Gazi Üniversitesi Türkçe Öğrenim, Araştırma ve Uygulama Merkezi (TÖMER) ve Uzaktan Eğitim Uygulama, Araştırma Merkezi gerçekleştirdiği ortak işbirliği ile “Mehmet Akif Ersoy’u Anlama” isimli bir program düzenledi.

Gazi Üniversitesi Türkçe Öğrenim, Araştırma ve Uygulama Merkezi (TÖMER) ve Uzaktan Eğitim Uygulama, Araştırma Merkezi gerçekleştirdiği ortak işbirliği ile “Mehmet Akif Ersoy'u Anlama” isimli bir program düzenledi.

Mehmet Akif Ersoy'u doğumunun 147. yılında Eğitim görevlisi ve aynı zamanda İletişim uzamanı olan Fatih Akbaba anlattı. Akbaba, Gazi Üniversitesi Rektörlük Binasında bulunan Mimar Kemalettin Salonu'nda Milli Şair'in bilinmeyen yönlerinden bahsetti. Organizasyon video konferans yolu ile çevrimiçi bir şekilde gerçekleştirildi. Programa Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Yıldız'da katılırken, etkinlik Gazi Üniversitesi'nin sosyal medya hesaplarından da canlı yayınlandı.

“Mehmet Akif söz konusu olunca söylenecek, anlatacak şey o kadar çok ki”

Etkinlikte bir konuşma yapan Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Yıldız şunları dedi:

“Bağımsızlık mücadelemizin simge ismi haline gelen büyük şairimiz Mehmet Akif söz konusu olunca söylenecek, anlatacak şey o kadar çok ki. Belki de en başta onun şairliğini, üslubunu, İstiklal Marşımız ve Safahat'tan hareketle şairliğin üzerinde bir yerde konumlandırmak gerekir diye düşünüyorum. Bizler bugün Akif'i genellikle İstiklal Marşı ile hatırlıyoruz. Ancak Akif, yalnızca İstiklal Marşı ile değil, büyük bir devletin ve halkın yaşadığı acılara şahit olan ve bütün ıstırabını çeken bir kişilik olarak karşımızda durmaktadır.”

“Bilinmeyenlerini öğrenmemiz lazım”

Düzenlenen programın ardından açıklamalarda bulunan İletişim Uzmanı Eğitimci Yazar Fatih Akbaba ise şu sözlere yer verdi:

“Bir kere Mehmet Akif Ersoy'u, gençlerimize, çocuklarımıza önce kendimize anlatmamız lazım. Bilinmeyenlerini öğrenmemiz lazım. Mehmet Akif'e yapılan bir takım haksızlıkları çoğumuzun gözlemlemesi ve öğrenmesi gerekiyor. Bunu öğrendiğimizde, Mehmet Akif'le yeniden anlaşabildiğimizde, barışabildiğimizde İstiklal Marşı'nın hikmetini, ne anlatmak istediğini daha iyi kavramış olacağız. Sadece şiirini okumak değil, sadece şiirini ezberletmek değil maharet. İstiklal Marşı'nı küçükken çocukların hepsine ezberletiyoruz ama ne dediğini ne anlatmak istediğini, orada ne kelime yattığını, ne anlam derinliği olduğunu bilmiyoruz.

İstiklal Marşı'nın kendisinde dahi 'korkma' dediğinde o korkmanın nerelere gittiğini, Mekke'den Medine'ye giden Peygamber Efendimizin Hicret'ine dayandığını öğretmemiz gerekiyor. Neydi Korkma?, mağaranın içinden Peygamber Efendimize seslenen o ayetin hikmetiydi. Korkma dediğinde o dönemde istiklal mücadelesine girerken hepimizin acaba manda altına mı gireceğiz, özgürlüğümüzü mü kaybedeceğiz derken Mehmet Akif millete sesleniyordu korkma diye. İşte Biz o korkmayı bile çocuklarımıza tam öğrettiğimizde göreceğiz ki Mehmet Akif'in bize bıraktığı şiirlerin içerisinde bu milletin geçmişinden geleceğe taşıdığı büyük bir hikayenin varlığını görmüş olacağız. Bu anlamda da Mehmet Akif Ersoy ile anlaşabilmek, onu anlamak zorundayız.”

İHA