Özel Haber: Kadir Gürhan

Kanada merkezli Van Horne Construction şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı Fesih Zeki Mert, konut alan yabancılara vatandaşlık verilmesinin yanlış bir yöntem olduğunu söyledi. Devletin kesinlikle yabancılara ev satışını durdurması gerektiğini belirten Mert, “Yabancılara fabrika kurması ve işçi çalıştırması konusunda teşvikler verilmeli. Yabancıların fabrika açarak bu fabrikalarda işçi çalıştırarak, ülke üretimine katkı sunduğu bir sistem geliştirilmeli. Beş yıl üretim yaptıktan sonra kendisine ev alma hakkı tanınmalı” diye konuştu. 

Türkiye’de fırsatçılık enflasyonu olduğuna dikkat çeken Mert, bu fırsatçılık enflasyonunun önüne geçilmeden de fiyatların düşmeyeceğini belirtti. Mert, “Son dönemlerde pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte enflasyon her yerde artmaya başladı. Türkiye’de bu oran biraz daha fazla. Çünkü bu ülkede fırsatçılık enflasyonu var. Türkiye’de yüzde 70’lerde olan enflasyona yüzde 200’de fırsatçılık enflasyonunu eklemek gerekir. Bizim gerçek enflasyonumuz yüzde 70’de değil, yüzde 300 de değil. TUİK rakamlarına göre olabilir. Çok gerçekçi midir onu da bilmiyorum” ifadelerini kullandı. 

“HEP BİR DEĞER YARATMA PEŞİNDEYDİM”

23 yıldır yurt dışında yaşadığını belirten Mert, Van Horne Construction şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı olduğunu söyledi. Mert, “Önce İngiltere’ye daha sonra da Kanada’ya çalışmaya gittim. Hep bir değer yaratma peşindeydim. Bu değer yaratma sürecini Kanada’da çalışmaya başlayarak elde ettim. Neden Kanada’da inşaat sektörü ile ilgilendim? Onun gerçeğini bende bilmiyorum. Çevremde bulunan insanlar beni inşaata çağırdığı için bu sektörde ilerleme kaydettim. Tekstil alanına çağırsaydılar o alanda bir ilerleme kaydederdim. Çünkü dediğim gibi bir değer yaratma peşindeydim. Her şey çevre ile alakalı olarak başladı” dedi. 

“KANADA’NIN İLK 500 ŞİRKETİ ARASINA GİRDİK”

‘Özelikle son dönemde Kanada’daki işlerimizi büyüttük’ diyen Mert, “Son beş yılda büyük bir büyüme ivmesi kazandık ve Kanada’nın ilk 500 şirketi arasına girdik. Metre kare bazında bakıldığında Kanada’da ilk 50 şirket arasında yerimizi alıyoruz. Şirketimizi uluslararası bir şirket haline getirme planlarını yaptık. Bu çerçevede Türki Cumhuriyetlerde, Rusya’da, Moğolistan ve Dubai’de ARGE çalışmaları yürüttük. En son Dubai’deki işimiz olmayınca, Türkiye’de bazı projelere yatırım yaptık. Bir nevi nasip oldu diyebilirim. 2 yıldan fazladır Türkiye’de çalışıyoruz. İstanbul’da belli projelerimiz var. Geçen sene, 2021 yılında Bingöl’de bir ofis açtık. Bingöl’deki projemiz Ağustos gibi bitiyor. Hatta bu projemiz Kanada’da ödül almış mimari bir projeydi. O mimariyi Bingöl’ün mimarisine kattık. Türkiye büyük bir ekonomiye ve genç nüfusa sahip, insan kaynakları olarak güçlü bir ülke” şeklinde konuştu. 

“TÜRKİYE’DE FIRSATÇILIK ENFLASYONU VAR”

Son dönemlerde pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte enflasyon her yerde artmaya başladığına dikkat çeken Mert, bu oranın Türkiye’de daha fazla olduğunu ifade etti. Türkiye’de bir fırsatçılık enflasyonu olduğunun altını çizen Mert, “Türkiye’de yüzde 70’lerde olan enflasyona yüzde 200’de fırsatçılık enflasyonunu eklemek gerekir. Bizim gerçek enflasyonumuz yüzde 70’de değil, yüzde 300 de değil. TUİK rakamlarına göre olabilir. Çok gerçekçi midir onu bilmiyorum. Ama en azından baktığımız bir rakam var. Bu enflasyon bazı şirketler için büyük bir yıkım olabilir fakat ARGE’sini iyi yapmış şirketler bu enflasyona karşı ayakta kalabilir. Mesela biz istediğimiz parayı kazanmasak da hedeflediğimiz parayı kazandık diyebilirim. Çünkü şirket olarak her zaman hedeflerin üzerine çıkan bir şirketiz. Hedefimizde yüzde üç ve üstü vardı. Bu bizim için tatmin edici mi? Hayır. Her zaman hedeflerimizde yüzde 20 ve üstü var. Son beş yıldır da hep bu hedefin üstünde kaldık. 2022 yılının sonu ve 2023 yılında bahsettiğimiz hedeflerimize tekrardan ulaşacağımıza inancımız tam. İşlerimiz iyi, para da kazanıyoruz. Türkiye’ye daha çok yoğunlaşacağımızı söyleyebilirim” dedi. 

