Özel Haber: Türkan Çatal Yıldız

Hayatın her alanını olumsuz etkileyen kur yükselişi çanta ve ayakkabı sektörünü de etkiledi. Yurtdışında hammadde üretimi yapan birçok fabrikanın kapandığını belirten Ankara Umum Ayakkabıcılar ve Çantacılar Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Hüseyin Uzun, hammadde tedarikinde sıkıntı yaşadıklarını ifade etti. Okul alışverişine ilişkin de konuşan Uzun, çanta fiyatlarına yaklaşık yüzde 300 zam geldiğini dile getirdi. Sektördeki en büyük sorunlarının zincir marketlerin de ayakkabı ve terlik satışı yapması olduğunu söyleyen Uzun yetkililere seslenerek, esnafın marketlere yem olmak istemediğine dikkat çekti. 

Ankara Umum Ayakkabıcılar ve Çantacılar Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Hüseyin Uzun ile sektörlerinde yaşanan gelişmeleri konuştuk. Uzun, okul alışverişinden dolayı çanta satışının arttığını ve neredeyse çanta bulunamaz hale geldiğini ifade etti. Ankara’nın çanta üretimi ve satışındaki önemine de değinen Uzun, Türkiye’nin çanta ihtiyacının neredeyse yarısının Ankara’dan karşılandığını vurguladı. 

“TÜRKİYE AYAKKABI VE ÇANTA İHRACATI KONUSUNDA ÇOK İLERLEDİ”

Zamların durmamasından tüm ülkenin etkilendiğini belirten Uzun, “Bizim yaşadığımız sıkıntılar ülkenin şu anki ekonomisinden ötürü kaynaklanıyor. En azından bu sürecin biraz durdurulması gerekiyor. Zaten hammadde temininde sıkıntılar yaşıyoruz. Çünkü yurtdışında birçok hammadde üreten fabrikalar kapalı. Ürettiğimiz ürünlerin yüzde 70’ini ithal ettiğimizden bu durum iç pazara yansıyor. Bununla birlikte yan sanayi ve mal bulma konusunda da sıkıntılar yaşıyoruz.” dedi.

Türkiye’nin ihracat bakımından en hızlı ilerleyen sektörlerden birisinin ayakkabı ve çanta sektörü olduğunu ifade eden Uzun, “Bizim üretim kapasitemiz artıyor, ama mal temini ve artan zamlar bizi çok zor durumda bırakıyor. Buna ilaveten bizim sektörümüzde eleman bulunmuyor. Aşırı derecede zanaatkâra ihtiyaç duyulmamasının sebebi teknolojinin ilerlemiş olması, sanayileşmek ve makineleşmek diyebilirim. Halbuki en önemli hedefimiz kurumsallaşmak ve standartlaşmak. Çünkü bizim kendi ürünlerimizin markalaşıp yurt dışına gitmesi gerekiyor. Geçen sene ortalama 450 milyon çift üretimden 343 milyonu yurt dışına gitti. Türkiye bu konuda çok ilerledi. Orta Doğu’yu bırakın paralarının değerli olması sebebiyle Avrupa tamamen Türkiye’den alışveriş yapmaya yöneldi” ifadelerini kullandı.

ANKARA, TÜRKİYE’NİN ÇANTA İHTİYACININ YARISINI KARŞILIYOR

Esnafın bu süreçten nasıl etkilendiğine ilişkin konuşan Uzun şunlara değindi:

