Çoğu zaman korkularımız bizi esir yapar. Normalde bașarabileceğimiz, yapabileceğimiz șeyleri bazen korku ve kaygılarımızdan ötürü gerçekleștiremeyiz. Hatırlarsınız en basiti sınavlarda bile böyle olur. Sınav heyecanına kapılıp, bilgimizi, birikimimizi, emeklerimizi dökemeyiz kağıda. Kaygı, dozajında olduğu müddetçe iyi bir nebze olsun insanı uyanık ve canlı tutar ama ya fazlası keskin sirke küpüne zarar verir hesabı.. İște bu yüzdendir ki ne yaparsak kendimize yaparız. 

“Bir bilge, bir göletin başında oturmaktadır. Susuzluktan kırılan bir köpeğin devamlı olarak gölete kadar gelip, tam su içecekken kaçması dikkatini çeker. Dikkatle izler olayı. Köpek susamıştır ama gölete geldiğinde sudaki yansımasını görüp korkmaktadır. Bu yüzden de suyu içmeden kaçmaktadır. Sonunda köpek susuzluğa dayanamayıp kendini gölete atar ve kendi yansımasını görmediği için suyu içer. O anda bilge düşünür:

Benim bundan öğrendiğim şu oldu,der.
Bir insanın istekleri ile arasındaki engel, çoğu zaman kendi içinde büyüttüğü korkulardır. Kendi içinde büyüttüğü engellerdir. İnsan bunu aşarsa, istediklerini elde edebilir.”