“DEVLETİN DE GENÇ NÜFUSU EV SAHİBİ YAPMA GİRİŞİMİNE EL ATMASI GEREKİR”

Mert, “Genç nüfusun çoğunu ev sahibi yapacağız diyoruz ama bunu tek başımıza başarabilmemiz mümkün değil. Ya da TOKİ bunu tek başına başaramaz. Şirketlerin hepsi birleşse de başarılamaz. Devletin de buna el atması ve destek sunması gerekir. Bunu başaracaksak yabancıya konut satma işi yasaklanmalıdır. Eğer yabancılara konut satma yasağını getirebilirsek ve bu insanlara ‘paranızı bu ülkede değerlendirin, işçi çalıştırın ve beş yıl geçtikten sonra da ev satın alma hakkınız doğsun’ diyebilirsek ev fiyatlarında bir düşüş olabilir. TOKİ ve bizim gibi şirketler de biraz daha ucuz yapıma eğilirse ve arz ile talep birbirini karşılarsa fiyatların aşağıya ineceğini düşünüyorum. Bizim bu konuda İstanbul’da bir planımız var. Bu planımızı 2022 yılının son çeyreğinde harekete geçirmeye çalışacağız. Bankasız, kefilsiz, 5 ya da 10 yılda insanların alım gücüne göre konut yapmak istiyoruz. Bunu pilot bölge olarak İstanbul’da başarabilirsek Türkiye’nin her yerine yaymaya çalışacağız” açıklamasında bulundu.

“ALIM GÜCÜNDE BİR DENGESİZLİK VAR”

‘Türkiye’de inşaatın ham maddesine zam geldiği kadar emlak fiyatlarına da zam geldi’ diyen Mert, “Malzemelere yüzde 300’e zam yakın zam gelirken, daire fiyatlarına da yüzde 300 zam geldi. İşler dengeli bir şekilde yürüyor. Kar meselesinden çok alım gücümüz zayıfladı. Alım gücü zayıfladığı zaman önümüzü göremeyiz, nasıl hareket edeceğimizi de bilemeyiz. Alıcı için bir kar yok. İtirazımız burada başlıyor. Alım gücünde bir dengesizlik var çünkü. Bu dengesizliğin sonuçlarını ileride daha kötü bir şekilde görebiliriz. Artan maaş zamlarının alım gücüne katkısı olmasa daha kötü bir süreç bizi bekliyor demektir. Bu şekilde ne biz ev alabiliriz ne de çocuklarımız. Sadece yabancıya ev satabiliriz ve kiracı oluruz. Alım güzü olmadan hiçbir gelişme olmaz” diye konuştu. 

“MİMARİ AÇIDAN TÜRKİYE’NİN ÖTESİNDE BİR PROJEYE İMZA ATTIK”

Bingöl’deki projeleri için ilk önce bir ARGE çalışması yürüttüklerine vurgu yapan Mert şunları söyledi:  “Bingöl’de büyüklük bakımından İstanbul ya da Ankara’nın iki katı daireler yapılıyor. En küçük dairemiz 179 m² dir. 213 m² ye kadar çıkan dairelerimiz de var. Biz bu daireleri Bingöl’ün isteklerine göre yaptık, fakat mimari ve özelikleri açısından ise Türkiye’nin ötesinde bir projeye imza attık, Türkiye’de bulunmayan bir projeden bahsediyorum. 8’inci ayın ortasında bu projemizin açılışını yapıyoruz. Bana göre Türkiye’nin en büyük projesidir. Led projedir, çevreye dost projedir, taban yüksekliği 3,60’tır, ful akıllı ev sistemidir. Yani Türkiye’de çok az bir benzeri olan, Bingöl’de ise hiç benzeri olmayan bir akıllı ev sisteminden bahsediyorum. Bu projemiz şu an en iyi standart mimari projelerden bir tanesidir.”

“VATANDAŞLARIN YABANCI ŞİRKETLERE KARŞI TUTUMU DEĞİŞMELİ”

İş insanı Mert konuşmasına şu şekilde devam etti: “Devlet tarafından yabancı yatırımcılara vergi konusunda yardımcı olunursa, arsa tahsisi yapılırsa güzel olacağını düşünüyorum. Yabancı sermaye teşvik edilmiş olur. Bu konuda bir eksiklik olduğunu düşünüyorum. En azından başka ülkelere gittiğimizde bu yaklaşımları ve işleyişi görüyoruz. Bu durum Türkiye’de biraz yavaş işliyor. Türkiye’de devletin değil de halkın yabancı şirketlere yönelik bilinçlenmesi gerekir. Yabancı şirketlere bakış açısı konusunda çok büyük bir sorun var. Ben Bingöllüyüm, bu ülkede doğdum, büyüdüm ve bu ülkede okudum. Benim şirketimin ismi yabancı olduğu için 1 TL olan bir ürünü bize 3 TL’ye satmaya çalıştılar. İlk başlarda çok büyük zorluklar çektik. Biz bu yatırımı buraya yapmak isterken bu fiyatlarla karşılaştık. Sonra baktılar ki bu oyun tutmuyor, yavaş yavaş değişmeye başladılar. Bu durum sadece inşaat alanında yaşanmıyor. Birçok alanda bu tutum mevcut. Yabancıdan daha çok para koparma anlayışı mevcut. Biz bunun biraz zorluğunu yaşıyoruz. Kurumlar ile ilgili bir sorun yaşamıyoruz ama vatandaşlar konusunda çok sıkıntı yaşıyoruz. Yabancı şirketlere biraz daha insaflı yaklaşılması gerektiğini düşünüyorum. Devletin kesinlikle yabancılara ev satışını durdurması gerekir. Yabancıların fabrika kurması ve işçi çalıştırması için teşviklerde bulunulmalı. Yabancıların fabrika açarak bu fabrikalarda işçi çalıştırarak, ülke üretimine katkı sunduğu bir sistem geliştirilmeli.”

Editör: TE Bilisim