Haber: Eyüp Sari

Günümüz vakıf kültürünün güvenini yitirdiğine vurgu yapan Türk Milli Kuvvetler Vakfı (TÜMKUV), Başkanı Fatih Şimga, vakıflara olan güveni yeniden sağlamak için yola çıktıklarını söyledi. Kuva-yi Milliye ruhuyla kurulan bir vakıf olduklarının altınız çizen Şimga, “Vakıflara güven yok. Bu da bizim için üzücü bir olaydır. Selçukludan günümüze devam eden vakıf kültürünün, günümüzde maalesef güvenini yitirmiş hale gelmesi beni çok derinden üzmüştür. Türk toplumunun, bizi birbiriyle bütünleştiren ana damarlarından biri olan yardımlaşma eşittir vakıf kültürüdür. Bu kültürün  birtakım yolsuzluklar, tacizler ve tecavüzcülerle veya medyada çıkan gayri ahlaki durumlarla anılması üzücüdür” dedi. 

TÜMKUV başkanı Fatih Şimga ile vakfın kuruluş amacını, vakıfların önemini ve yürüttükleri çalışmaları konuştuk. ‘STK olarak ülkemizdeki yangınlarda, sel felaketlerinde halkımızın yanındaydık’ diyen Şimga, “Vakfımızın senedinde 1. önceliğimiz şehit aileleri, ikinci önceliğimiz gaziler ve gazi yakınları, 3'ü önceliğimiz dünyadaki tüm mazlumlardır. Bu gaye ve amaçla kurulduk. Benim gözümde "mazlum" düşünemeyen akıl edemeyen analitik düşünceye sahip olamayan, DNA'sı değiştirilmiş gıdalara maruz kalan insanlar da benim açımdan mazlum insandır” diye konuştu. 

“KUVA-Yİ MİLLİYE RUHUYLA KURULAN BİR VAKIFIZ”

Türk Milli Kuvvetler Vakfı’nın 2020 yılının 11. ayında kurulduğunu hatırlatan Şimga, “12. ayda resmi gazetede yayımlanarak faaliyetlerine başladı. Kuva-yi Milliye ruhuyla kurulan bir vakıfız. Amacımız atalarımızdan yadigâr kalan Kuva-yi Milliye ruhunu günümüze yansıtmak ve Kuva-yi Milliye ruhu ile tekrardan milletimizin ve devletimizin yeniden yanında olmak. İkinci kuruluş amacımız ise ülkemizde güvenin kalmadığı vakıflara yeniden güven sağlamak. Ülkemizde vakıflara güven yok. Bu da bizim için üzücü bir olaydı. Selçukludan günümüze devam eden Vakıf kültürünün günümüzde maalesef güvenini yitirmiş haline gelmesi beni çok derinden üzmüştür. Türk toplumunun bizi birbiriyle bütünleştiren ana damarlarından biri olan yardımlaşma eşittir Vakıf kültürüdür. Bu kültürün  birtakım yolsuzluklar, tacizler ve tecavüzcülerle veya medyada çıkan gayri ahlaki durumlarla anılması üzücüdür” şeklinde konuştu.

“LOGOMUZDA TÜRK’ÜN GEÇMİŞİ VE ŞANLI TARİHİ VAR”

Şimga, “Nasıl ki bizden önce bir avuç Türk bir araya gelip de Kurtuluş Savaşı'nı başlattıysa, vakıflar açtıysa, vatanı milleti için bir şey yaptıysa tarihte binlerce örneği var.  Biz de günümüzün Kuva-yi Milliyecileri olarak vakıflaştık.  Kuva-yi Milliyeyi kendimize yol hedef gaye olarak belirlemiş insanlarız. Bundan 20 yıl önce Ankara'da Kuva-yi Milliye Derneği’ni kuran ilk genel başkan yardımcısıyım. Türkiye'de Kuva-yi Milliye’nin ne olduğunu insanlarımız bilmezken, gençlerimiz unutmuşken Cumhuriyet kurulduktan sonra Kuva-yi Milliye adında ilk STK’yı kuran başkan benim.  Türk güçlerinin sembollerini yansıtan logomuzu oluşturduk. Logomuz başlı başına bir özelliğe sahip. 16 yıldızla başladık ama Türk dünyasındaki önemli isimler beni aradı. Şunu söylediler: ‘ Şah İsmail Safevi Devleti'nin Türk devleti olduğunu bile bile neden 17. Yıldız yapmadın’ dediler. Logomuzu 16 yıldızdan 17 yıldıza taşıdık. Logomuzda Oğuz Kaan'ın kağanlık mührü var. Türk'ün geçmişi ve şanlı tarihi vardır” diye konuştu. 

