Bu cuma itibarıyla 2021-2022 öğretim yılının ilk dönemi tamamlanmış olacak. Kimi çocuk karnesini görünce sevinecek kimi çocuk ise karneyi görünce biraz daha çalışması gerektiğini düşünecek. Pandemiden dolayı eğitim öğretim büyük boyutta sekteye uğradı. Uzaktan eğitime devam etse de kimi yerde eğitime ulaşamayanlar oldu, kimi öğrenciler için ise uzaktan eğitim çok verimsiz geçti. Netice itibarıyla çocuklar için kayıp bir dönem meydana geldi.  Öyle de böyle de bir dönem daha bitecek ve yarıyıl tatili başlamış olacak. Şimdiden bütün çocuklara iyi tatiller diliyorum. Gelelim işin diğer boyutuna. Yani karnesi kötü gelen çocuklara karşı ebeveynlerin tavrı ile bazı öğretmenlerin tatil boyunca verdiği ödevlere… Her birimiz öğrenci olduk ve muhakkak ki her dönem muhteşem karnelerle gelmedik. Zaten hayat da bize her dönem takdir verecek kadar adil değil. Yani okulun dışında da bir hayat var ve her zaman bize beş yıldız vermeyecek bu hayat. Yani çocuklar hayatın iyisini gördükleri kadar kötüsünü görecekler. Okul da zaten çocukları esasında hayata hazırlayan bir kurum… İnternette konuyla ilgili gezinirken Doç. Dr. Yakup Albayrak’ın bazı değerlendirmelerine denk geldim ve çok da beğendim. Albayrak, velilerin çocuklara daha yapıcı yaklaşması ve asla sert davranmaması gerektiğini ifade ediyor. Cezalandırmadan ziyade daha açıklayıcı, daha yol gösterici, daha olumlu tavırlarla çocuklara ve öğrencilere yaklaşmalıyız diyen Albayrak, önerilerini “Öncelikle çocuklarımızı iyi tanımalıyız. Hangi konulara yatkınlar hangi konulara daha az yatkınlar bunu iyi tahlil etmeliyiz. Bence buradaki kilit nokta bu. Çünkü şöyle bir şey var. Herkesin sayısal bir zekası olmayabilir” diye devam ettiriyor. Çok doğru herkesin her konuya yeteneğinin olması ya da o konuda başarılı olması mümkün değil. Her bireyin her konuyu aynı vakit içinde kavraması da mümkün değil. Her çocuk ayrıdır ve her çocuk özeldir… Albayrak her çocuğun sayısal zekası olmayacağı gibi sözel bir zekasının olmayacağını da ekliyor. Albayrak, çocuklara gösterilecek sert tepkinin ileri yaşlarda sosyal fobi denilen olumsuz duruma yol açabileceğini belirterek, şu değerlendirmede bulunuyor: "Çocuklarda ve ergenlerde karne kötü olacağı zaman cezalandırılma olacağı gibi bir hissiyat ortaya çıkıyor. Ebeveynlerin kesinlikle cezalandırmadan uzak durması gerekiyor. Cezalandırma iyi bir öğrenme modeli değil. Karne kötü geldi diye çocuğu belli şeylerden men etme, cezalandırma, hakaret etme gibi şeyler olumsuz bir hatıra oluşturur. Bu hatırat da ömür boyu devam edecek olumsuz davranış modellerine yol açabilir.” Konunun uzmanı velileri bu şekilde uyarıyor. Çok da yerinde ve akıllıca. Çünkü her çocuk tektir ve her çocuk özeldir. Her birinin öğrenme hızları ve şekilleri farklı oluyor. Çocukları cezalandırmak yerine onları anlamak ve emreder şekilde değil yol gösterici şekilde davranmak gerekiyor… Bütün çocuklara tekrardan iyi tatiller diliyorum…    

Editör: TE Bilisim