“Zamlarla yarıştığımız için çok fazla karımız yok. Sadece üretim kapasitemiz arttı. Zorluğumuz bu noktada ortaya çıkıyor. Örneğin çanta konusunda iki sene önceki fiyatlarla bu seneki fiyatlar arasında çok büyük bir fark var. Aşağı yukarı yüzde 100 oranında bir artış söz konusu. Pandemiden dolayı okullarda uzaktan eğitime geçildiği için satışlar çok durgundu. Ama şu an çanta bulamayacak dereceye geldi, satışlar çoğaldı. Bu da arz talep konusuna bağlı. Talep oldukça üretimi artırmanız gerekir, artırdıkça da fiyatlar yükselir. Buna rağmen vatandaş alışverişinde geri kalmadı. Çanta konusunda Ankara’nın avantajı Türkiye’nin çanta konusundaki ihtiyacının hemen hemen yarısından fazlasını karşılıyor olması. Sadece Ankara’da değil ülkenin her yerinde üretim atölyeleri oluşturduk. Ankara konum olarak ülkenin merkezinde olduğu için Anadolu’ya sevkiyat daha kolay oluyor.”

OKUL ÇANTALARI 125 LİRADAN BAŞLIYOR

Çocukların kullanabileceği sağlığa uygun çantaların üretimine ilişkin konuşan Uzun, “Lisanslı dediğimiz ürünlerimizin kullanım kılavuzlarında kanserojen madde içermediğini ürünlerimizin üzerine okunaklı bir şekilde yazıyoruz ki vatandaş kaliteli ve sağlıklı ürünler alsın. Çocuklarımızın sağlığı her şeyden önemlidir, biz sağlığa çok değer veririz. Bundan dolayı da bütün ürünlerimiz kontrolden geçer. Ben tüketicilerimize sıradan yerlerden alışveriş yapmamalarını öneriyorum. Mümkün olduğu kadar bildikleri yerden hem fişlerini alarak hem de tanıtım kılavuzlarını okuyarak alışverişlerini yapsınlar. Ürünlerin herhangi bir üretim hatasında, herhangi bir kusurunda alışveriş yaptıkları yerlere gidip iade veya değişim yapabilmeleri için bu şart. Alışveriş yapılan yer bu beyanı kabul etmezse hakem heyetlerine dilekçeyle bildirebilirler. Bildirme işlemini internetten de yapabilirler. Biz de oda olarak bu konuda vatandaşlarımızı bilgilendiriyoruz” ifadelerini kullandı. 

Okul çantalarının fiyatlarına dair konuşan Uzun, çanta fiyatlarının 125 TL’den başlayıp 500-600 TL’ye kadar çıktığını söyledi. Tüketicilerin Ulus’ta yer alan Çantacılar Sokağı’nda her türlü alternatifi bulabileceklerine de değinen Uzun, “Çantacılar Çarşısı’nda yüzlerce toptancı, perakendeci, üretici bulunuyor. Alışveriş yapmak isteyenler de çarşıyı ziyaret edebilirler” dedi.

“ZİNCİR MARKETLER EKMEĞİMİZLE OYNUYOR”

Zincir marketlerin ayakkabı, terlik, çanta gibi ürünleri de satıyor olmalarının bu işi yapan esnafı bitirme noktasına getirdiğini ifade eden Uzun şunları söyledi:

“Türkiye’de herkes kendi işini yapmıyor ne yazık ki. İmkanı olan herkes her mesleği yapabiliyor. Esasında sektör temsilcilerinin ekmekleri ile oynuyorlar. Mesela balık sezonunun bitmesi ile neredeyse bütün balıkçılar bir anda ayakkabı ve terlik satmaya başlıyor, bunları çoğu da kayıtsız. Bununla birlikte zincir marketlerin her şeyi satıyor olmaları. Şu an girilen her markette ayakkabı, çanta ve terliğe rastlamak mümkün. Marketlerin müşteri potansiyeli mağazalara göre o kadar yüksek ki esnafın onlarla yarışması mümkün bile değil. Zincir marketler oradan ekmek yiyecek esnafın ekmeğini elinden alıyor. Zincir marketlerle ilgili olan yasa biran evvel çıkmalı ve her önüne gelen ayakkabı, çanta, terlik satamamalı. Eğer zincir marketler aynı hızda çalışmaya devam ederse bu küçük esnafın biteceği anlamına gelir. Biz de bununla mücadele ediyoruz. Türkiye’nin en büyük esnaf teşkilatı olan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu da bu konu için büyük mücadeleler veriyor. Anayasanın 173’üncü maddesi olan ‘Devlet Esnaf ve Sanatkârı koruyucu ve destekleyici tedbirler alır’ ifadelerinin uygulamaya da dökülmesini istiyoruz. Bunu uygulamaya koymanın yolu esnafı marketlere yem etmekten geçmiyor. Herkes işini yaparsa esnaf da bitme noktasına gelmeyecektir. Biz nasıl ki haftada bir dükkânlarımızı kapatıyorsak aynısı marketler için de olmalı. Pandemide dükkanların kapandığı anı düşünecek olursak biz dükkanlarımızı kapatıyorken aynısı marketlerde yaşanmadı.”

