Engellilere Yönelik Ayrımcılık ve Kamu Hizmetleri Araştırması’nın sonuçlarına ilişkin konuşan Şükran Kablan Yeşil, engellilerin yüzde 91’inin “Engellilere yönelik yaygın bir ayrımcılık olduğunu” ifade ettiğini söyleyerek şunları belirtti: “Araştırmaya katılan engellilerin yüzde 78’i kamuda çalışan engellilere yönelik bir ayrımcılık var, yüzde 65’i kamuda çalışan engellilere yönelik mobbing var, yüzde 48’i kamuda çalışan engelliler hizmet içi eğitim programlarına alınmıyor, yüzde 42’si kamuda çalışan engelliler kurum içi yükselme sınavlarında dışlanıyor/engelleniyor demiştir.”

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), gerçekleştirmiş olduğu Engellilere Yönelik Ayrımcılık ve Kamu Hizmetleri Araştırması’nın sonuçlarını Türkiye Engelliler Konfederasyonu ile birlikte Mülkiyeliler Birliği Kültür Merkezi’nde paylaştı. Araştırma sonucuna göre engellilerin temel eğitim, sağlık, ulaşım, çalışma ve temsil haklarına erişimde ağır güçlükler yaşadığına dikkat çekilerek, engellilere yönelik temel kamusal hizmetlerdeki yetersizliğe kamusal bir müdahalenin gerektiği belirtildi.  

ARAŞTIRMA 530 KİŞİ İLE YAPILDI

Engellilere Yönelik Ayrımcılık ve Kamu Hizmetleri Araştırması’nın sonuçlarını kamuoyuyla paylaşan KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, bağımsız kuruluşların verilerine göre Türkiye’de en az on kişiden birinin engelli olduğu gerçeği ile karşı karşıya kalındığını söyledi.

Araştırmanın mayıs ayı içerisinde 530 kişinin katılımı ile gerçekleştirildiğine değinen Yeşil, araştırmanın künyesine ilişkin şu bilgileri verdi: “Araştırmamıza katılanlarınYüzde 43’ü kadın, yüzde 57’si erkektir. Yüzde 81’i kamu emekçisi (memur), yüzde 8’i emekli, yüzde 11’i ise sözleşmeli, esnaf, öğrenci vb. farklı statülerde yer almaktadır. Araştırmamıza 12 özel eğitim öğretmeni de katılım sağlamıştır. Kamu emekçisi katılımcıların yüzde 19’u engelli olduğunu, yüzde 11’i engelli yakını olduğunu, yüzde 48’i ise engelli ve engelli yakını olmadığını ifade etmiştir. Katılımcıların Yüzde 18’i 20-35 yaş grubunda, yüzde 52’si 36-50 yaş grubunda, yüzde 30’u 51-68 yaş grubunda olduğunu ifade etmiştir. Katılımcıların yüzde 64’ü evli, yüzde 34’ü bekar, yüzde 2’si ise diğer medeni durumlarda olduklarını ifade etmiştir. Katılımcıların yüzde 13’ü lisansüstü, yüzde 73’ü lisans, yüzde 7’si ön lisans, yüzde 5’i lise ve dengi ve yüzde 2’si ise lise altı eğitim düzeyinde olduğunu ifade etmiştir.”

Katılımcılara işyerlerinin engellilerin ihtiyaçlarına ne kadar cevap verdiğine yönelik sorular yönelttiklerine değinen Yeşil,işyerlerinin yüzde 59’unda engelli otoparkının olmadığının ortaya çıktığını ifade etti. Engellilerin işyerlerinin yüzde 41’inde engellilerin kullanımına uygun tuvaletlerin olmadığını ifade eden Yeşil, yüzde 76’sında ise engellilere uyumlu servis aracı olmadığına vurgu yaptı.

Araştırmanın sonuçlarına değinmeye devam eden Yeşil, engellilerin yüzde 91’inin “Engellilere yönelik yaygın bir ayrımcılık olduğunu” ifade ettiğini söyleyerek şunları belirtti: “Yüzde 78’i kamuda çalışan engellilere yönelik bir ayrımcılık var, yüzde 65’i kamuda çalışan engellilere yönelik mobbing var, yüzde 48’i kamuda çalışan engelliler hizmet içi eğitim programlarına alınmıyor, yüzde 42’si kamuda çalışan engelliler kurum içi yükselme sınavlarında dışlanıyor/engelleniyor demiştir.”

