Pandemi döneminde evde kalarak bol bol film izliyor, kitap okumaya çalışıyorum. Hepimiz doğal olarak korona virüs salgını nedeniyle kaybettiğimiz vatandaşlarımızdan ötürü son derece üzgünüz. Hepimizin yakınlarında, çevresinde korona virüse yakalanmış birileri var haliyle son derece kaygılıyız. Kaygı ve üzüntü bildiğiniz üzere bağışıklık sistemini düşürüyor. Ben de kafamı dağıtmak amaçlı akşamları mutlaka bir film açıyorum. Sadece film seyretmiyor eskileri de yad ediyorum. Güzele dair ne varsa eskilerde kaldığını düşündüm bir an. Çocukluğuma döndüm, yaşama sevincime döndüm. Sonra beni böyle düşündürenin ne olduğunu düşündüm. Neden insan sürekli eski insanları ve eski günleri özler ki? Farkındalık düzeyi daha az seviyede olduğu için mi yoksa henüz sırtına hayatın sorumlulukları binmediği için mi? Evet, tüm bunları düşünmeme sebep olan Münir Özkul’un filmi oldu. Bilirsiniz yazılarımda biyografi aktarmaya bayılırım. Ülkemizde hayat bulan bu değerlerin kaybolup gitmesine izin vermek olmaz zaten bana sorarsanız asla kaybolmayacaklar. Çünkü bizi biz yapan o güzel sanatçılarımız ve bu anlamda sanatımıza ne kadar sahip olduğumuzdur. Değerli sanatçımız Münir Özkul’un hayatına da geçmişte yolculuk yaparak bakmaya ne dersiniz?
‘’Münir Özkul, Sanat hayatına henüz lise öğrencisiyken 1940 yılında Bakırköy Halkevi'nde tiyatro ile başladı. Bir süre İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne ve Edebiyat Fakültesi'nin sanat tarihi bölümüne devam etti.
1948'de Ses Tiyatrosu'nda sahnelenen "Aşk Köprüsü" oyunuyla profesyonel oldu ve çeşitli oyunlarda rol aldı. Yıllar yılları kovaları pek çok tiyatro oyunu ve başarılara imza attı. Kariyeri boyunca 200'den fazla filmde rol alan Özkul, Sev Kardeşim filmindeki oyunuyla 1972 Altın Portakal Film Festivali'nde "en iyi erkek oyuncu" ödülünü kazandı. "Bizim Aile" filminde canlandırdığı "Yaşar Usta" rolüyle de 1977 Azerbaycan Film Festivali'nde özel ödül kazandı. "Süt Kardeşler" filminde yönetmen yardımcılığı da yapmıştır.
Tarık Buğra'nın romanından televizyona aktarılan ve Naşit Özcan'ın yaşam öyküsünden bir kesiti canlandıran "İbiş'in Rüyası’nda canlandırdığı İbiş karakteri de unutulmazlar arasındadır. Televizyon dizilerinin yaygınlaşmaya başladığı 90'lı yıllarda dizi oyunculuğundan uzak dursa da Uzaylı Zekiye, Ana Kuzusu ve Şaban ile Şirin gibi dizilerde rol aldı. Son olarak 2000'li yılların başında, Hamdi Alkan'ın canlandırdığı "Yarmagül" karakterinin dedesini oynadığı Reyting Hamdi televizyon programında kamera karşısına geçti.
1980'de yapılan bir jübileyle 40'ıncı sanat yılı, 1996 yılında da Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen gecede 55'inci sanat yılı kutlandı. 1998 yılında Kültür Bakanlığı tarafından Münir Özkul'a "devlet sanatçısı" ünvânı verildi.
Özkul dört kez evlendi ve üç çocuğu oldu. İlk eşi Şadan, ikinci eşi Suna Selen, üçüncü eşi Yaşar ve son eşi 1986'da evlendiği Umman Özkul'dur. Oyuncu ve sunucu Güner Özkul'un babasıdır. Güner Özkul'a göre babası "evlilikten korkmazdı ama boşanamamaktan korkardı". Hayatının önemli bir kısmını alkolle savaşarak geçiren Özkul, 1990'lı yılların ortasında alkolü tamamen bıraktı.
2003 yılından beri demans ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı ile mücadele eden Özkul, bu tarihten beri evinden dışarıya çıkmak ve kimseyle görüşmek istemedi. Hastalığına bağlı olarak geçmişe dâir hafıza kaybı yaşayan oyuncu, vefat etmiş birçok tanıdığının hayatta olduklarını sandı. Uzun süre mücadele ettiği hastalıkları süresince hakkında bir çok kez asılsız ölüm haberleri çıktı. 5 Ocak 2018'de Beyoğlu'nun Cihangir semtindeki evinde 92 yaşında hayatını kaybetti. 7 Ocak 2018'de Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde düzenlenen anma etkinliğinin ardından Teşvikiye Camii'nde kılınan cenaze namazı sonrası Bakırköy Mezarlığı'ndaki aile kabristanına defnedildi. ‘’