“Kıbrıs bizim için milli bir meseledir” ifadelerini kullanan MHP Lideri Devlet Bahçeli, “Kıbrıs'ta eşit haklara sahip iki kesimli egemen devlet zaruriyettir. Beklentimiz Kıbrıs Türklüğünün uluslararası camiada tanınmasıdır. Ambargo ve kısıtlamaların kaldırılması bir diğer beklentimizdir. Türkiye, Doğu Akdeniz'deki haklarından ödün vermeyecektir.” dedi.

MHP Lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Bahçeli, gizli anayasa görüşmeleri iddiasını sert sözlerle eleştirerek, “Anayasa'nın ilk üç maddesiyle koruyucu zırhı olan dördüncü maddesi kırmızı çizgimizdir. Çizgisi olmayan, siyasetleri çizilmiş ve üzerine çarpı koyulmuş FETÖ ve PKK lobisinin ateşle oynadığını hatırlatmak bizim boynumuzun borcudur.” ifadelerini kullandı.

“KIBRIS'TA EŞİT HAKLARA SAHİP İKİ KESİMLİ EGEMEN DEVLET ZARURİYETTİR”

Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, Kıbrıs’a ilişkin açıklamalarda bulundu. “Kıbrıs bizim için milli bir meselesidir” ifadelerini kullanan bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü: “Hiçbir şartta ihmali olmaz. Kıbrıs 307 yıl hakimiyetimiz altında huzur, barış ve güvenlik içinde yaşamıştır. Nice parlak eserimiz Kıbrıs'ı baştan ayağa kuşatmış bugünlere ulaşmıştır. KKTC'nin güvenliği, Türkiye'nin güvenliği demektir. Adımız birdir, amacımız birdir, acımız birdir, arzumuz birdir, anımız birdir. Türk milleti olarak varız, buna da inançla devam edeceğiz. Kıbrıs Türklüğü yok sayılamaz, varlık hakları yokuşa sürülemez. Demokrasinin ilkelerini, turnusol kağıdı gibi Kıbrıs tarihinin üzerine koyarsak kimin antidemokratik, faşist olduğunu herkes görecektir.

Kıbrıs'ta eşit haklara sahip iki kesimli egemen devlet zaruriyettir. Beklentimiz Kıbrıs Türklüğünün uluslararası camiada tanınmasıdır. Ambargo ve kısıtlamaların kaldırılması bir diğer beklentimizdir. Doğu Akdeniz'in kaptan köşkü Kıbrıs, hidrokarbon zenginlikleri ve paylaşım sorunları ile tüm dikkatleri üzerine çekmiştir. Türkiye, Doğu Akdeniz'deki haklarından ödün vermeyecektir. Hiç kimse fiili durum yaratmaya çalışmamalıdır.”

“AZERBAYCAN TEZKERESİNE DESTEĞİMİZ TAM”

Ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bahçeli, “Ekonomide açılan ya da açılacak yeni ufuklar ile çemberin kırılacağını, muhteşem bir kalkışın yaşanacağını düşünüyorum. Başarı bizim hakkımızdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye'nin ihtiyacı olan tarihi bir yönetim reformu olarak devam etmektedir.” dedi.

Azerbaycan tezkeresine desteklerinin tam olduğunu ifade eden Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü: “İşgal altındaki yerleri 44 günde kurtaran dost Azerbaycan'ın sonuna kadar arkasında olacağımızı söylemek isterim. 10 Kasım tarihli ateşkesin tarihini bazı odakların tartışma gayretleri harekatın muazzam stratejik boyutlarını örtmeye yetmeyecektir. Azerbaycan Cumhuriyeti, askeri mücadeleyi politik bir enstrüman olarak kullanmada başarı göstermiş, ordusunun taktik üstünlüğü sayesinde uluslararası prestij kazanmıştır. 28 yıldır donmuş bir ihtilaf olan Dağlık Karabağ'ın zincirlerinden önemli ölçüde kurtulmuş olması tarihe geçmiştir.”

“KÜÇÜKÇEKMECE'DEKİ PARK OLAYININ HESABI MUTLAKA SORULMALI”

Muhalefeteilişkin eleştirilerde bulunan Bahçeli, “Türk siyaseti kendi ülkesine yabancılaşmış, yozlaşmış bir muhalefetin sancısını yaşamaktadır. Bu nedenle bunlara zillet dememiz yadırganmamalıdır. Kırık dökük yabancı dili ile açılış konuşması yapmış. Türkiye'yi şikayet etmiştir. Çocuklara bölücülük aşılanmaya çalışılmıştır. Küçükçekmece'deki park olayının hesabı mutlaka sorulmalı, burunlarından fitil fitil getirilmelidir. CHP bu kadar mı tarihi köklerinden kopmuştur. Bu ayıplı Kılıçdaroğlu nereye doğru koşuyor?” dedi.

