CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanına seslenerek biran önce MGK’nın toplanması gerektiğini ifade etti. MGK’nın bir anayasal kurum olduğuna değinen Kılıçdaroğlu, “MGK'nın toplanması lazım. MGK toplansaydı oradaki bürokratlar ve siyasiler bütün gerçekleri öğrenebilirler miydi? Öğrenebilirlerdi. Nasıl konuşmaları konusunda bir kanaat sahibi olabilirlerdi” dedi.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni hakkında konuşan Kılıçdaroğlu, "Altı genel başkan kamuoyunun önüne çıkarak 'güçlendirilmiş parlamenter sistemi' belgesini imzaladık. Hukuk olmadığı takdirde hiç kimse geleceği göremez. Yüzde 10 seçim barajını darbeciler getirdi. Darbeye de darbecilere de karşıyız. Yüzde 10'u kaldıracağız.” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Hemen yanımızda Karadeniz'in biraz yukarısında Rusya- Ukrayna çatışması” var ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Savaş veya çatışma. Bu olay olduğunda Denizli'deydi. Toplantıya girmeden önce grup başkanvekili Engin Altay'ı aradım 'Önemli bir olay var. Hemen burnumuzun dibinde gerilim var. TBMM'nin toplanması lazım acilen. Sonra ittifakın diğer bileşenlerini aradım düşüncelerimi söyledim. Meclisin açık olması lazım dedim. Bilgi sahibi olmamız lazım' dedim. Olayın meydana geldiği aynı gün Sayın Erdoğan güvenlik zirvesini topladı. İyi, kimse değinmedi ama merak ettim. Güvenlik zirvesi hangi yasaya dayanıyor? Güvenlik zirvesinin hukuki bir temeli var mı? Güvenlik zirvesi diye bir kuruluş hiç hatırlamıyorum. Kimler katıldı diye baktım. Eğer zirve devletin bir zirvesi ise bunun kurumu var MGK. Bunun toplanması gerekir evet. Ama siz bu kurumu bir tarafa bırakıp bir paralel yapı inşa ediyorsanız ve o inşa ettiğiniz o paralel yapıyı partileştirmişseniz ciddi bir sorunumuz var demektir! AK Parti'nin parti sözcüsü kalkar da bu konuda devlet adına nasıl konuşur ya! Ben devletin bu duruma düşürülmesinden büyük üzüntü duyuyorum.  Arkasından TBMM'de toplantı oldu. Eğer siz 600 milletvekiline saygı duyuyorsanız, eğer siz TBMM'ne saygı duyuyorsanız, eğer siz milli iradeye saygı duyuyorsanız bu olay TBMM'de görüşüldüğünde yürütme organından birisi gelir TBMM'ye bilgi verirdi. Bilgi verilmedi arkadaşlar. Devletin bu kadar çürüdüğünü, bu kadar ayaklar altına alındığını bu kadar itibarsızlaştırıldığını ilk kez görüyor ve tanık oluyorum. Rezalet bir durum.”

“YÜZ YILLIK BİR DEVLET GELENEĞİMİZİ ÇÜRÜTTÜLER”

MGK’nın bir anayasal kurum olduğuna değinen Kılıçdaroğlu, “MGK'nın toplanması lazım. MGK toplansaydı oradaki bürokratlar ve siyasiler bütün gerçekleri öğrenebilirler miydi? Öğrenebilirlerdi. Nasıl konuşmaları konusunda bir kanaat sahibi olabilirlerdi. Sen oraya parti sözcüsünü çağırmışsın grup başkanını çağırmışsın genel başkanvekilini çağırmışsın ne kadar işe yaramaz adam var çağırmışsın devletin kurmaylarını da toplamışsın oraya sonra milli güvenlik zirvesi diyorsun. Ne güvenlik zirvesi ya! Devleti yönetmekten aciz olanlar güvenlik zirvesi mi toplar! Devlet geleneği ve devlet aklı olmayana teslim edilen bir Türkiye var ve zikzaklar çizen bir Türkiye var. Diğer konulara girmiyorum. Evet tarafsız kalmamız lazım, bu işin içine bodozlama girmememiz lazım. Ağzımızdan çıkan sözü dış politikada ölçerek tartarak konuşmamız lazım. Bunlar dış politikayı da dış politika malzemesi haline getirdiler. Aslansın kaplansın! Büyük büyük laflar ediyorsun gidiyorsun orada çekimser oy kullanın diyorsun. Niye? Rusya'yı kızdırmayalım diye. Devleti yönetemiyorlar işin Türkçesi. Yazıktır günahtır. Yüz yıllık bir devlet geleneğimizi çürüttüler mahvettiler.”

