Ramazan ayının yaklaşmasıyla birlikte iftarların vazgeçilmez adresi olan Hamamönü’nde esnaf siftah peşine düştü. Pandemi nedeniyle uzun zamandır iş yapamadıklarından yakınan Hamamönü esnafı, haftasonu ve iftar yasaklarının gelmesiyle birlikte iyice mağdur olduklarını söyledi. Zor günler geçirdiklerine vurgu yapan esnaf yasakların adil olmadığına da işaret ediyor. 

Yaklaşık üç yıldır Hamamönü’nde dükkan işlettiğini söyleyen 2 çocuk babası Ahmet Koca, her geçen günü borçlanarak geçirdiğini belirtti. Kendi dükkanını maliyetinin yarı fiyatına satmak istediğini ifade eden Koca, müşteri bulamadığını dile getirdi. Koca, “Yetkililerden adil olmalarını istiyorum. Adil davransınlar. Sadece kendilerini düşünmesinler. Büyük holdinglerin ciddi büyük vergileri silinirken ve bunlara büyük destekler verilirken, bizim gibi küçük esnafı öldürmenin bir mantığı olmadığını düşünüyorum. Salgın var kabul ediyoruz herkesin tedbir alması gerekir. Ama kapatırken komple kapatılacak ki anlamlı olsun” dedi. 

“SAAT ÖĞLEN 12:30 OLMUŞ DAHA SİFTAH YAPAMADIM”

Son yıllarda Hamamönü’nün ekonomik olarak uğradığı değişimden bize biraz bahseder misin?

Koronavirüsle birlikte biz tamamen kapandık. Paket servis denildi ama onun için de alt yapımız yoktu. Alt yapımız olmayınca da çalışamadık. Hamamönü bölgesinde paket işi hiçbir zaman revaçta olmadı olmaz da. Yani hasta yakınları ile yaklaşık 80 esnafın geçinmesi ve işçi çalıştırması da şu an mümkün değil. Dört kişi çalıştığım dükkanda şu an tek çalışıyorum. Saat 12:30 olmuş hala siftahım bile yok. Yaklaşık bir aydır açıldı. İlk hafta biraz iş yaptık yine eski haline döndü. Tam bir yıldır borçlanıyoruz. Yani sıfırdan dükkanı kursam bu kadar borcum olmazdı. Geçmiş birikimlerimizin tamamını yedik. Tabiri caizse altımızdaki arabaya kadar sattık. Şu ayakta kalacak gücümüz yok.

Esnaf Ahmet Koca

“AVM’LER, OTOBÜSLER TIKA BASA DOLUYKEN SADECE KAFELERİ KONTROL ETMEK ADİL DEĞİL”

Hamamönü, haftasonu ve Ramazan’da kalabalıkların arttığı bir yer. Son açıklamalarla birlikte hem haftasonu hem de Ramazan’da yasaklar geldi. Hamamönü esnafı olarak bu yasakları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Adaletsizlik olarak değerlendiriyorum. Alınan kararların adil olmadığını düşünüyorum. Evet vakalar artıyor kesinlikle kapatılmalıdır. Buna diyecek bir şeyimiz de olamaz. Ama AVM’ler ağzına kadar doluyken, otobüsler tıka basa ulaşımı sağlarken gelip kafeleri kapatmak ve yasakları getirmek hem adil değil hem de hizmet sektörünü tamamen bitirmek demektir. Hamamönü’de tamamen kapatan dükkanlar oldu. Kapısına kilit vuranları gördük. Şu an Hamamönü esnafı dükkanını alacak bir müşteri bulsun hemen satar. Ben kendi dükkanımı maliyetinin yarı fiyatına satmayı düşünüyorum. Borcumu kapatmanın derdindeyim. Az bir kira desteği aldık ve üç ay boyunca bin liradan 3 bin lira aldık. Toplamda 4 bin civarında bir yardım aldım fakat şu an ödemem gereken vergi ise 8 bin civarında. Yardım yerine bizden vergiyi almasalardı daha mantıklı olurdu. Halkbank’ası üzerinden devlet bize düşük faizli 25 bin gibi bir kredi imkanı sağladı. Esnaf ve Sanatkarlar Odasına üye zorunluluğu vardı. Ben kullanmadım. Çünkü dükkan benim babamın üzerine, babam da 72 yaşında. Esnaf ve Sanatkarlar Odası 65 yaşın üzerindeki kişilere destek vermiyor. Öyle olunca ben üye olmadım. Sonra üye olmayanlara vereceğiz dediler. Ben de kredi çektim. Bu küçük esnafın içine ben de girmediğim için. Babamın imzası gerekiyordu o girdi içeri. Sonra 25 bin kiraya 28 bin lira ödenecek denildi. Biz de ona göre çektik. Sonra üye olmadığımız için 25 bin liraya 32 bin küsur lira ödüyoruz. Adalet yok yani. Neyin adaleti. Dört kişi ekmek yiyorduk şu an ise tek çalışıyorum.

