CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Lale Karabıyık TBMM’de düzenlediği basın açıklaması ile yeni eğitim müfredatını eleştirdi. AKP’nin 15 yıllık iktidarında en büyük zararı yaz boz tahtasına dönüştürdüğü eğitime verdiğini belirten Karabıyık, “15 yıl içinde, dünyayı okuyabilen, çağdaş insan sisteminden uzaklaşıldığı ve sorgulamayan insan modeline bir eğilim olduğu görülmektedir. En büyük kırılma ise 2004 yılında başlamıştır. Ancak en önemli tahribat, 2016 taslak programında karşımıza çıkmıştır” dedi. “EĞİTİM SİSTEMİ ÇAĞDAŞ, BİLİMSEL NORMLARDAN UZAKLAŞIYOR” Karabıyık açıklanan eğitim müfredatı ile, Atatürkçü düşünce sistemini eğitim sisteminden çıkararak laik eğitim anlayışını sonlandırmak, eğitim sistemini çağdaş bilimsel normlardan uzaklaştırmak, AKP politikalarının okullarda anlatılmasını sağlamak gibi hedeflerin olduğunu ifade etti. AKP iktidarında 15 yıl içerisinde yetkileri azaltılan ve vasıfsızlaştırılan bir başka kurumun da Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı olduğunu dile getiren Karabıyık, “Müfredat 2004'ten alınıp 2007 yılına getirilinceye kadar en üst yetkin kurul ortadan kaldırıldı; süreç içerisinde Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı etkisiz hale getirildi. Talim ve Terbiye Kurulu, Milli Eğitim Bakanlığının beynidir. Bu kurul kurulurken mantık olarak MEB’den bağımsız bir kurul olması beklenirken zamanla daha bağımlı hale geldiği görülmektedir. Ayrıca, Ulusal eğitim bir elden denetlenirken Talim ve Terbiye Kurulu’nda da bu noktaya gelindi. Hazırladıkları program/kitap önceden kendi komisyonlarınca incelenerek karara bağlanırdı; ancak şimdi indirgenen noktada bu kitap kurul dışında bir hocaya gönderilerek, hocanın incelemesine göre karar veriliyor. Bu sistemle kurul yetkisini bir taşeron sistemi gibi ihale etmiş oluyor” diye konuştu “YOKSUL AİLE ÇOCUKLARI DERNEK VE VAKIFLARA TESLİM EDİLDİ” AKP iktidarında 13 bin 800 köy okulu kapatıldığına dikkat çeken Karabıyık, “Yatılı ilk öğretim bölge okullarının sayısı azaltıldı. Karaman'da, Aladağ'da olduğu gibi yoksul ailelerin çocukları vakıf ve derneklerin eline teslim edildi. MEB Temmuz ayında yaptığı protokollerle İlim Yayma Cemiyeti, Ensar Vakfı ve Birlik Vakfı’nın eğitim alanına girmesine neden oldu. Protokoller incelendiğinde vakıfların istedikleri gibi eğitim alanlarında faaliyet yapabileceği görülmektedir. Özellikle Ensar Vakfı tarafından hazırlanacak yeni öğretim programlarının da kurumlarda uygulanabilmesine imkan tanınması MEB’in iradesinin teslimi anlamına gelmektedir. MEB, Birlik Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti’nin eğitim alanında her türlü proje yapabilmesine imkan tanımaktadır; ayrıca iradesinin ve yetkisinin bir bölümünü vakıflara devretmektedir” şeklinde konuştu. “EĞİTİMDE SİYASİ PROPAGANDA YAPILABİLECEK” Ensar Vakfı ile imzalan protokol, tarafların uzlaşmaları ile sonlandırılabileceğini kaydeden Karabıyık konuşmasına şu şekilde devam etti: “MEB, önceki protokollerinde tek taraflı fesih yetkisi almıştı. Burada, Ensar Vakfı’nın isteği olmadan protokol sonlandırılamayacak. Yapılan protokoller genel olarak incelendiğinde tüm planlama ve uygulamanın MEB tarafından yapılması, görev alacak kişilerin ücretlerinin de MEB tarafından ödenmesi öngörülmüştür. Buradan da anlaşılacağı üzere; MEB tarafından organize edilecek faaliyetlerle bahsi geçen kurumların eğitim alanına girmeleri sağlanmış olacaktır. Amaç öğrencilere fayda sağlamaktan ziyade, okullar, Halk Eğitim Merkezleri aracılığı ile vatandaşlarımızın evine girebilmektir. Böylece hem örgün hem yaygın eğitim ile siyasi propaganda yapma şansı elde edilmiştir.” ( Eren GÜVENDİK)

Editör: TE Bilisim