“BİZ DEVLETİ ONDAN DAHA İYİ TANIYORUZ”

Zamlarla ilgili yeni düzenlemeye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, "Dünyada bizim dışımızda elektriğe yüzde 127 oranında zam yapan hiçbir ülke görmedim. Sanıyorlar ki bu millet dünyayı bilmiyor. Ya herkesin elinde cep telefonu var kardeşim. Sen o telefon ile Güney Amerika'da ne olduğunu dakikalar içinde öğreniyorsun. Hâlâ geride kalmışlar. Ya dünya orta Çağ'ı geçti, 21. yüzyıldayız artık! Zam için tekrar toplandılar. Erdoğan söylediğini geri aldı ve dedi ki tarifeleri indireceğiz. Yüzde 18 olan KDV'yi yüzde 8'e indirdiler. Yani Yüzde 127 zam yaptılar onu yüzde 100'e indirdiler. Böylece vatandaş memnuniyetini ifade edecek! Ama bir şey daha yaptı. Zam gelmeden önce çıkıp kamuoyuna açıklama yapmıştım. 4 kişilik bir ailenin ortalama elektrik tüketimi 230 kw, oraya zam yapmayın. Sözümüzü dinlemedi. 210 kw saate kadar olana bir ayrıcalık tanıdı. Dün akşam şimdi 230 dese Kılıçdaroğlu'nun dediği oluyor, en iyisi 240 yapayım da şundan kurtulayım dedi. Bizim sosyal tarifemizi kabul etti. Bu ne demektir? Biz devleti ondan daha iyi tanıyoruz” dedi.

“KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİNİ SAĞLAYACAĞIZ”

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni hakkında konuşan Kılıçdaroğlu şunları söyledi: "Altı genel başkan kamuoyunun önüne çıkarak 'güçlendirilmiş parlamenter sistemi' belgesini imzaladık. Hukuk olmadığı takdirde hiç kimse geleceği göremez. Yüzde 10 seçim barajını darbeciler getirdi. Darbeye de darbecilere de karşıyız. Yüzde 10'u kaldıracağız. Milli iradenin meclise yansıması lazım. Yüzde 9 alıyor meclise giremiyor. Milyonlarca oy almış kardeşim. Milli irade önemlidir. Yurt dışındaki işçileri düşünün. Seçimlerde oy kullanıyorsunuz ama bulunduğunuz yerde milletvekili seçilemiyorsunuz. Niçin? Bu garabeti de değiştireceğiz. Yurt dışı seçim sistemi oluşturacağız. Demek ki milli iradeye gerçek anlamda sahip çıkan kim? Millet İttifakı. Yurt dışındaki vatandaş taşeron mu? Hayır oyunu kullanacak aday da olacak. Seçilecek buraya gelecek kendi derdini oradaki vatandaşlarının derdini TBMM'de anlatacak. Torba kanun uygulamalarına son vereceğiz. Tamamen kaldıracağız. İlgili bütün kuruluşları davet edeceğiz. Sanayiciyle ilgili kanun çıkacak sanayicinin haberi yok. Buna son vereceğiz. Böyle bir kanun geliyorsa ilgili kuruluşları davet edeceğiz. Sicil toplum kuruluşlarıyla birlikte görüşülecek. Bütçe hakkı devredilemez. Adaletin olmadığı yerde ekmek yoktur. Hakkınızı arayamazsınız adaletin olduğu yerde. O nedenle öyle AİHM kararı, AYM kararı ben uygulamıyorum diyen hakimin kulağından tutup kapının önüne koyacağız. Adalet kendi içinde yolunu yürür. Hakim hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar verir. Dünyanın bütün demokrasilerinde böyledir. Oturur  en son vicdani kanaatini dinler. Bazı bilim insanları ne derler vicdan için 'Allah'ın yüreğimizdeki sesi' derler. Talimatla karar veren hakim mi olur Allah aşkına! Çoklu baro sistemi; bir şeyi iyi yönetmek istiyorsan böl parçala ondan sonra yönetirsin. A barosu b barosu baro bir tanedir ya. Türkiye Odalar Borsalar Birliği'ni de mi parçalayacağız? Beraber olmak varken aynı zeminde var olan sorunları tartışmak varken neden ayrışıp kamplaşıyoruz? Kadın-erkek eşitliğini sağlayacağız. Daha ilk okuldan başlayarak bunu çocuklarımıza anlatacağız. Kayyım uygulamasına son vereceğiz.” (Onur BİNGÖL)

Editör: TE Bilisim