Haber: Türkan ÇATAL YILDIZ

Büro Emekçileri Sendikası memur maaşına yapılan zamma ilişkin basın açıklaması yaptı. Büro-İş Sendikası Genel Başkanı Alay Hamzaçebi yaptığı konuşmada hükümete seslenerek, “Engellilere ve eşi çalışmayan çocuklu emekçilere pozitif ayrımcılık tanınmalı, emekçiler için vergi dilimi matrahı artırılarak, oran yüzde 10’da sabitlenmeli, geçmiş yıl kayıplarımız ile vergi ve harçlar ile, elektriğe, doğalgaza yapılan yeni zam oranları dikkate alınmalı; siyaset, ticaret, grev yapması yasak olan memur için en düşük maaş 15 bin TL olmalıdır” dedi.

Büro-İş Sendikası Genel Başkanı Alay Hamzaçebi, “Yarın ayın 15’i memurun maaş günü. Bordrolarımıza baktığımızda ve 2021 yılının ocak ayı ile karşılaştırdığımızda memur ve emeklisinin maaşlarının TÜİK’in açıkladığı sahte enflasyon rakamları ile daha da erimiş olduğunu görmekteyiz” dedi. Açıklamanın sonunda sendika üyeleri yanlarında getirdikleri kumbaraları kırdı.

“HÜKÜMET KENDİ AÇIKLADIĞI ENFLASYON FARKINI DAHİ MEMURA VERMEDİ”

Büro-İş Sendikası Genel Başkanı Alay Hamzaçebi, yarın ayın 15’i memurun maaş günü diye sözlerine başlayarak konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bordrolarımıza baktığımızda ve 2021 yılının Ocak ayı ile karşılaştırdığımızda memur ve emeklisinin maaşlarının TÜİK’in açıkladığı sahte enflasyon rakamları ile daha da erimiş olduğunu görmekteyiz. Bağımsız araştırma Grubu ENAG’a ve bizlere göre elbette gerçek enflasyon çok yüksek bulunmakla beraber TÜİK’in rakamlarını baz aldığımız da bile hükümet kendi açıkladığı enflasyon farkını dahi memura vermemiştir.”

“2021 Yılı enflasyonuna yansımaması için, 31 Aralık’ta açıklanıp 1 Ocak’ta geçerli olacak şekilde elektriğe yüzde 50 ila yüzde 127 arası zam, doğalgaz, vergi ve harçlara yapılan yüzde 36 zamları da hesaba katmak gerekir” ifadelerini kullanan Hamzaçebi konuşmasına şöyle devam etti: “Burada elektrik zamlarına ayrı bir parantez açalım. 150 KW saatin üstünde olan konutların yüzde 127 zamlı olması başta evinde cihazlara bağlı olan hastası bulunanlar, eğitim gören çocuklu aileler olmak üzere adaletsiz bir uygulamadır. Şimdi soruyoruz; bu zammı, zamcık mı, kazık mı? Bu yapılan rakamlarla cambazlık edip aklımızla dalga geçmektir. Bu toplu sözleşmeye imza atan yandaş sendika Memursen’i kınıyoruz.”

TÜRK-İŞ’e göre 2021 yılı Ocak ayını kapsayan haliyle açlık sınırının 2 bin 718 TL, yoksulluk sınırının ise 8 bin 856 TL olarak açıklandığına değinen Hamzaçebi, “En son Aralık enflasyonu hariç 2021 yılı Aralık ayında açıklanan açlık sınırı 4 bin 013 TL ve yoksulluk sınırı 13 bin 073 TL olmuştur. Aralık enflasyonu hariç Açlık ve yoksulluk sınırı artışı yüzde 48’dir.  Bağımsız araştırma Grubu ENAG’a göre yıllık enflasyon yüzde 83 olarak gerçekleşmiştir. Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in hesaplamaları da aynı oranları işaret etmektedir. Bu zamlar, kaşıkla verip kepçeyle geri almak demektir” dedi.

