Her gün artan vaka sayılarının işletme sektörünü daha çok olumsuz etkilediğini belirten İşletmeci Halil Ertürk, kağıt ve okey gibi oyunların yasaklanması ile birlikte işlerinin tamamen durma noktasına geldiğine işaret etti. Ertürk, “Oyunların yasak olması ciromuzu yarı yarıya düşürdü. Oyunların serbest bırakılması gerekir. Gereken önlemler neyse alınır. Eldiven dağıtılması gerekiyorsa eldiven dağıtırız, maske gerekiyorsa maske kullanılır. Yeter ki bir çözüm bulunsun” diye konuştu. Esnaf olarak 2020 yılından umutlarını kestiğini vurgulayan Ertürk, “2021 yılını bekliyoruz artık. Bu senenin düzeleceğini pek sanmıyorum. Krizi bu yıl bir şekilde yöneteceğiz. Kar edecek bir şeyimiz kalmadı çünkü. Bizim tek düşündüğümüz bu krizi bir an önce nasıl atlatacağımızdır. 1 milyona açtığı kafeyi 300 bine devreden insanlar gördük. Buradan da durumların nasıl olduğunu çıkarabilirsiniz” dedi.  Ürünlere her zaman zam geldiğini de dile getiren Ertürk şunları söyledi:  “Ürünlere gelen zammı biz menülere yansıtmıyoruz. Örneğin 110 liraya aldığım yağ şuan 160 lira. Kahvaltı yerinde sayıyor hep aynı fiyattan satıyoruz. Ama kahvaltılıkta kullandığımız ürünlere her zaman zam geliyor. Ekonomik anlamda bu şekilde devam edilirse çoğu yerin kapatacağını söyleyebilirim. Ki kapatmaya başlayan birçok yer oldu.” Mevzu kafenin sahibi Halil Ertürk ve işletmeci Taner İlçi kafe sektörünün içinde bulunduğu durumu ve merak edilen birçok soruyu bizler için yanıtladı. Biz sorduk onlar cevapladı. “ANKARA GÜNDEM OLUNCA İNSANLAR ÇEKİNMEYE BAŞLADI” Kafe sektöründe 2,5 yılda neler değişti? Halil Ertürk: Biz burayı Altın Kaşık olarak açtık. Altın Kaşık bir yıl sürdü. O zaman ızgara kebap filan vardı sonra konsept değişikliğine giderek Mevzu Kafe yaptık. Mevzu olunca işlerimiz baya bir arttı. Ama pandemiden dolayı ciddi bir düşüş yaşadık. Bu düşüş hala da devam ediyor. Vakaların her gün artması bizi etkiliyor. Birde kafemizde kâğıt, okey gibi oyunlar var. Bunların yasak olması işlerimizi durma noktasına getiriyor. Ciroyu yarı yarıya düşürebiliyor. Oyunların serbest bırakılması gerekir. Gereken önlemler neyse alırız. Mesela eldiven dağıtılır oyun oynayanlara, dezenfektan kullanılır sık sık. Ne gerekiyorsa yapılır bu konuda. Taner İlçi: Maalesef ülkenin içinde bulunduğu durum da var. Devletimiz bize destek verse kafeyi hiç açmayabiliriz de. Çünkü gerçekten sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Her gün artış olduğu için devletimize de bir şey diyemiyoruz. Çıkıp hadi oyun oynatalım diyemiyoruz. Bizim işlerin iyi olması için vakaların her türlü düşmesi gerekir. Ankara gündem olunca insanlar ister istemez kafelerden uzaklaşarak tedbirli davranmaya başladı. “KAHVALTIDAN SONRA TÜRK KAHVESİNİ İKRAM EDİYORUZ” Mevzu Kafe’de ne tür hizmetler veriliyor, Ankaralılar neden bu kafeyi tercih etmeli? Halil Ertürk: Kafe olarak hem açık alanımız var hem de geniş alanımız var. Sosyal mesafe oldukça fazla, tamamen aile kafesiyiz. Biz müşteri seçemiyoruz ama kafenin ortamı otomatikman bunu seçiyor. Diğer kafeler gibi değiliz. Ürünlerimizin oldukça kaliteli olduğunu söyleyebiliriz. Etlikte diğer kafelere göre büyük bir kahvaltı hizmetimiz var. Çeşitliliği fazla olan bir hizmet. Neredeyse masaya sığmıyor diyebilirim. 