Bu hafta sonu   film arşivlerini gözden geçirdim ve içlerinden bir filmi izlemeye karar verdim. Tokyo’da 1920li yıllarda  yaşanmış olan bir  filmden bahsedeceğim bugün sizlere. Oldukça etkilendiğimi söyleyebilirim, minik dostlarımızı konu alan bu filmi herkese özellikle tavsiye ederim.

 Öncelikle filmin adı Hachi: Bir köpeğin dostluğu .. Film, Japonya 'da gerçekleşen gerçek bir yaşam hikayesini anlatmakta. Köpek Hachi'nin sahibine olan sadakati ve bağlılığı Japonyalıları oldukça etkilemiştir. Bunun bir kanıtı ise Hachiko'nun beklediği yerde bir heykelinin yapılmasıdır. Film sadece Japonyalıları değil bütün dünyayı etkisi altına almıştır. Gerçek bir hayat hikayesinden esinlenilen filmin hikayesi Akita inu cinsi bir köpekle sahibinin arasındaki kuvvetli bir bağı anlatır. 70 yıl önce yaşanmış bu köpek hikâyesinin Hollywood versiyonu da çekildi ve Hachiko'nun sahibi Profesörü Richard Gere canlandırdı.

Sizlere filmin konusunu daha iyi aktarabilmek açısından filmde geçenlerin ı kısaca özetini anlatmak isterim. Bir film sitesinden alıntıladığım bilgilere göre;

‘’ Bir üniversite profesörü olan Parker Wilson, okula gidip geldiği sırada  kullandığı trenin istasyonunda beklerden bir köpeğe rastlar. Köpeğin Japonya’dan gelen bir kargodan kaçmış olabileceğini düşünerek istasyonda sahibini aramaya karar verir. Aramaları sonuç vermez ve köpeğin sahibini bulamaz. Bunun üzerine eve götürüp sahibinin gelmesini bekler. Wilson’un eşi Cate, sevimli misafirin gelmesinden pek hoşnut olmamıştır ve ikili arasında küçük bir tartışma yaşanır. Cate evde köpeğin olmasını doğru bulmayan insanlardan biridir. Bu yüzden Wilson ile Cate bölgenin her yerinde ilanlar  asarak köpeğin  sahibini bulmaya çalışır.  Köpeğin sahibi çıkmaz daha sonra sahiplendirecek birini aramaya karar  verirler. Bu sırada köpek ile Wilson arasında bir bağ oluştuğunu fark eden Cate köpeğin evinde kalmasına izin verir... Daha sonra köpeğin adının Hachiko olmasına karar verirler.

 Minik dostu, Wilson okula gideceği zamanlar  tren garına kadar ona eşlik eder hatta o dönene kadar istasyonda onu beklerdi. İkili arasında ilişki bu şekilde yıllarca devam etti. Bir gün Hachiko normal olmayan davranışlarda bulunmaya başlar. Önceden sezinlemiş olabileceği ihtimaline göre sahibinin o gün işe gitmesini istemez. Wilson buna anlam veremez ve işe gider. Ancak profesör  okulda o gün kalp krizi geçirir  ve hayatını kaybeder. Hachiko ise hala onu tren garında beklemektedir. Bir kaç gün geçmesine rağmen köpek halen istasyonda beklemektedir. Hachiko beklemekten hiç vazgeçmemiştir ancak bir gün her zaman beklediği noktada hayatını kaybetmiştir. Bu yaşanmışlık Japon yetkililerini derinden etkilemiş  ve sadakatiyle herkese örnek olması gereken köpeğin heykelini istasyonun o bölgesine yaptırma kararı almışlardır. ‘’Film,  görüldüğü üzere hayvanların ne kadar muhteşem varlıklar olduğunu bizlere bir kez daha  anlatır

Editör: TE Bilisim