Sarıeroğlu konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Göreve geldiğim andan itibaren her zaman istişare sürecine önem vereceğimizi, birlikte çalışma kültürümüze daha üst seviyede fayda sağlaması için gayret içeresinde olacağımızı, diyalogla süreçleri işletmeye devam edeceğimizi ifade ettik. Dünya ülkelerinde sıkıntı oluşturan, birçok eyleme sebep olan reformlardan biz ülke olarak birlikte çalışma kültürü iyi işletildiği için bu durumdan gayet uyumlu şekilde çıkmış durumdayız. İş kanununun çıkması, sosyal güvenlik reformunun yapılması, teşkilat kanunlarının yenilenmesi gibi birçok reforma hep birlikte imza atıldı. Bakanlık olarak bağlı ve ilgili kuruluşlarımızın da denetim ve yapılarında da sosyal diyalog süreçlerinin işletilmesine daha fazla katkı sağlayacak şekilde mekanizmalarımızı güçlendirdik.”
"5.2 ORANINDA BÜYÜDÜK"
Artık 5.2 oranında büyüyen bir Türkiye’ye sahibiz diyen Sarıeroğlu: “Önümüzdeki dönemlerde büyüme ivmesinin istihdama ve çalışma hayatına, çalışan kesimlere katkısının yansımasının daha fazla olması için çalışacağız. Geldiğimiz günden itibaren istihdamın artırılması, işsizliğin azaltılmasını kendimize görev edindik. Kadın odaklı çalışmalar yapan sivil toplum örgütlerimiz, akademisyenlerimiz, işçi-işveren kesimindeki uzmanlar ile birlikte toplantılarımızı gerçekleştirdik. İstihdamı artırma, işsizliği azaltma, gençler, kadınlar ile ilgili daha fazla ilerleme sağlayabilme adına tüm paydaşlarımızın görüş, öneri ve katkıları ile yol alma gayreti içerisinde çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz.” sözlerine yer verdi.
"İSTİHDAM 1 MİLYON 355 BİN ARTTI"
İstihdamın ne oranda arttığı ile ilgili verileri açıklayan TÜİK ile ilgili Sarıeroğlu şu açıklamalarda bulundu: “İstihdam ile ilgili 2018 yılında 2017 yılından daha çok istihdamı artırmış olarak çıkacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde milli istihdam seferberliği gerçekleştirdik. Bu seferberlik karşısında SGK’dan Ağustos ayı verilerini aldım. O dönem Ağustos ayı verileri ile ilgili söylediklerimi bugün TÜİK’de sunduğu verilerle doğruladı. Ben Ağustos ayı rakamları için 1 milyon 300 bin artış olduğunu ifade etmiştim. TÜİK’in açıkladığı oranlara göre ise istihdamımız 1 milyon 355 bin kişi oranında artmış durumda. Böylelikle Türkiye’de istihdam oranı %48’e ulaşmış durumda. Bununla birlikte iş sağlığı güvenliği ile ilgili konu ise dikkat etmemiz gereken bir başka konu. Bir diğer konu ise çalışan çocuklarla ilgili olan konu. Önümüzdeki süreçlerde işçi ve işveren kesimlerimizin ortak çalışmaları ile Türkiye’deki çocuk işçiliği ile ilgili mücadelede dünyada örnek gösterilecek ülke olması sağlandı. Çalışmalarımız da bu yönde devam edecek.”
"%12’NİN ÜZERİNDE KATILIM GERÇEKLEŞTİRDİK"
Projenin görülmeyen ancak hayata geçirilmesi konusunda çok eski bir çalışmanın ürünü olduğunu belirten HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Aslan, “MÜSİAD ile birlikte birçok platformda birlikte çalıştık. Pek çok sorunun çözümünde aynı şeyleri düşündüğümüz bir kuruluş ile aynı projede buluşmak bizi hem mutlu etmiştir hem de bizim açımızdan yararlı olmuştur. İşveren örgütü ve işçi örgütü bu projede bir araya gelmiştir. Mevzuat ve iş becerileri üzerine yaptığımız eğitimlerde çok büyük katılımlar oldu. Bu bizim için çok önemliydi. Yıllık izinlerini alarak bu eğitime katılan arkadaşlarımız bile oldu. Hatta bu eğitimlerin devamı gelsin önerisinde bulunanlar bile oldu. Bu projenin hayata geçirilmesi süreci zorlu bir süreçti. 15 Temmuz hain darbesi ve terör olayları projemizi olumsuz etkilese de beklediğimiz %12’nin üzerindeki katılımı gerçekleştirdik.” şeklinde konuştu.
"İŞÇİ VE İŞVERENLER SORULARININ ÇÖZÜMÜ İÇİN BİRLİKTE ÇALIŞMALIDIR"
İşçi ve işverenin uyum yeteneklerini artırmayı temel edindiklerini ve bunları anlatmaya çalıştıklarını vurgulayan Aslan, “İşçi ve işverenler sorularının çözümü için birlikte çalışmalıdır. Kendi modellerini ve açılımlarını aralarında konuşup halletmeleri gerekir. Biz bu gayretleri birlikte gerçekleştireceğiz. Bu toplantıda da çalışmaları bir sendikal perspektiften nasıl olacağını anlatmaya çalıştık. Çalışmanın ise nasıl yararlı olduğunu zamanla göreceğimize inanıyoruz.” dedi.
"HER İŞÇİYİ KAMUDA ÇALIŞAN İŞÇİ OLARAK GÖRECEĞİZ"
65. hükümetin taşeron sorununu çözme konusundaki kararlılıklarını ve hedeflerini dikkatlice takip ettiklerini ve memnuniyetle karşıladıklarını kaydeden Aslan, konuşmasına şu şekilde devam etti: “Taşeron işçileri sendikalaşmasını, örgütlemesini sağlamamız gerekirdi. HAK-İŞ bunu zamanla başardı. Yaklaşık 300 bine yakın taşeron işçi sendikamıza bağlı olarak çalışmaktadır. Biz bu işçilerin taşerondan çıkarılması için mücadele ettik. HAK-İŞ olarak müzakereye her zaman hazır olduğumuzu belirttik. Yeter ki bizimle görüş alışverişlerinde bulunulmak istensin. Özel personel statülerini HAK-İŞ olarak asla ve asla kabul etmiyoruz. Her işçiyi kamuda çalışan işçi olarak görmek istiyoruz. Bu taleplerimizi de sayın bakanımızın öncülüğünde gerçekleştirmek istiyoruz. Hükümetimizin bu konudaki adımlarını olumlu buluyor ve heyecanla karşılıyoruz.”
"İŞÇİ VE İŞVEREN ETLE TIRNAK GİBİDİR"
Toplantıda konuşma gerçekleştiren MÜSİAD Başkan vekili Dr. Ali Gür, “İşçi ve işverenlerin küresel rekabeti birlikte anlaşmaları, rekabet karşısında birlikte hareket etmeleri gerekir. Bunun sonucunda kazandıkları pasta dilimini hakça paylaşmaları gerekmektedir. Birlikte hareket etmeyen işçi ve işverenin uzun süre ayakta kalması mümkün değildir. Hepimiz aynı gemideyiz. Birbirimizi iyi anlamak ve ilişkilerimizi geliştirmek zorundayız. İşçi ve işverenin et ve tırnak gibi birbirinden ayrılmayacak bilinç ile hareket etmek zorundadır.” ifadelerini kullandı.
(Türkan ÇATAL)
Muhabir: TE Bilisim