Kendinizden memnun musunuz? Kendinizi seviyor musunuz? Kendinize tahammül edebiliyor musunuz? Ailenizle, çevrenizle, marketteki kasiyerle, çiçekle, böcekle iyi geçinmek ve huzurlu bir ömür sürmek istiyorsanız öncelikli olarak kendinizi sevmekle başlamanız gerekiyor. İnsan kendisini sevmeden başkalarının onu sevmesini beklememeli. Yani seninle en çok vakit geçiren sensin, kendinin nasıl bir insan olduğunu en iyi sen biliyorsun. Sence sevilebilir bir insan mısın bunu belirlemek de tamamen senin elinde… Bu konuyla ilgili, internette gezinirken güzel bir yazı ile karşılaştım, sizinle de paylaşmak istiyorum. İnfoteizm isimli internet sitesinde, kendini sevmenin yolları ve önemi yalın bir şekilde anlatılmış, yazıdan bir kesitte, ‘’ Kendisini sevmeden, kendisiyle barışık olmadan, insanın genelde salt sevgiye alışması zordur. Sadece “ben kendimi seviyorum” demekle, bilincimizi veya bilinçaltı aklımızı ikna edemeyiz. Sokakta sıradan bir kişiye, “kendinizi seviyor musunuz” sualini yönlendirsek, büyük olasılıkla, “ben kendimin düşmanı mıyım tabiî ki kendimi seviyorum” türü bir cevap ile karşılaşabiliriz. Ama insanlar kendi iç dünyalarında genellikle “onun her şeyi var benim neden yok?” tuzağına düşebildikleri gibi, başkalarına göre “şu veya bu konuda üstünüm” anlayışına da kapılabilirler. Oysa herkesin yetenekleri ve zayıflıkları farklıdır. Bu nedenle herkes kendi göreceli üstünlüğünün peşinde olmalıdır. Mukayeseyi bırakıp kendimizi olduğumuz gibi görmeliyiz. Yanlışlarımızı ve eksikliklerimizi kabullenip bunları düzeltme ve kendimizi doğru yönde geliştirme çabası içinde olmamız “kendimizi sevmede” bize rehber olacaktır. Kendimizi sevmek için neler yapmalıyız sualine vereceğimiz cevabı, bazı kilit sualleri tespit ederek ve bunlara vereceğimiz cevapları değerlendirerek hazırlayabiliriz’’ ifadeleri kullanılmış. Yazıda, kendinizi sevip sevmediğinizi birkaç soru ile ölçebiliyorsunuz. Okuyucuya yöneltilen sorular şöyle, ‘’1)Fizyolojik, Duygusal (güven, sevgi, başarı), Ruhsal (inanç), ihtiyaçlarımızı tatmin edebiliyor muyuz? 2)Dengeli bir insan mıyız? 3)Korkularımızla, stresle baş edebiliyor muyuz? 4)Güçlü bir kişilik için yalnızlığın ne anlama geldiğini biliyor muyuz? 5)Karma temizliği yapabiliyor muyuz? 6)Kendimizi her manada dürüst bir insan olarak görüyor muyuz? 7)Affedici ve hoşgörülü müyüz? 8)Olumlu düşünüyor muyuz? 9)İyiliksever, hayırsever ve vefalı mıyız? 10)Çabuk kızar ve sinirlenir miyiz? 11)Hatalarımızı kabul eder miyiz? 12)Özür dileyebiliyor muyuz? 13)Sabırlı ve sebatkâr mıyız? 14)Yeri geldiğinde başkalarının menfaatini kendi menfaatimizin önüne koyabiliyor muyuz? 15)Kendimize saygı duyuyor muyuz? 16)Huzurlu, mutlu bir insan mıyız? 17)İnançlı mıyız?’’ Yazıda, sorulan sorulara eve cevabını verebiliyorsanız, kendinizi sevdiğiniz söyleniyor. Ama yine de kendimi seviyorum ve ben önemliyim demek aslında sanıldığı kadar kolay değil. Verilen soruları çevrenize de uygulayabilirsiniz. Verilen cevaplara göre kimin kendini sevip sevmediğini rahatlıkla algılayabiliyorsunuz. Yazının dikkat çeken bir başka paragrafıyla bu yazıyı sonlandırıyorum. ‘’Yaşam zordur ve bu nedenle kendini sevmek de zordur, çünkü “kendini sevmek” almak değil vermek sanatıdır. Kendisiyle barışık insan, kendini seven insan, insanların kendini sevmesini beklemeden onlara hep sevgiyle bakma alışkanlığına sahip insandır. Bu sualleri kullanarak kendinizi bu konuda test edebilirsiniz. Hatta sevdiğiniz insanları, dostlarınızı da sorgulayabilirsiniz. Bu çalışmayı, yukarıda belirtilen suallerin hepsini akılda tutmanın zorluğu nedeniyle, suallerin sayısını daha aza indirerek de yapabilirsiniz. Mesela kendimiz veya diğerleri için şu sualleri sorabiliriz; Denge faktörünü en sona koymamın sebebi, bu sualleri tanıdığım kişilere yönelterek, edindiğim bazı önyargılardır. Genellikle kendini sevdiğini söyleyen insanlar; olumlu, sevgi dolu olduklarını, iyilik ve hayırseverliklerini, bütünsel dürüstlüğe girmeden dürüst olduklarını, menfaat konusunda bencil olmadıklarını öne çıkarıyorlar. Geçenlerde, büyük olasılıkla tüm Türkiye’nin tanıdığı, bir şöhrete kendinizi seviyor musunuz sualini sorduğumda, düşünmeden verdiği cevap ‘evet’ idi. Ben de kendisine sözünü ettiğimiz beş suali teker teker yönlendirdiğimde, ilk dört suale fazla düşünmeden verdiği cevaplar “evet” oldu. Kendi kendine tatmin olmanın verdiği hazzı yüzündeki ifadeden gözlemleyerek son olarak, “dengeli bir insan mısın” sualini sordum. Verdiği cevap “hayır” idi. Ben de kendisine “demek kendinizi tam anlamıyla sevmiyorsunuz” dedim. Kendisi de açık kalplilikle ‘evet’ diye teyit etti. Karşımızdaki insanların iç dünyalarına girip onların duygusal, akılsal ve ruhsal dünyalarını okuyabilmek; onların neyi, nasıl düşündüklerini, hissettiklerini; nelerin onları nasıl duygulandırdığını sezebilmek kolay değil.’’

Editör: TE Bilisim