Neredeyse Türkiye’nin birçok yerinde yaşanan kuraklık tarım üretimini de etkiledi. Ürünlerin yetişme döneminde beklenen yağış gerçekleşmediğinden dolayı kuraklıktan 42 ilin etkilendiği belirtiliyor. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Tüm Üretici Köylü Sendikası Eğitim Örgütlenme Uzmanı Sedat Başkavak, yaşanan kuraklıktan dolayı sofraya gelen ekmekten birçok gıda ürününe kadar fiyatların artacağını ifade etti. Üretici köylünün desteklenmesi gerektiğine vurgu yapan Başkavak, yapılması gerekenleri anlattı. 

Yaşanan kuraklıktan dolayı Tüm Üretici Köylü Sendikası Eğitim Örgütlenme Uzmanı Sedat Başkavak, buğday ithalatının artabileceğini ifade etti. Başkavak, “Buğday ithalatının artması ise sofralara gelen ekmeğin, gıdaların fiyatının aratacağı anlamına gelecektir. Bundan ise hem üretici köylü hem de ülkenin tamamı etkilenecektir. Fakirin sofrasındaki ekmek azalacaktır” diye konuştu.

İTHALAT BASKISI KÖYLÜYÜ ZOR DURUMDA BIRAKACAK

Tüm Üretici Köylü Sendikası Eğitim Örgütlenme Uzmanı Sedat Başkavak, yaşanan kuraklığın iki yönüne dikkat çekerek ilk yönünün ciddi anlamda üretim azalmasının olacağına değindi. 42 ilin kuraklıktan etkilendiğini belirten Başkavak, “20 milyon ton buğday üretiyoruz ve 10 milyonu ithal ediyoruz. Yani ürettiğimizin yarısı kadar da ithal eden bir ülkeyiz. Yaşanan kuraklık ile geçmiş zamanda ithal ettiğimizden daha fazlasını ithal etmek zorunda kalacağız. Sadece buğday değil, arpa, mercimek gibi birçok ürünü ithal edeceğiz. Bunların olacağı durumda ise köylü buğdayını daha ucuza satacaktır. Çünkü ithalat baskısı köylünün ürettiği ürünün üzerine fiyat baskısı olarak yansıyacak” dedi.

Birçok üründe fiyatın artmasının kuraklığın ikinci yansımasının olacağını belirten Başkavak şunları söyledi: “Buğday ithalatının artması sofralara gelen ekmeğin, gıdaların fiyatının aratacağı anlamına gelecektir. Bundan ise hem üretici köylü hem de ülkenin tamamı etkilenecektir. Fakirin sofrasındaki ekmek azalacaktır.”

Korona virüs salgını nedeniyle dünyada gıdanın ve tarım üretiminin öneminin hissedilir olduğuna değinen Başkavak konuşmasında şunlara değindi: “Bizim buğday aldığımız Rusya, Ukrayna gibi ülkeler pandemi boyunca korumacı tedbirlere başvurdular ve ihracatı kısıtladılar. Dünyada 5 temel tarım ürününün piyasasını ise 7, 8 ülke kontrol ediyor. Tarımda yaşanan bu tekelleşmeden dolayı ileride buğday bile bulamayacak duruma geleceğiz, bulsak dahi yüksek fiyatlar vermekle karşı karşıya kalacağız.”

“KÖYLÜ TARIMDAN KOPUYOR”

Başkavak köylünün tarımdan koptuğuna vurgu yaparak şunları belirtti: “Bugün çiftçi borçlarını ödeyemez hale gelmiş durumda ve bununla ilgili önlem alınmıyor. Bugün kuraklıktan zarar gören çiftçinin yarın üretim yapabilmesi için kuraklığın engellenebileceği, en azından zararın azaltılacağı bölgelerde Devlet Su İşlerinin köylüye su ulaştırması gerekirdi. Fakat bu yapılmadı. Bundan sonra yapılacak şey ise kuraklıktan zarar gören üreticiye gelecek dönem üretimine devam edebilmesi hatta hayatını sürdürebilmesi için nakdi yardım yapılması olacaktır. Bu olmadığı takdirde köylünün yaşama olanağı yok.”