“Kılıçdaroğlu yapar da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı durur mu? O da iş birlikçiliğin film setine balıklama atlayarak, göz kamaştıran figüranlığını maharetle ve tekraren sergilemiştir. 9-10 Kasım 2020'de, Uluslararası Siyasi Danışmanlar Derneğinin sanal olarak düzenlenen 52. Dünya Konferansı'nda kırık dökük yabancı diliyle açılış konuşması yapmıştır. Türkiye'yi şikayet ede ede bitirememiş, işleyen demokrasimizi inkar ederek kötülemiştir. CHP'liler belediye işlerinden başka her şeyle meşguldür. CHP'li Küçükçekmece Belediyesinin PKK'nın mahut renklerinden oluşan melun kanlı amblemini bir çocuk parkının yer döşemesinde kullanması, Kılıçdaroğlu zihniyetinin, terör örgütü sempatisinde eşik ve sınır tanımadığının işaretidir. Bu vahim bir olaydır. Çocuklara bölücülük aşılamaya çalışan CHP'nin PKK'yı belediyelere taşımasının hesabı mutlaka sorulmalı, burunlarından fitil fitil getirilmelidir. Sorarım sizlere, aziz Atatürk'ün kurduğu CHP bu hallere, bu kötü ellere nasıl düştü?”

“TÜRKLÜĞÜ ANAYASADAN ÇIKARACAK BİR KOKUŞMUŞ HENÜZ ANASINDAN DOĞMAMIŞTIR”

Gizli anayasa görüşmeleri iddiasını ise sert sözlerle eleştiren Bahçeli şunları söyledi: “13 Ocak 2018 ile 7 Mayıs 2018 tarihleri arasında hazırlanmış mezkur anayasa değişikliği çerçeve metni için kurulan veya kurdurulan masaya kimler oturdu? O oturmadı, bu oturmadı, şunun haberi olmadı ise sokağa bırakılan ihanet metnini kim yazdı, kim hazırladı, kimler müzakere etti? Türklüğü, Türk milletini, Atatürk'ü, Türkçe'yi Anayasa'dan çıkarma tekliflerini, vatandaşlık tanımının değiştirilmesini, federal yönetim hedefini, ana dilde eğitim niyetini kim izah edecek? Bu melanetin açıklaması nasıl yapılacak? Kemal Kılıçdaroğlu hayreti mayreti bıraksın, haysiyetle itiraf etsin. 2 Haziran 2018'de, bir gazetede çıkan açıklamasında 'Millet ittifakı olarak çalışma yaptık. Başında İbrahim Kaboğlu vardı. Aşağı yukarı bir mutabakat metni şu an elimizde' dedi mi, demedi mi? 21 Haziran 2018'de, bir televizyon kanalında 'Dört partinin anayasa değişikliğinde ilkeler üzerinde anlaşma metin hazırlandı' dedi mi, demedi mi? Bu yalancılık karşısında asıl hayrete düşen milletimizdir. Bu yalan makinesi öyle çalışmıştır ki ne fren tutmuş ne dur durak bilmiştir."

"Türklüğü anayasadan çıkaracak bir kokuşmuş henüz anasından doğmamıştır" diyen Devlet Bahçeli, "Hadi doğdu varsayalım, o zaman geldiği gibi gitmesi de bizim için şerefli bir vatan vazifesidir. Türkiye'yi bölünmeye götürecek bir anayasanın varlığı kabus dolu bir hayaldir. Hodri meydan, her kim aksi yönde hain bir mücadelenin içinde olacaksa, önce bizim bedenlerimizi çiğnemek ve toprağa gömmek durumundadır. Anayasa'nın ilk üç maddesiyle koruyucu zırhı olan dördüncü maddesi kırmızı çizgimizdir. Çizgisi olmayan, siyasetleri çizilmiş ve üzerine çarpı koyulmuş FETÖ ve PKK lobisinin ateşle oynadığını hatırlatmak bizim boynumuzun borcudur. Oyunlarının eninde sonunda bozulacağını çapsız ve çürük kafalarından asla çıkarmasınlar." değerlendirmesini yaptı.

(Serkan DEMİRTAŞ)

Editör: TE Bilisim