“İKİ YILDIR VERDİĞİM EMEK, ÖDEDİĞİM PARA TAMAMEN FAİZE GİTTİ”

Siftah yapmadığınız zamanlar oluyor mu?

Şu an saat 12:30 ama daha siftah bile yapmadık ve bugün cuma yoğun bir gün olması gerekir. Ama hiçbir hareketlenme yok. Yaklaşık bir yıldır doğru dürüst kira ödemiyoruz. Evet, mal sahipleri sağ olsun bunaltmıyorlar, yardımcı oluyorlar ama sonuçta adamın alacağı para. O da alacağı kiradan geçimini sağlıyor. İlk kapandığında arsamı ve arabamı zararına satıp o dönemin ihtiyaçlarını karışladım. O zaman 25 bin civarında bir borcum kalmıştı ama şu an bu borç 125 bin liraya çıkmış durumda. Bu dükkanı 125 bin liraya satılığa çıkarsam bu parayı verecek kimseyi bulamam. Üç yıl önce burayı aldığımda tadilat filan derken 200 bin lira civarında para harcadım. Pandemi başlamadan önce 60 bin lira gibi bir borcum kalmıştı. Dükkan kendini çeviriyordu borcumu ödüyordum fakat virüs ile birlikte her şey alt üst oldu. İki yıldır verdiğim emek, ödediğim para tamamen faize gitmiş oluyor. Şu an 125 bin lira içerdeyim. Yardım veriliyor gibi gösteriliyor ama pek bir yardım verildiği yok. Tabiri caizse bir parmak bal sürülüyor ağzımıza.

“YETKİLİLERDEN ADİL OLMALARINI, ADİL DAVRANMALARINI İSTİYORUM”

Bu zor günleri yaşayan bir esnaf olarak iktidara, muhalefete, kurumlara ve Ankara halkına neler söylemek istersin?