Üretici köylü için neler yapılması gerektiğini anlatan Başkavak şunlara değindi:

“İlk etapta yapılacak şey üretici köylünün kullandığı mazota destek verilmek ve mazottan ÖTV’yi kaldırılmak olacaktır. İkincisi ise kuraklıktan zarar gören üretici köylünün borçları silinmelidir. Sulamada kullanılan elektriğin KDV’si yüzde 18’den yüzde 1’e düşürülmelidir. Başta Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki elektrik dağıtım şirketleri köylünün elektrik borcundan dolayı sulamada kullanılan elektriği kesmemelidir ve devletin bunları engellemesi gerekir. Bunlar engellenmediği takdirde üretim iyice tehlikeye girecektir. Çünkü ne kadar süreceği belli olmayan bir kuraklık sürecine girdik. Tüm bunları düşününce üretimin devam edebilmesi için devlet köylünün suya ulaşabilmesini sağlayacak yol ve yöntemi göstermelidir.”

Tüm Üretici Köylü Sendikası Eğitim Örgütlenme Uzmanı Sedat Başkavak

“KURAKLIK HAYVANCILIĞI DA ETKİLEYECEK”

Dünyada en gelişmiş sanayi ülkelerinin tarımda da gelişmiş ülkeler olduğunu ifade eden Başkavak, “Örneğin Avrupa ülkeleri. Tarımı geri kalmış bir ülkenin başka alanlarda da gelişmesine imkan yoktur. İşte bundan dolayı tarım destekleri politikasına ihtiyacımız var. Ürüne değil üretime ve üretimin koşullarına destek verilmelidir. Köylüye ucuz, kaliteli kaba yem desteği verilmelidir. Çünkü bu kuraklık hayvancılığı da etkileyecektir. Meralarda, çayırlarda ot yok. Bunun yanı sıra arıcılık da büyük etkilenecek. Çünkü ülkedeki arılar çiçekler az olduğundan seferlerden boş dönüyor. Tüm bunları düşününce hayvancılıkta da maliyet artacak ve birçok köylü maliyeti karşılayamadığından hayvanını satmak isteyecektir.

Özetle önümüzdeki dönem ekmekten una, mercimekten fasulyeye, hayvan yeminden et ve süt ürünlerine kadar her şeye daha fazla para ödeyeceğimiz bir dönem göreceğiz.”

“EKİNLER KURAKLIKTAN BÜYÜMEDİ”

Sivas’ta hayvancılık ve çiftçilikle geçimini sağlayan Yusuf Atmaca ise, kuraklıktan dolayı hayvanları otlatamadıklarını ifade etti. Hayvancılığın başlı başına çok maliyetli bir iş olduğunu ifade eden Atmaca, “Yem fiyatları çok yüksek, yem fiyatını karşılayabilmek için kredi çektik. Kredilerimizi ödemeye çalışırken şimdi ise kuraklık ile mücadele ediyoruz. Çevre illerde hayvancılık yapanlar da Sivas’a hayvanlarını otlatmaya geliyorlar, fakat buradaki otlaklar bile bize yetmiyor. Bundan dolayı çevre illerden gelenlerle de sürekli sorunlar yaşıyoruz” dedi.

Seyit Atmaca ise ektikleri ekinlerin kuraklıktan dolayı büyümediğini ifade ederek, “Böylesi bir kuraklıkla ilk defa karşılaşıyoruz. Ekin ektik fakat hiçbiri yağmur yağmadığı için çıkmadı. Bizim burada başka sulama yöntemimiz yok, yağmur yağarsa ürünlerimiz boy atıyor. Şuan ise çok zor durumdayız, umarım devletimiz bize destek olacaktır” ifadelerini kullandı. (Türkan ÇATAL YILDIZ)