“MUHTARLIK SADECE İKAMETGAH VE NÜFUS CÜZDANI VERİLEN YER DEĞİL”
Muhtarlık kurumu, ya da muhtarlık denilince aklınıza gelen ilk şey ne oluyor?
Muhtar demek, özerk bağımsız demektir. Sadece ikametgah ve nüfus cüzdanı verilen yer değil, halkın bir üst kademeye ulaşabileceği yerdir. Mahallenin sorunlarını ileten kişi muhtarın kendisidir. Yani her gün belediyeden bir ekibin mahallede dolaşacak hali yok. Bunu yapacak olan muhtarın kendisidir. Muhtar demokrasinin temelidir. Yol göstericidir. Halka yardımcı olur ve sorunların çözümü için elinden geleni yapar. Aile içi şiddette bile yardımcı olduğu konular oluyor. Fakir çocukları tespit edip onlara palto, pantolon gibi giysiler ayarlayandır. Biz daha geçen gün 22 çocuğa ayakkabı verdik. Ben buralı değilim. Dört dönemdir muhtar olmanın verdiği bir avantaj var. Fakirlerimin listesi var. Kim fakirse, kim iş arıyorsa muhtarın haberi var. Yani iş arayan kadınlar özellikle bana geliyor ve o konuda kendilerine yardımcı oluyorum. Öğretmen olmanın avantajını da kullanıyorum. Sorunu olan öğrencilerin sorununu halletmeye çalışıyorum. yeri geldiğinde okulun açtığı kampanyalara destek oluyoruz.
“BEN SİYASETÇİ DEĞİLİM, MUHTAR SİYASETÇİ OLAMAZ”
Muhtarlık kurumunun son dönemlerde muhatap alınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben bir dönem muhtarlar federasyonu yönetimindeydim. Bize muhtarlığın kaldırılması hakkında ne düşünüyorsunuz diye sordular. Anket gibi bir şeydi. Yönetim kadrolarına soruyorlardı. Şimdi ise birden değerlendi. Kaldırılma ile karşı karşıya olan kurum birden değer kazandı. Muhtarlıklar Osmanlıdan beri çok güçlü kurumlardır. Gelecekte ne olur bunu tam olarak bilmiyoruz. Şuana kadar bize değer verilmedi. Neden bir anda değer kazanmaya başladık? Bu soruyu kendime sorarak sorguluyorum. Siyasete beni alet mi etmek istiyorlar. Ben siyasetçi değilim, muhtar siyasetçi olamaz. Muhtarın hiçbir partisi olamaz. Elbette ki oy kullandığı bir parti vardır. Fakat bütün partilerden oy alır. Muhtar siyaset üstü bir kurumdur. Hiçbir şekilde ayrım yapmaz, yapamaz.
“HEP AŞAĞILANMAMIZIN NEDENİ; KADININ BİLİNÇLİ OLMAMASINDANDIR”
Kadın muhtar olarak buradan kadınlara ya da kadın adaylara vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
İlk muhtar olduğumda, kadın olduğum için mahalleli zor kabul etti beni. Bundan 20 yıl öncesinden bahsediyorum. Eşine hitap eder gibi bana hitap etmeye başladılar. Ben kendilerine; hala öğretmenim ve dört dönemdir muhtarım diyorum. Kadına neden fazla değer vermiyoruz. Çünkü kadın, kadın olduğunun farkında değil. Çünkü hep ezildi. Aile ezmiş, anne babası ezmiş, erkek kardeşi abisi ezmiş, erkek arkadaşı, kocası ezmiş. Sen kadınsın sen konuşma demişler hep. Buraya gelen kadın bile ‘ben bilmem ki eşim bilir’ diyor. Kadın olmadığı zaman erkek tek başına bir anlam ifade edemez. Kadının sırtındaki yük hep ağır ve fazladır. Kadın ilk önce bu gücünün farkına varmalı ve bu gücünü kullanmalı. Kadın yüce bir varlık bunun farkına varmalı. Hep aşağılanmamızın nedeni; kadının bilinçli olmamasındandır. Siyaset dünyası ve partiler bunu hep kullandı. Ve hep kadına daha az yetki ve görev verildi. Kadın biraz mücadeleci olsa, okusa para kazansa çok rahatlıkla yetki de elde edebilir. Muhtar olur, belediye başkanı olur, milletvekili olur ve başbakan olur. Ama biz çocuğumuz okutmuyoruz. Kızlarımızı ise en fazla liseye kadar okutuyoruz. Bu durum son yıllarda biraz daha farklılaşmaya başladı. Kadın daha bir aydın bakmaya başladı. Ama hala benim yaşımda olanlar ‘kocam bilir’ diyorlar. Bende kendilerine; ‘beyim değil, beynim bilir. Cumhuriyet kadınıyım ben’ diyorum.
“YAPTIĞINIZ İŞ SİZİ SAVUNUR”
Yerel seçimler öncesi aday mısınız? rakibiniz var mı, nasıl bir yarış bekliyorsunuz?
Demokratik bir seçimdir. Elbette ki adaylar olacak bu çok doğal. Benim karşımdaki adayım azamdır. Hiç aday olduğundan haberim olmadı. Bana da bir şey demedi. Kendisinin adaylığına halkım bilir diyorum. Birlikte demokratik bir şekilde yarışmak memnuniyet vericidir. İsmail Hakkı Tonguç’un önemli bir sözü var; ‘yaptığınız iş sizi savunur.’ Ben bu söze güveniyorum. Yaptığım işi halkım görüyor. Seçimlerde ise takdiri halkıma bırakıyorum. Genel anlamda gerçekten ülkesini seven, cebini değil ülkesini düşünen siyasetçilerin 31 Martta kazanması dileğiyle diyorum.
“HER BELEDİYENİN BİR HAYVAN BARINAĞI OLMALIDIR”
Mahalledeki sokak hayvanları hakkında neler düşünüyorsunuz?
Hayvan seven insan sever ama her hayvanı da sevemiyorsunuz. Örneğin köpekler. Öveçler Vadisi’nde çok başıboş köpekler var. Buna bir şekilde önlem alınabilir. Çünkü hepsi birlikte hareket edip birlikte saldırıyorlar. Her belediyenin bir hayvan barınağı olmalı ve bu barınaklarda hayvanlara bakılmalıdır. Fakat şuan Çankaya Belediyesinin dışında herhangi bir belediyenin hayvan barınağı yok. En acı olan durum ise, Büyükşehir Belediyesinin bir hayvan barınağının olmamasıdır. Büyükşehir Belediyesinin derhal bu soruna çözüm üretmesi gerektiğini düşünüyorum. Hayvanların çoğalmaması gerekir. Kısırlaştırma yoluna gidilmesi gerekir. (Kadir GÜRHAN)
Muhabir: TE Bilisim