Adil olmalarını istiyorum. Adil davransınlar. Sadece kendilerini düşünmesinler. Büyük holdinglerin ciddi büyük vergileri silinirken ve bunlara büyük destekler verilirken, bizim gibi küçük esnafı öldürmenin bir mantığı olmadığını düşünüyorum. Bundan iki ay önce pandemi yok muydu? Vardı. Açıldı, biz de açılmasını istiyoruz çünkü başka gelirimiz yok. Faturamız var, çocuklarımızın ihtiyacı var, kiramız var ve ev geçindiriyoruz. Fatura ödenmediğinde kapanma olmuyor deniliyordu ama bir fatura geciktirdim diye gecenin bir yarısı internetim filan hepsi kapandı. Kredi kartı ile ödeyip açmaya çalıştım. Salgın var kabul ediyoruz herkesin tedbir alması gerekir. Ama kapatırken komple kapatılacak ki anlamlı olsun. Bazı yerleri 1 ay bizi 4 ay kapalı tutuyorsun. Sağlık sektörü fabrikasının bu durumda çalışmasını anlıyoruz çünkü ihtiyaç var. Keza aynı şekilde marketleri de anlıyoruz. Ama çorap fabrikası da çalışıyor. Pandemi de çoraba mı ihtiyacımız var? Tekstile mi ihtiyacımız var? Hepsi bir arada bazen de maskesiz çalışıyor. Ama denetim olunca gelip bizim dört masamıza göz dikiyorlar. Benim mekan 60 kişilik yer ama ben daha 20 kişiyi bir arada görmedim. Bırak 20 kişiyi dört masaya birden adisyon açmadım. Ne kimse ne de iş var. Ama sabah daha dokuz olmadan buraya denetime geliyorlar. Ama tıklım tıklım olan yerlere denetime gidilmiyor. Biz de ceza yiyeceğiz diye yana yana iki kişiyi oturtamıyoruz. Çünkü cezayı be kaldıracak ne de ödeyecek güzümüz var. Bizim iki masamıza konuşanlar tıklım tıklım kongreler yaptılar. 13 bin kişilik salonlara 20 bin kişi soktular. Mitingler bitti yükünü de biz esnaf taşıyoruz. Bu yüzden dürüst davranmadıklarını düşünüyorum. Kendilerine yontuyorlar. Birinden bir şey isterken önce kendin yapmalısın. Sadece iktidar değil muhalefeti de aynı. Bütün partiler ve vekiller halktan fedakarlık bekliyor. Peki kendileri hiç fedakarlık yaptılar mı? Maaşımızı bağışlıyoruz dediler mi? Benim bir yıllık cirom 100 binin altında. Ama bu para onların bir aylığı kadar. Bizler az kazandıkça onlar daha çok kazanıyor. 

“SATTIĞIMIZ KAHVALTI ÜRÜNLERİ MALİYETİNİ ÇIKARMIYOR”

Birazda işletmenizden bahseder misiniz, neler satıyorsunuz? Fiyatlarınız uygun mu?

Dükkanımızda tamamen kahvaltı çeşitlerini satıyoruz. Ama sattığımız kahvaltı ürünleri de maliyetini çıkarmıyor. Geçen yılın fiyatlarından satışlarımıza devam ediyoruz. Çünkü insanların alım gücü düştü. Biz de iş yapabilmek adına zam yapmadık. Ama aldığımız malzeme de beredeyse maliyetini çıkarmıyor. Tereyağını geçen yıl 20 liradan alıyorduk şimdi 40 lira olmuş durumda. Kaşar 40-45 lira arasındaydı şu an 70 liraya çıkmış durumda. Peynirin kilosu 15 lirayken şu an 25 lira oldu. Sıvı yağını söylemeye bile gerek yok fiyatını üçe katladı. 20’ye aldığımız sıvı yağı 70 liraya çıkmış durumda. Kıyma 4 lirayken 60 lira oldu. Tavuk 10 lirayken, 20 lira oldu. Zeytin bile 8 lirayken 20 liraya çıktı. Çok basit, ekmeğe bile zam geldi. Dört kişi geliyor iki kişilik kahvaltı verebilir misin diyor. Yani 40 lira gibi bir para ödeyecekler ama yedikleri ekmek 20 lira. İnsanlar karnını doyurmak zorunda. Bunların hepsi maliyet. Fiyatların hepsi ikiye katlandı. 20 gün gibi çalıştırdığımız işyerimize elektrik parası 950 lira geldi. Biraz az geldi diye şaşırdık aslında. Çünkü ilk yasaklardan sonra açtığımızda 1250 lira gelmişti. Bunların hepsi maliyet. Her şeye zam geliyor. Vergiler yerinde sayıyor. Borcunu hep faizi ile erteliyorsun. Durumumuz bundan ibaret.

Haber: Kadir GÜRHAN