“ELEKTRİĞE, DOĞALGAZA YAPILAN YENİ ZAM ORANLARI DİKKATE ALINMALI”

Hamzaçebi, gelir vergisinde yapılan düzenlemeler ile asgari ücrete isabet eden kısmın vergi dışı bırakıldığını söyleyerek, “Asgari geçim indirimi olan AGİ de kaldırılmıştır. Hükümet tarafından vergi avantajı olarak lanse edilen bu uygulama asgari ücret seviyesinde maaş alan pozitif ayrımcılığa sahip engellilerin bu ayrımcılığını ortadan kaldırmıştır. Asgari ücret seviyesinde bir ücret alan engelli birinin aylık 300, yıllıkta 3 bin 600 TL kaybı bulunmaktadır. Kısacası engelli, engelsiz eşitlenmiştir. Bir başka boyutu da evli, eşi çalışmayan, çocuklu bir çalışan ile bekâr bir çalışan eşitlemiştir. 3-5 çocuk yapın dediğiniz ailelerin durumu ne olacak” diye konuştu.

“Buradan Hükümete sesleniyoruz” diyen Hamzaçebi şunları ifade etti: “Engellilere ve eşi çalışmayan çocuklu emekçilere pozitif ayrımcılık tanınmalı, emekçiler için vergi dilimi matrahı artırılarak, oran yüzde 10’da sabitlenmeli, geçmiş yıl kayıplarımız ile vergi ve harçlar ile, elektriğe, doğalgaza yapılan yeni zam oranları dikkate alınmalı; siyaset, ticaret, grev yapması yasak olan memur için en düşük maaş 15 bin TL olmalıdır. Elektrik, doğalgaz, köprü, hastane, otoyollar, eğitim kurumları ve yurtlar kamulaştırılmalı. Dövizle yapılan kamu ihaleleri TL’ye çevrilmeli. 3600 Ek gösterge ayrım yapılmadan herkese verilmeli.  Yardımcı Hizmetler sınıfı kaldırılarak içerisinde bulunan meslek branşları Teknik Hizmetler Sınıfına, diğerleri de Genel İdare Hizmetleri sınıfına geçirilerek Ek- Göstergeden faydalandırılmalıdır. Tazminat, zam ve benzeri tüm ödemeler emekli aylığına sayılmalı. Emeklilikte yaşa takılanların mağduriyeti giderilmeli. Acil olarak 4/B sözleşmeliler kadroya geçirilmeli. Emekli, dul ve yetim maaşlarına insan onuruna yaraşır bir düzenleme yapılmalıdır.”

“BU TURİSTİN MASRAFLARINI KİM ÖDEMİŞ OLDU”

“Hükümetin yandaş ve sermaye odaklı politikaları sonucu enflasyon ve zamlar hem paranın değerini hem de satın alma gücümüzü oldukça eritmiştir, faturayı da biz emekçilere ödetmektedirler” diyen Hamzaçebi şu örnekle devam etti: “Bir turist Türkiye’ye implant yaptırmak için geliyor. 10 bin doları 18 TL’den bozdurup 180 bin TL alıyor. Bir hafta Türkiye’de kalıyor. Hem diş tedavisini yaptırıp hem de yiyip, içen, gezen, konaklayan turist 50 bin TL harcadı.  Bir hafta sonra kalan 130 bin TL’yi 13 TL’den dolara çeviren turist 10 bin doları alıp Türkiye’den ayrılıyor. Bu Turist 10 bin dolar ile geldi 10 bin dolar ile Türkiye’den ayrıldı. Bilindiği üzere devlet; Milletvekilleri, Yüksek Yargı mensupları, Kuvvet Komutanları ve aile bireylerinin implant giderlerini ödüyor. Normal memurun ödemiyor. Büyük ekonomistlerimize soruyoruz, bu turistin masraflarını kim ödemiş oldu? Ekonomik düzen o kadar çökmüş ki madeni paramızın satın alma değeri, hurda değerinin altına düşmüştür. Bizler bu düzeni elimizde kalan kumbaraları kırarak protesto ediyoruz.  Kumbaraya gerek kalmamış oldu. Bir kumbara kültürümüz vardı o da tarihe karışmış oldu.”

Editör: TE Bilisim