Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve oradan da Avrupa'ya yayılan korona virüs dünyada etkisini artırmaya devam ediyor. Korona virüs vaka sayıları her geçen gün artarken yeni yapılan bir açıklamaya göre dünya genelinde yeni tip korona virüs vaka sayısı 40 milyonu aştı. Kovid-19 verilerinin derlendiği "Worldometer" internet sitesine göre, virüse yakalananların sayısı 40 milyon 1 bin 648'e ulaştı. Hayatını kaybedenlerin sayısı ise, 1 milyon 114 bin 633’e ulaştı. Vakaların en fazla görüldüğü ABD'de, 8 milyon 343 bin 140 kişi Kovid-19'a yakalandı. ABD'nin ardından en fazla vaka görülen ilk 10 ülke sırasıyla Hindistan (7 milyon 494 bin 551), Brezilya (5 milyon 224 bin 362), Rusya (1 milyon 399 bin 334), İspanya (982 bin 723), Arjantin (979 bin 119), Kolombiya (952 bin 371), Fransa (867 bin 197) Peru (865 bin 549), Meksika (847 bin 108), İngiltere (705 bin 428) ve Güney Afrika (702 bin 131) oldu. Türkiye'de de vaka sayısı 345 bin 678'e ulaştı. Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan Kovid-19, 200'den fazla ülke ve bölgeye yayıldı. Salgın nedeniyle dünya genelinde 1 milyon 115 bin 160 kişi hayatını kaybetti. Kovid-19'a yakalanan 29 milyon 919 bin 400 kişi iyileşti, tedavisi süren 8 milyon 967 bin 88 aktif vaka bulunuyor. Koronavirüs nedeniyle dünyanın birçok yerinde hayat durdu, insanlar evlerine kapandı, kentler hayalet şehirlere dönüştü. Peki, kriz ne zaman bitecek ve insanlar ne zaman normal yaşamlarına dönecek? Doğru söylemek gerekirse önümüzdeki aylarda vaka sayısı düşmeye başlasa bile bu, krizin bittiği anlamına gelmeyecek. Koronavirüsün yol açtığı dalganın dinmesi belki de yıllar alacak. Hayatın birçok alanına getirilen sınırlamalar, uzun vadede sürdürülebilir değil. Bunun sosyal ve ekonomik faturası çok ağır olacak. Tüm ülkelerin bir çıkış stratejisine ihtiyacı var ve hayatın normale döndürülmesi gerekiyor. Ama koronavirüs yok olmayacak. Virüsü engellemeye yönelik sınırlamalar tekrar gelse bile virüsün varlığı uzun sürecek gibi gözüküyor. Yapılan aşı açıklamalarına ve ülke liderlerinin konuşmalarına bakılırsa birçok ülkenin bu konuda doğru dürüst stratejileri bile yok. Strateji ve gerçek önlemler alınmadan bu bulaşıcı hastalıktan kurtulmak çok zor gözüküyor. Aşı çalışmaları devam etse de herkesin ortak noktada buluştuğu ve onayladığı bir aşı bulunmuş değil. Aşı bulunsa dahi vücudun bağışıklık kazanması da zaman alacak gibi gözüküyor. Tüm bu yaşanan gelişmeler bize önlemlerimizi bireysel de olsa almaya devam etmemiz gerektiğini bize gösteriyor. Özellikle maske olayından kesinlikle vazgeçmememiz gerekir. Maskesiz sosyal yaşama katılmamalıyız. Ellerimizi yıkmaya ve temiz tutmaya devam etmeliyiz. Zorunlu olmadıkça temastan kaçınmaya devam etmeliyiz. Gerisi bilim adamlarından bir an önce gelecek ve dünya için hayırlı olabilecek habere kalmış. Umarım en kısa zamanda hayat normale döner ve insanlıkta bu illetten kurtulmuş olur.