Tercüman-ı Ahvâl, İstanbul'da 1860-1866 arasında yayımlanan ilk özel gazetedir. 22 Ekim 1860'ta Agah Efendi ve Şinasi tarafından çıkarıldı. Önceleri Pazar günleri çıkan gazete, 22 Nisan 1861'deki 25. sayısıyla birlikte haftada üç gün (Pazar, Salı, Perşembe) yayımlanmaya başladı. Gazete, zamanla Ceride-i Havadis gazetesiyle rekabet edebilmek için yayınını beş güne çıkardı. Bahçekapı'da bir matbaada basılan gazete, matbaanın altındaki bir tütüncü dükkânından satılıyordu. Ahmed Vefik Paşa, Ziya Paşa ve Refik Bey'in sık sık bu gazetede yazıları yer aldı. Bu yazılarda Osmanlı toplumunun geri kalma nedenleri ve ülkede olup bitenler tartışılıyordu. Ancak 24. sayısından sonra Şinasi ayrılmıştır. Ayrıca edebi eserlerin de yayımlandığı gazetede, Batılı anlamda ilk Türkçe oyun olan Şinasi'nin Şair Evlenmesi de (1860) dizi olarak yayınlamıştı. Gazete, Ziya Paşa'nın kaleme aldığı sanılan ve eğitim sistemine sert eleştirilerde bulunan bir yazı yüzünden Mayıs 1861'de iki hafta süreyle kapatıldı. Bu olay Türk basınında yayın durdurmanın ilk örneği oldu. 792 sayı yayımlanan Tercüman-ı Ahval'in 11 Mart 1866'da yayınına son verildi. Tercüman-ı ahval, ilk özel ve Osmanlı basınına, dolayısıyla cumhuriyet dönemi basınına öncülük eden bir gazete oluşuyla seçkinleştiği gibi, özgürlük ve demokrasi istemlerinin dolaylı bile olsa ilk kez dile getirildiği yayın organı kimliğiyle de basın tarihimizdeki yerini almıştır. Ancak çıktığı dönemin alabildiğine siyasal, ekonomik ve toplumsal yaşamı içerisinde önemli bir rol oynadığı öne sürülemez. Zaten ömrü pek kısa olmuş; yayıncısı Agah Efendi'nin Avrupa'ya kaçmasından bir süre önce, 1866 Şubatında çıkan 792. sayısında kapanmıştır. 1860-76 arasındaki on beş yıllık dönemde gazete sayısı artar ve gazetecilik gelişirken, basının baskı altına alınması ve sansür edilmesi yolunda girişim ve uygulamalara ağırlık verilecektir. Bu çerçevede, öncelikle ilk basın yasası sayılacak olan 1864 tarihli matbuat nizamnamesi çıkarılacaktır ki, 1852 tarihli fransız basın yasası temel alınarak hazırlanan bu nizamname, hapis ve para cezalarının yanı sıra, gazeteler için geçici ya da süresiz kapatma cezaları da getirmektedir. O dönemlerde birçok gazete de yayın hayatına balamıştır: Şinasi, 1861'de tercüman-ı hakikat'ten ayrılarak kendi gazetesi-tasvir-i efkar'ı yayımlamaya başladı. 1863'te mir'at gazetesi ile münif efendinin (paşa) cemiyet-i ilmiye-i osmaniye adına yönettiği önemli bir dergi, mecmua-i fünun yayına girdi. aynı yıl mecmua-i iber-i intibah adlı dergi, ertesi yıl mecmua-i askeriye çıktı. bunları mecmua-i ibretnüma (mecmua-i iber-i intibah yerine), mecmua-i havadis, takvim-i ticaret, ayine-i vatan, muhbir, vb. gazete ve dergiler izledi...