“YABANCI UYRUKLU GİRİŞİMCİLER KAYIT ALTINA ALINIYOR”

Çantacı camiasında çanta dükkanı açan yabancı uyruklunun çok fazla olduğunu ve onları kayıt altına almak için çeşitli çalışmalara imza attıklarını söyleyen Uzun konuya ilişkin şunları anlattı: “Biz de oda olarak bu isimlerin kayıt altına alınması için çalışmalarda bulunduk. Uluslararası İş Gücü Genel Müdürü bizzat çalışmalarımdan etkilendiğini ve kendisi bilgilendirme yapmak istediğini ifade etti. Yaptığımız toplantı neticesinde de kaçak çalışanların ülkemizde üretime katkıda bulunduklarını göz önüne alarak kayıt altında çalışmalarının uygun olacağı kanaatine varıldı. Odaya kayıt olmaları ve vergi ödemeleri için girişimlerde bulunuldu. Şu an ise hem yerli hem yabancı fark etmeden işle alakalı olanları mesleki okullara kayıt ettiriyoruz, haftada bir gün okula gidiyorlar. Bahsettiğim kişiler öğrenci statüsünde yer alıyor, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından sigortaları ödeniyor, asgari ücretin de yüzde 30’u kadar devlet işverenlerin hesabına para yatırıyor. Maksat o kişileri kayıt altında bulundurarak hem ekonomiye hem de istihdama katkıda bulunmak. Çünkü üretim ne kadar artarsa yurtdışı pazarımız da o kadar açık olur.”

Türkiye’nin en büyük sorunlardan birisinin de rekabet alanında yaşanan sorunlar olduğunu belirten Uzun, “Bizim sektörde de yer alan 4 al 1 öde, yarı yarıya indirdik, kapatıyoruz, zararına satış gibi sloganlar tamamen gerçek dışı. Tüketici açısından düşünecek olursak tamamen yanıltıcı ve aldatıcı bir satış şekli. Bunu yetkililerle de konuştuk ve konuyla ilgili yasal düzenlemelerin yapılacağı ifade edildi” dedi.

Ayakkabı ve çanta sektörünün bilirkişi konusunda da sıkıntılar yaşadığını dile getiren Uzun, “Çıkan bir yasa ile bütün bilirkişilerin kurs göreceği ve sonrasında da bilirkişilik yapacağı ifade edilmişti. Ayakkabıcı olmayan kişi ne derece bizim sektörde bilirkişilik yapabilir ki? Yine yetkililerle görüşmelerimiz neticesinde meslek kuruluşlarından bilirkişi alınabileceği ifade edildi. Yasal düzenlemenin yapılmasını bekliyoruz biz de. Çünkü tüketiciler her sektörde sorun yaşadıkları gibi bilirkişi konusunda da sıkıntı yaşıyorlar. Biz de oda olarak istiyoruz ki ayakkabıcılık ya da çantacılık alanında bilirkişilik yapacak kişi bizim sektörden birisi olsun” diye konuştu.

Editör: TE Bilisim