Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bahçeli, Türkiye'nin gıda güvenliğinin tam ve eksiksiz sağlamasının şart olduğuna vurgu yaparak, “Hem doyacağız hem doyuracağız hem de kendi kendimize yeten bir ülke olacağız. Bu nedenle ekilebilir tarım arazilerini genişletmek ve çiftçilerimizi desteklemek zorundayız” dedi.

Adım Adım 2023; İlçe İlçe Aydınlatma ve Anlatma toplantılarını geçen hafta sonu tamamladıklarını ifade eden Bahçeli, “CHP'ye oy veren kardeşlerimize, parti yönetiminin ne hallere düştüğünü, kimlerin ve hangi vahim senaryoların peşinden tıpkı kurumuş yaprak gibi sürüklendiğini üstüne basa basa ifade ettik. 131 seçim bölgesinde CHP yönetiminin yakalandığı iflah olmaz hastalığı, altı oku Kandil'in mağara girişine nasıl astığını detaylarıyla anlattık” dedi.

Bahçeli’nin konuşmasının satır başları şöyle:

"Adım Adım 2023; İlçe İlçe Aydınlatma ve Anlatma toplantılarını geçen hafta sonu tamamladık. İlk etapta, 24 Haziran 2018 Milletvekilliği Genel Seçiminde CHP'nin sandıktan birinci çıktığı 6 il, 125 ilçede bu partinin iç yüzünü, gerçek emel ve hedeflerini açık seçik milletimizle paylaştık. CHP'ye oy veren kardeşlerimize, parti yönetiminin ne hallere düştüğünü, kimlerin ve hangi vahim senaryoların peşinden tıpkı kurumuş yaprak gibi sürüklendiğini üstüne basa basa ifade ettik. 131 seçim bölgesinde CHP yönetiminin yakalandığı iflah olmaz hastalığı, altı oku Kandil'in mağara girişine nasıl astığını detaylarıyla anlattık.”

“BUNLAR FİRAVUN SİYASETİNİN FİGÜRANLARIDIR”

“Türkiye'nin gıda güvenliğinin tam ve eksiksiz sağlaması şart oldu. Hem doyacağız hem doyuracağız hem de kendi kendimize yeten bir ülke olacağız. Bu nedenle ekilebilir tarım arazilerini genişletmek ve çiftçilerimizi desteklemek zorundayız. Bizim düşüncemize göre, tarım sektörünün; yüksek verimlilikle ve kaliteli ürün üreten, teknoloji kullanabilen, ülke insanını besleyebilen ve ihracat kapasitesi yüksek, büyümeye sürdürülebilir katkı sağlayan bir yapıya kavuşturulması esastır" dedi.

“Ayçiçek yağından sonra şeker fiyatlarında yaşanan artışın gerçekçi bir temeli yok. Şekerin kilogram fiyatının iki hafta içinde 7 liradan 19 liraya çıkması ve bunun da siyasileştirilip istismar edilmesi pis bir kumpasın, bayat bir ekonomik operasyonun dış bağlantıyla servis edilmesinden başka bir şey değildir. Ülkemizde yeterli şeker olmasına rağmen, önümüzdeki dönemde fiyat artış beklentisi, bu beklentinin şiddetle körüklenmesi, şeker stoklayan fırsatçıların gözünü hırs bürümesi birden bire şekeri tartışma konusu haline getirmiştir. Türkiye'nin yıllık şeker ihtiyacı 2,7 milyon tondur. Şu anda şeker eksiği değil, fazlası mevcuttur.”

“Esas mesele ne ayçiçek yağındaki ne de şekerdeki fiyat artışları. Ekonomik gerçeklerden uzak fiyat artışlarını siyasal itiraza dönüştürüp toplumsal kargaşaya yatırım yapanların kalbi taşlamış, Türkiye sevgileri buharlaşmıştır. Bunlar firavun siyasetinin figüranlarıdır. Bunlar Türkiye'nin karşısında dizilen husumet ve huşunet aktörleridir. Enflasyonun ve bunun sonucu olan hayat pahalılığın geldiği noktadan doğal olarak biz de rahatsızız, biz de müştekiyiz. Fakat zillete düşüp fiyat artışlarından siyasi propaganda konusu çıkarmaya heves edenleri de asla iyi niyetli göremeyiz, görmeyeceğiz.”

"TÜRKİYE, TARİHİ BİR ROL ÜSTLENMİŞTİR"

"Türkiye, iki ülke arasında barışın savunucusu, anlaşmanın ve uzlaşmanın arabulucusu olarak tarihi bir rol üstlenmiştir. Bir yanda Putin, diğer yanda Zelenski'nin ülkemizin tutumuna, sürdürdüğü diplomatik performansa güven duyduğu anlaşılmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın Rusya Devlet Başkanı Putin ile en son telefon görüşmesinde, iki ülke müzakere heyetlerinin bir sonraki toplantısının İstanbul'da yapılması hususunda görüş birliğine varılmıştır.

10 Mart Antalya zirvesinden sonra, ateşkes ve barış arayışlarının İstanbul'da yeni başta ele alınacak olması bizleri ihtiyatlı bir yaklaşım içinde umutlandırmış, Türkiye'nin dengeli, tutarlı ve tarafsız politikalarıyla güvenilir bir ülke olduğunu tescillemiştir. Dileğimiz ve temennimiz Putin ile Zelenski'nin yüz yüze görüşmelerini en kısa zamanda İstanbul'da yapması, savaşı barışla düğümlemeleridir. İnanıyorum ki, dünyanın beklediği çözüme bir adım daha yaklaşılmıştır."

"Okyanusun karşı kıyısından bakılınca, Türk ve Müslüman çocuklarının ölümü sıradan bir vaka olarak mı görülüyor? Bu körpe yavrular önemsiz, üzerinde durulması gereksiz bir ayrıntı halinde mi değerlendiriliyor? Haksızlığa tepki vermezsek, ilk önce haysiyetimizi, sonra da hürriyetimizi kaybetmemiz mutlaktır.”

“Kıyılarımıza kadar yüzen serseri mayınların kimlerin tezgahı olduğu, İğne Ada'ya kadar nasıl geldiği, Türkiye'nin başına nasıl bir çorap örülmek istendiği işin özünde muamma değildir. Geçmişin tecrübeleri göz önüne alınarak çok dikkatli, temkinli ve uyanık olmak hayati derecede mühimdir.”

“KUYTULCULARI DA ALARAK SAYIYI 6+2'YE ÇIKARDILAR”

"Zillet ittifakı partileri gündemin gerisinde kalmanın zannediyorum telaşına kapılmış olacaklardır ki, yeni bir toplantıyla günü kurtarmanın peşine düşmüşlerdir. İkinci 28 Şubat bildirisinin toz bulutu içinde zillet ittifakı Türk polisine işkenceci diyen devasız ve edepsiz zihniyetin ev sahipliğinde, ama bu defa Atatürk posterinin duvara asıldığı bir odada, yine yuvarlak masa etrafında bir araya gelmişledir. Daha önceki toplantılarını 6+1 formatında yapan bu partiler, şimdi Kuytulcuları da alarak sayıyı 6+2'ye çıkarmışlardır. Masa altına saklanan sabıkalı ve suçlu sayısı böylelikle ikiye ulaşmıştır. Bu ittifakın adı zillet olduğu kadar aynı zamanda Kuytul ittifakı olarak hafızalara kazınmıştır.”

Serkan DEMİRTAŞ

Editör: TE Bilisim