok bilgi araştırılmaya ve köklerinin ortaya çıkarılmasına muhtaçtır. Son yapılan kurtarma kazıları hem bölgenin tarihsel gelişimine hem de insanlık tarihinin geçmişine ışık tutacak veriler ortaya koymuştur. Bingöl’ün sahip olduğu tarihsel potansiyeli gözler önüne seren bu çalışmalar artarak ilerlerse kısa zamanda bölgenin Anadolu arkeolojisinde söz sahibi olmasına yol açacak gelişmeleri doğuracaktır.