Türklerin tarih boyunca benimsediği inanışlar, zamanla değişime uğrasa da bazı eski inançlar ve ritüeller günümüzde hâlâ yaşamaktadır. Şamanizm, Gök Tanrı inancı, atalar kültü ve doğa ruhlarına saygı gibi öğeler, modern Türk toplumunda gelenekler ve batıl inançlar şeklinde varlığını sürdürmektedir.
Eski Türk inanışlarının günümüzdeki izleri, özellikle Anadolu’da ve Orta Asya’da çeşitli gelenekler ve ritüellerde kendini göstermektedir:
- "Yukarıda Allah var!" Sözü: Eski Türklerde Gök Tengri inancı, gökyüzünün kutsal kabul edilmesine neden olmuştur. Günümüzde "Yukarıda Allah var!" ifadesi, bu inanışın bir yansıması olarak kullanılmaktadır.
- Alna Kan Sürülmesi: Eski Türklerde savaşçılar, güç ve cesaret kazanmak için alına kan sürerdi. Günümüzde bazı geleneklerde bu ritüel, özellikle düğünlerde veya özel törenlerde sembolik olarak devam etmektedir.
- Gece Aynaya Bakılmaması: Eski Türk inanışlarına göre aynalar, ruhlarla bağlantılı kabul edilirdi. Gece aynaya bakmanın kötü ruhları çağırabileceğine inanılırdı. Bu batıl inanç, günümüzde bazı toplumlarda hâlâ geçerliliğini korumaktadır.
- Gelin Kuşağı: Gelinlerin beline kırmızı kuşak bağlanması, eski Türklerde koruyucu bir sembol olarak görülürdü. Kırmızı renk, kötü ruhlardan korunmayı temsil ederdi ve bu gelenek günümüzde düğünlerde devam etmektedir.
- Kapı Eşiğine Basılmaması: Eski Türklerde kapı eşiği, evin ruhlarının bulunduğu yer olarak kabul edilirdi. Kapı eşiğine basmanın uğursuzluk getireceğine inanılırdı. Günümüzde bazı bölgelerde bu inanış hâlâ sürmektedir.
- Göbek Bağının Gömülmesi: Eski Türklerde göbek bağı, çocuğun geleceğini belirleyen önemli bir unsur olarak görülürdü. Göbek bağının kutsal yerlere gömülmesi, çocuğun iyi bir hayat sürmesi için yapılan bir gelenekti ve günümüzde hâlâ uygulanmaktadır.
- Çarşamba Günü İş Yapılmaması: Eski Türklerde bazı günlerin uğursuz kabul edilmesi yaygındı. Çarşamba gününün uğursuz olduğuna dair inanış, günümüzde bazı toplumlarda hâlâ devam etmektedir.
Bu inanışlar, Türk kültürünün derin köklerinden gelen ve zamanla değişime uğrasa da varlığını sürdüren önemli öğelerdir. Gelenekler, geçmişten günümüze taşınarak kültürel mirasın bir parçası olmaya devam etmektedir.
Kaynak: Haber Merkezi
