CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Yılmaz düzenlediği basın toplantısında, gündeme dair değerlendirmelerde bulunurken PYD'nin eski eş başkanı Salih Müslüm'ün Çekya'da gözaltına alınması ile ilgili “PYD'nin eski eş başkanı Salih Müslüm'ün Çekya'dan Türkiye'ye iade edilmesini herkesten daha fazla istiyoruz” ifadelerini kullandı. “INTERPOL PYD HAKKINDA KIRMIZI BÜLTEN ÇIKARMADI” CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, PYD'nin eski eş başkanı Salih Müslüm'ün Çekya’da gözaltına alınması ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Yılmaz, Salih Müslüm’ün Çekya'dan Türkiye'ye iade edilmesini, herkesten daha fazla istediklerini söyleyerek, "Müslüm, Çekya'da serbest bırakılırsa Türkiye'de bunu terör örgütü olarak görmeyenlerin de sorumluluğu olacaktır. Müslüm'ün Çekya'da gözaltına alınması ve tutuklanmasıyla ilgili siyasi, hukuki süreç başlayacak. PYD mahkeme tarafından terör örgütü olarak görülüyor ancak hükümet terör örgütü listesine koymuyor. İçişleri Bakanlığı, bizim sorularımız ve girişimlerimiz üzerine 11 Şubat'ta kırmızı listeye Salih Müslüm’ü de aldı. Ancak konuyu alttan alma nedeniyle İnterpol henüz daha PYD lideri ve yöneticileri hakkında kırmızı bülten çıkarmamıştır” diye konuştu. “ÇEKYA PYD’Yİ TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK GÖRMÜYOR” Çekya'nın PYD'yi terör örgütü olarak görmediğini, Müslüm'ün Türk vatandaşı olmadığını, Türkiye'nin Çekya ile suçluların iadesi anlaşmasının bulunmadığını ifade eden Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü: “Müslüm’ün iadesi ancak suçluların iadesine dair Avrupa Sözleşmesi çerçevesinde olabilir. Konunun hukuki boyutunun ötesinde siyasi değerlendirmeyi gerektirecek boyutta. Çekya bunu terör örgütü olarak görmeyebilir. Bir terörist olarak görmesi durumunda elbette ona farklı muamele yapılacaktır ama siyasi suçlu olarak görmesi halinde tamamen farklı muamele söz konusu olacaktır.” “BİR AN ÖNCE İADE YAPILMALI” Bir an önce iadenin yapılmasını istediklerini dile getiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, bu zamana kadar hükümetin Müslüm ve PYD'yi, terör listesine almamasına anlam veremediklerinin altını çizdi. Yılmaz sözlerine şöyle devam etti: “Müslüm'ün burada yargılanması halinde kimler tarafından kendisinin davet edildiğini, ne konuştuklarını, hangi vaatlerde bulunulduğunu, hangi sözlerin verildiğini, o dönemde Türkiye'ye geliş gidişlerinin mahiyetini de anlamış olacağız. Hükümetin, Afrin'de PYD'ye karşı mücadele yürütürken, perde arkasında nelerle muhatap olduğunu görmüş olacağız. Onun için iadenin yapılmasını herkesten daha fazla biz istiyoruz. 'Bunlar PKK'nın türevidir bunları ayrı bir terör örgütü olarak görmeyelim' anlayışı yanlıştır. Terör örgütü diyorsanız, çıkarırsınız hükümetin listesinde de onu terör örgütü olarak ilan edersiniz. Siz etmiyorsanız başkalarından nasıl beklersiniz?” “TERÖRİSTLE MÜCADELE NASIL OLUR?” Yılmaz konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Müslüm, Çekya'da serbest bırakılırsa bunun sorumlusu kimdir, kimin ihmalidir, bu nasıl terörle mücadeledir, teröristle mücadele nasıl olur? Hukuki boşluklar bırakırsanız, hukuki boşluklar yaratırsanız terörle mücadele nasıl yapılır? Bu iade olmayacaksa, PYD'nin eski lideri oradan kaçacaksa, serbest bırakılacaksa bu süreçte Türkiye'de bunu terör örgütü olarak görmeyenlerin de sorumluluğu olacaktır. Bu ağır bir sorumluluktur. Hükümet, kendi içinde PYD'yi terör örgütü ilan etmediği için dışarıya çıkıp, bu terör örgütü dese de hukuki zemin lazım. Şu anda yakalanan birinin bir şekilde elden kaçırılması söz konusu olabilir, şu ana kadar olan ihmaller nedeniyle. Bu terörist demekle olmuyor. Sizin onu daha önce iç mevzuatınızda terörist yapmanız, PYD'yi terör örgütü ilan etmeniz gerekirdi. İnterpol bülteni üzerine yakalanmamış, Türkiye'nin ihbarı ve girişimi üzerine geçici gözaltı uygulanmış, kırımızı bülten yok. Bu bir ihmaldir. Yakalanması, bütün bu zemin hazırlansaydı iadeyle sonuçlanırdı, iadesi de çorap söküğü gibi bazı olayların deşifre edilmesi, terör örgütüne önemli darbe vurulmasıyla sonuçlandırdı, tutuklu olduğu halde serbest kalması ayıptır. Bu süreci işletmeyenlerin de ayıbıdır." 1915 OLAYLARI Yılmaz, 1915 olayları hakkında da açıklamalarda bulundu. Soykırım iddialarıyla ilgili hukuki zeminde ciddi manada Türkiye'nin elini güçlendiren gelişmeler olduğunu belirterek, siyasi olarak konunun devam ettiğini ifade etti. Yılmaz, “En son Hollanda parlamentosunda alınan 1915 olaylarını soykırım olarak tanımlayan karar yanlıştır ve kınıyoruz. Ermenistan'daki etkinliklere büyükelçi düzeyinde katılan, sözde soykırım anıtına giden Hollanda bundan sonra hükümet seviyesinde katılacağını açıklamıştır. Bu kararı da kınıyoruz ve yanlış olduğunu ifade ediyoruz.  Hiç kimse Türkiye'nin tarihini kendi siyasi konularına malzeme yapamaz” diye konuştu. “HÜKÜMET ÖNLEM ALMALI” Hükümetin, dış politikası hakkında eleştirilerde bulunan Yılmaz, “24 Nisandan önce ABD Kongresinde bu konu gündeme gelebilir, Türkiye ile bu restleşmeler bazı çevreleri tetikleyebilir. Onun için bu konunun Hollanda parlamentosunda kabul edilmesiyle ABD Kongresinde kabul edilmesi aynı şey değildir. Hükümet bununla ilgili önlemler almalıdır. 24 Nisan, Türkiye'nin dış politikasındaki kötüleşme nedeniyle bazı çevrelerin elini kolaylaştırabilir ve bunu bazı parlamentolarda, ABD kongresinde karara dönüştürebilme girişimlerine sevk edebilir. Hükümetin bu konuda uyanık, dikkatli olmalı lazım. Soykırımın hukuki zemini yoktur, siyasi olarak malzeme yapılıyor, tartışılıyor. Her parlamentonun ağırlığı aynı değildir. ABD kongresine bu açıdan dikkat edelim” ifadelerini kullandı. (Eren GÜVENDİK)  

Editör: TE Bilisim