“STK OLARAK ÜLKEMİZDEKİ YANGINLARDA, SEL FELAKETLERİNDE HALKIMIZIN YANINDAYDIK”

‘STK olarak ülkemizdeki yangınlarda, sel felaketlerinde halkımızın yanındaydık’ diyen Şimga, “Elimizden geldiği kadar mağdur olan halkımıza yardım etmeye çalıştık. Aynı zamanda yardıma ihtiyacı olan ailelerimizi belirleyerek yardımda bulunduk. Vakfımızın senedinde 1. önceliğimiz şehit aileleri, ikinci önceliğimiz gaziler ve gazi yakınları, 3'ü önceliğimiz dünyadaki tüm mazlumlar. Bu gaye ve amaçla kurulduk. Benim gözümde "mazlum" düşünemeyen akıl edemeyen analitik düşünceye sahip olamayan, DNA'sı değiştirilmiş gıdalara maruz kalan insanlar da benim açımdan mazlum insandır” ifadelerini kullandı.

“TÜRK GENLERİNİN TOPLANMASI VE GÜVENLİ BİR YERDE KORUNMASI GEREKİR”

Türk Milli Kuvvetleri Vakfı'nın en önemli projelerinden birisinin Türk ırkının DNA ve gen yapılarının bankalarda toplanmasını ve kaybolmamasını sağlamak olduğuna dikkat çeken Şimga, “Çünkü bizim genetik yapımızla oynandığını dünya biliyor. Bu DNA ve genlerin devlet tarafından çok güvenlikli bankalarda korunması gerekir. Bu konuda bir proje üretip devletimize sunacağız. Devletimiz de bu projeye sahip çıktığı zaman, bu proje bizden sonraki kuşaklara Türk milleti için çok önemli bir proje olacak. Yetişen genç nesillerimizin çok zeki olduğunu biliyoruz ama bu gençlerin Türk gibi düşünüp Türk gibi yaşayabilecek bir hale gelebilmesi için de o subliminal mesaj için beyin altındaki algıların silinip tekrardan vatanına milletine hizmet edip özüyle sözüyle maneviyatıyla milli bir birey haline gelmesi gerekir” açıklamasında bulundu.

“81 İLİN 10’UNDA İL TEŞKİLATLANMAMIZI TAMAMLADIK”

Maneviyatı da ceddi gibi inançlarından alan bir gençliğin oluşması için mücadeleye devam edeceklerini söyleyen Şimga konuşmasına şu şekilde devam etti: “Yani biz gençlerimizi Türk düşmanlarına kaptırmamak için elimizde ne varsa sonuna kadar kullanacağız.  Maalesef bir kısım gencimiz camilerden  koptu,  bir kısım gencimiz Anıtkabir'den koptu. Birtakım gencimiz Anıtkabir'e düşman oldu, birtakım gencimiz camiye düşman oldu, birtakım gencimiz maalesef bayrağı düşman oldu. Gençlerimiz yurt dışına gitmek istiyor. Bunların önüne geçebilmek için radikal kararlar ciddi projelere ihtiyaç var.  Bir an önce bu göçe müdahale edilmesi lazım. Biz dernek olarak bu konuda da çalışacağız. 7 aylık bir dernek olarak, 50 bölgenin üç bölgesine teşkilatlanma kurduk 81 ilin 10'unda il teşkilatlanmamızı tamamladık. Çalışmalarımıza da teşkilat yapısında devam ediyoruz. Elimizde hazır mevcut projelerimiz var. 2 tane hız verdiğimiz projemiz var. Birincisi aşevi, ikincisi pati canlar projesidir. Sokak hayvanları için yaptığımız projelere de önem veriyoruz. Çok sayıda projemiz var. Kapıda Duran projemiz ise Yurtlar ile ilgilidir.”

Editör: TE Bilisim