6 çeşit peynir, 2 çeşit zeytin, sıcak olarak dört çeşit sıcak, yani 28 çeşit kahvaltılık ürünümüz ve sınırsız çay var. Türk kahvesi de ikramımızdır. Taner İlçi: Burada yüksek bir kalite ve hizmet var. Müşteriler için görselliğe harcanan bir maddiyat var. İnsanlar bunu görebiliyor. Pandemi ile birlikte birçok yeri değiştirdik. Kafeye her zaman tadilat yapıyoruz. Mutfağımız çok beğeniliyor. Bir emek var ve bu emek ile hizmet veriyoruz.   “DEVLETTEN ALDIĞIMIZ DESTEK ELEMAN EKSİĞİNE GİTMEMEMİZE NEDEN OLDU” Kısa çalışma ödeneğinden yararlandınız mı? Halil Ertürk: Kısa çalışma ödeneğinin bize hem SSK ve maaş anlamında bir faydası oldu. Ama devletimizin sunmuş olduğu kredi hizmetinden yararlanamadık. Sadece kısa çalışma ödeneği aldık. Kredileri parası olan aldı. Mağdur olanlar alamadı. Kira yardımı olacak denildi. Kira sahibimiz kapalı olmamıza rağmen kirasını aldı. Pandemi sürecinde benim kendi gücüm olmasaydı, burayı çoktan kapatmıştık. Pandemiden önce 28 çalışanımız vardı, 1 Haziran’da dükkanı açtık herkes personel azaltmaya gitti biz gitmedik. Devletin bize verdiği destek elemanların işten çıkarılmamasını sağladı. Çünkü paranın yarını devlet karşıladı. Hijyen kurallarına tam olarak uyuluyor mu, bu konuda neler yapıyorsunuz? Taner İlçi: Kurallara en üst seviyede uyuluyor. Bundan kesinlikle taviz vermiyoruz. Ateş ölçülecekse ölçülüyor, maske zorunluysa takılıyor. Bütün masalarda dezenfektan ve ateş ölçerlerimiz var. Bunların hepsi de bir maliyet. Sürekli dezenfektan, kolonya, maske, ateş ölçer alıyoruz. Sürekli eldiven alıyoruz. İş yapamıyoruz ama maliyet artıyor. 1200 liraya aldığım dezenfektan 2 hafta gidiyor. Bunun maskesi var, her müşteriye maske veriyoruz. Hepsini kendimiz alıyoruz. “MÜŞTERİYİ TUTAN ELEMANIN KENDİSİDİR” Müşteri açısından size geri dönüşler yapılıyor mu, kafe sektörünü 5 yıl sonra nerede görüyorsunuz? Halil Ertürk: Genelde bize İnstagram’dan geri dönüşler oluyor. Rezervasyonlar oradan yapılıyor. Buraya gelen bir daha geliyor. Bahçemizin çok ferah olduğunu, rahat ettiklerini söylüyorlar. Ürünlerimizin kaliteli ve güzel olduğunu üzerine basarak belirtiyorlar. Etlikte herkes burayı bilir. Bizi diğer kafelerden ayıran geniş bir alanımızın olmasıdır. Diğer kafeler gibi sıkışık değiliz. Baştan beri hep geniş dükkan baktım zaten. Bizim arka bahçemizde kışın bile tişörtle oturula bilinir. Böyle yükseklikte bir tavan hiçbir yerde yok. Bahçemiz 450 metre kareden ibaret. Dükkanın içi de 500 metre kare, yani yaklaşım 1000 metre kare üzerinde hizmet veriyoruz. Müşteri için önemli olan elemandır. Müşteriyi tutan da elemenın kendisidir. Onun için iyi eleman tercih etmek gerekir. Bir de büyük ve güzel yatırım yapanlar kafe sektöründe kazanıyor. Küçük bir yer açıp işleteyim diyen bu sektörde kazanamaz. Taner İlçi: Ankara içinde trilyonluk yatırımlar var. Biz de bu rekabetin içine girmeden hizmet ve kalite yarıştırarak bu işin içinde yer almak istedik. Ama bunu belirleyecek olan da insanlardır. Her geçen