Türkiye Cumhuriyeti tarihinin önemli dönüm noktalarından biri olan 19 Mayıs’ı birkaç gün önce büyük bir coşkuyla kutladık. Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı tarih olan 19 Mayıs aynı zamanda bir direnişin de başlangıç tarihidir.

19 Mayıs önemli bir tarihken bu aşamada birçok tarih de önemini korumaktadır. Büyük emperyal güçler dünyayı bölüşmeye başlamış, Türkiye’yi de bu kaousun ortasına sokmak için ellerinden geleni yapmışlardı. Genlerinde özgürlük kelimesi bulunan Türkiye ise emperyal savaşın önüne geçmiş ve var güçleriyle canlarını ortaya koyarak savaşmışlardır. İşte bu isimlerden birisi ise Hasan Tahsin’dir. Gerçek adı Osman Nevres olan Hasan Tahsin ilk kurşunu sıkan ve direnişi ateşleyen isimdir…

15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir'e çıkartma yapan, seçkin askerlerden oluşan Yunan Efzon Alayı işgal askerine, Kordonboyu'ndan ilk kurşunu sıkarak Türk direnişini başlatan ulusal sembol kişi, yazar ve gazetecidir Hasan Tahsin.

O dönem birçok cemiyet ve dernek kurulmuştu. Bunlardan birisi ise İzmir’i Yunanlara teslim etmek istemeyenler tarafından kurulan "Redd-i İlhak Heyeti Milliyesi" isimli bir dernekti.

14 Mayıs'ı 15 Mayıs'a bağlayan gece binlerce İzmir'li eski musevi mezarlığında (Maşatlık meydanı) toplanmıştı. Bu esnada İngiliz, Fransız, Amerikan, İtalyan ve Yunan zırhlıları İzmir Körfezi'nde bulunuyordu. Kalabalığa hitap eden önemli bir isim, o zamanın Belediye Başkanı Hacı Hasan Paşa'ydı. Belediye Başkanının yanı sıra topluluğa hitap eden bir diğer önemli isim ise Hukuk-u Beşer gazetesinin başyazarı olan Hasan Tahsin'di. Halkı direnmeye çağırıyorlardı.

Tahsin, konuşmasında Paris Barış Konferansı kararlarını sert bir dille eleştiriyor, gazetede yazdığı gibi "Burayı Yunan'a vermeyeceğiz. Vermek isteyen kuvvetle paylaşacak kozumuz var" diyordu. Bu geceye yakın akşam üzeri Moralızade Halit Bey, Mustafa Necati ve Ragıp Nurettin'in bir grup vatansever ile birlikte hazırladığı, "Redd-i İlhak Heyeti Milliyesi" tarafından dağıtılan bildiride şu ifadeler yer alıyordu:

“ ...Ey bedbaht Türk! Yunan hâkimiyetini kabule taraftar mısın? Artık kendini göster. Tekmil kardeşlerin Maşatlık Meydanındadır. Oraya yüzbinlerle toplan. Orada zengin, yoksul, bilgin, cahil yok. Fakat Yunan egemenliğini istemeyen bir mutlak çoğunluk var. Geri kalma! Binlerler, yüzbinlerle Maşatlık'a koş. Ve Milli Kurul'un buyruğuna uy...”

15 Mayıs 1919 sabahı saat yedi buçuk sıralarında önce Yunan gemilerinin İzmir’e yanaştığını öğrenen İzmirliler, 4 koldan püskürtmek için saldırmaya başladı.

Hasan Tahsin ise Konak Meydanı Kordonboyu'nda koyu renkli takım elbisesi ile bekliyordu. Yürüyüş kolunun baş tarafı kışla hizasını geçip yola saptıktan sonra, Hasan Tahsin kalabalığın arasından sıyrılarak öne geçti.

Hasan Tahsin'in sesli bir şekilde "Olamaz, olamaz, böyle ellerini sallaya sallaya giremezler" diye söylendiğinin duyulduğu hala birçok kaynak da geçmektedir.

Tahsin daha sonra yanında bulunan revolver ile düşmana ilk ateşi açmış ve iki Efzon askerini öldürmüştü. Bazı anlatımlara göre ise Tahsin sadece Yunan Efzun Alayı'nın bayraktarını öldürdüğü belirtilmekte ve bu görüş daha fazla kabul görmektedir.

Böyle bir direniş beklemeyen Yunan Alayı şaşırmıştı. Daha sonra ise yanında fazla yandaşı olmayan Tahsin, Yunan Alayı tarafından açılan ateş ve ardından süngüleme sonucunda, Kordonboyu'nda kalabalığın önünde henüz 31 yaşında yaşama veda etmiştir. Hasan Tahsin'in cesedi ise İzmir Saat Kulesi'nin altında bulunmuştur.

Hasan Tahsin emperyalist güçlere ateş etmiş ve büyük bir mücadelenin de esasında neferi olmuştur. 15 Mayıs ölüm yıl dönümü olan Hasan Tahsin’i saygıyla anıyor, kendisine minnettar olduğumuzu ifade etmek istiyorum…

Editör: TE Bilisim