“ENGELLİLER DÖRT DUVAR ARASINDA BİR YAŞAMA MAHKUM EDİLİYOR”

Yeşil, araştırmanın öncelikle Türkiye’de engelliler açısından hayati önem arz eden eğitim, sağlık, istihdam, sosyal güvenlik gibi temel hizmetlere erişilebilirlik meselesinin fiziki ve diğer boyutlarında yaşanan derin eksiliği, sunulması gereken kamu hizmetlerinin ne kadar yetersiz olduğunu bir kez daha açığa çıkardığını ifade ederek, “Engelli yurttaşlar temel eğitim, sağlık, ulaşım, çalışma ve temsil haklarına erişimde ağır güçlükler yaşamaya devam etmektedir. Kentler, binalar, iş ve yaşam alanları engelli yurttaşların ihtiyaçları esas alınarak inşa edilmediğinden milyonlarca engelli sosyal yaşama dahil olamamaktadır. Engelliler sağlık, eğitim ve ulaşım hizmetlerinden yeterince yararlanamamaktadır. Türkiye’de engellilere yönelik ayrımcılık, mobbing ve hak ihlallerinin memur, sözleşmeli, işçi vb. hiçbir istihdam farkı gözetmeksizin kamu kurumlarında da yaşandığı bilinmektedir” dedi.

Yeşil sözlerine şöyle devam etti:

“Sonuç olarak milyonlarca engellinin toplumsal yaşama katılımları önündeki engeller sürdürüldüğü için adeta dört duvar arasında bir yaşama mahkum edilmektedir. Hiç kimsenin yaklaşık 8 milyon engelli yurttaşımıza ve onların ailelerine böylesine karanlık bir tabloyu reva görmeye hakkı yoktur. Çözüm merkezine insanı, engelli yurttaşların temel hak ve özgürlüklerini alan kamusal bir politika oluşturmaktan ve derhal hayata geçirmekten geçmektedir. Söz konusu politika ekseninde ayrımcılığın önlenmesi ve gerekli kamusal hizmetlerin geliştirilmesi amacıyla engelli yurttaşlara yönelik kadro ve bütçe hak temelli bir şekilde arttırılmalıdır. Her insanın bir engelli adayı olduğu bilinciyle, engelli yurttaşların başta istihdam olmak üzere tüm ihtiyaçları eksiksiz karşılanmalıdır.”

“Kamuda engellilere yönelik yüzde 78 ayrımcılık ve yüzde 65 mobbing yaşandığına ilişkin algının dönüştürülmesi için engellilere mobbing ve ayrımcılık uygulayan idareci ve kamu çalışanlarına yönelik engelli hakları farkındalığın dair çeşitli programlar uygulanmalıdır” diyen Yeşil şunları ifade etti: “Engelli idarecilerin artması, engellilerin hizmet içi eğitimlere daha çok dahil edilmesi ve kurum içi yükselme sınavlarında engellilerin katılımının teşvik edilmesi bu dönüşümü hızlandıracaktır. Ancak bu dönüşümün daha hızlı olması için hem kamu alanında hem de özel sektörde engelli istihdamının önündeki engeller kaldırılmalıdır.”

ACAR: KAMU PERSONELİ İVEDİLİKLE EĞİTİMDEN GEÇMELİ

Toplantıya katılan Engelliler Konfederasyonu Mali Saymanı İsmail Acar ise Sosyal Hizmetler emekli öğretmeni olduğunu ifade ederek, “Engellilerin en büyük eksiğinin erişilebilirlik olduğunu düşünüyorum. Ancak engelli olmayan kamu çalışanlarının da eğitim anlamında büyük eksikliklerinin olduğunu da söyleyebilirim. Bir kamu kurumuna gidildiğinde özellikle idari bölümde çalışan kamu emekçileri engelli bireylere nasıl davranılması gerektiğini bilmiyor ve engellilere gerekli önemi vermiyor. İşte bu yüzden engellilik konusunda kamunun personelini ivedilikle eğitimden geçirip, yasaların gerektiği şekilde uygulanmasını sağlaması gerekmektedir” dedi. 

(Murat KARABULUT)

Editör: TE Bilisim