gün yeni yerler açılıyor. Tamamı ile bir şekilde karşılaştırılıyorsun. Kafe sektörün de iyi bir hizmet ve yatırım gerekir. Kafe sektöründe pastadan pay her geçen gün azalıyor. Çünkü her gün yeni mekanlar açılıyor. Maliyet yüksek, karın az olduğunu düşünün. Çoğu işletme devren ve satılıktır. Hangi ürünleri kullanıyorsunuz? Taner İlçi: Ürünlerimizin çoğu kaliteli, en kaliteli peynirleri kullanıyoruz. Bodrum mandalinası, incir reçeli bodrumdan geliyor. Ucuza ürün kullanmıyoruz. Trabzon yöresine ait mıhlamamız çok seviliyor.  Bunun yanında her zaman kahvaltıda çeşit çoğaltıyoruz. Her ne kadar maliyet artsa da bizim için önemli olan müşteridir. Ve bu konuda ödün vermiyoruz.  Dünya mutfağından makarnalar, kreplerimiz var. Ustalarımız her zaman yenilikler içerisinde çalışıyorlar. Kafemizi bilenler geliyor. Caddeden geçen buraya gelmiyor çünkü gözükmüyoruz, ara sokakta kalıyoruz. Burayı bilenler de sürekli gelmek istiyor. Ürünlerimizi sosyal medyadan da tanıtıyoruz. Görenler oradan da geliyor. “TERCİHİMİZ, KALİFİYE VE DEVAMLI ÇALIŞAN İŞÇİDEN YANADIR” Kafelerin çoğunda Türk çırak ile nadiren karşılaşılıyor, bunun temel nedeni nedir? Halil Ertürk: Bizim insanlarımızda yaş ilerleyince garsonluk yapamayız mantığı yerleşiyor. Şuan genciz garsonuz, yaş 35-40 olunca bizi hiçbir kafe almaz diye düşünüyorlar. Kalifiye elaman artık yetişmiyor. Kalifiye eleman için eğitimin verilmesi gerekir. Meslek liselerinde, sektörlerde eğitim verilmeli. Öğrenciler 3 ay çalışıp çıkayım mantığında. Böyle olunca da iş geçici oluyor. İş geçici olunca hizmet kalitesi düşüyor. Kişi kendini veremiyor. Bizim tercihimiz, kalifiye ve devamlı çalışan işçiden yanadır. Taner İlçi: Ankara’da güzel, ferah ve kaliteli ürünlerin satıldığı bir yerdeyiz. Görsel ve yiyecek anlamında insanların, Ankaralıların bizi bir defa de olsun tercih etmelerini istiyoruz. Sloganımız mevzu ver dediler geldik. Müşterimiz buraya geldiği zaman pişman olmayacağına kefiliz. Herhangi bir beğenmeme olmadığında tekrarını yapıyoruz.  Bizim için önemli olan müşteri memnuniyetidir. Bunun her zaman en üst seviyede tutuyoruz. Bir işletmeci olarak Türkiye ekonomisini nasıl görüyorsunuz, artan maliyetler fiyatlarınıza yansıyor mu? Halil Ertürk: Ürünlere her zaman zam geliyor. Ama biz menülere yansıtmıyoruz. Örneğin 110 liraya aldığım yağ şuan 160 lira. Kahvaltı yerinde sayıyor hep aynı fiyattan satıyoruz. Ama kahvaltılıkta kullandığımız ürünlere her zaman zam geliyor. Ekonomik anlamda bu şekilde devam edilirse çoğu yerin kapatacağını söyleyebilirim. Ki kapatmaya başlayan birçok yer oldu. Aslında benim öngörüm; bu seneden esnaf olarak umudumuzu kestik diyebilirim. 2021 yılını bekliyoruz artık. Bu senenin artık düzeleceğini pek sanmıyorum. Krizi bu yıl bir şekilde yöneteceğiz. Kar edecek bir şeyimiz kalmadı çünkü. Bizim tek düşündüğümüz bu krizi bir an önce nasıl atlatacağımızdır. 1 milyona açtığı kafeyi 300 bine devreden insanlar gördük. Buradan da durumların nasıl olduğunu çıkarabilirsiniz. Hastalığın bitmesi ile eski halimize döneceğimizden insancımız tam. Pes etmedik sadece zaman alacak. Haber: Kadir GÜRHAN