Mahallenin asi delikanlısı ‘Kara Cuma’nın adını ekranlarda duyunca “ünlü olmuştur kesin” demiştim. Mübarek Cuma gününün adını kara bir renkle yan yana getiremezdim, düşünmedim. İndirim günüymüş. Neydi bu onların deyimiyle “Kara” bizim deyimimizle “Efsane”, “Bereketli” Cuma? Efendim ABD’de ‘o yılki nimetlere şükretmek için’ yapılan “Şükran Günü”nden bir sonraki Cuma gününe denk gelen alışverişi artırmak için ilk olarak 1961 yılında yapılan bir icat aslında. Neden kara? Trafik, karmaşa, gürültü vs. Başka ne ad takabilirlerdi ki? Esnafın indirim yaparak vatandaşın cebindeki parayı alıp hayatını karartması olabilir mi acaba diye düşünüyordum. Sanırım 2012 yılıydı. Ankara’da yabancıların bulduğu satışların artması için yaptıkları icatlar çıkmadan önce bir “alışveriş haftası” düzenlenmişti. Başlamadan bir gün önce bir alışveriş merkezindeydik, arkadaşıma” al dedim bu kıyafeti yarın indirim var daha pahalıya alma” deyince almamış, bildiğini okumuştu. 50 liralık kıyafeti ertesi gün ‘yüzde 30 indirimle’ 55 liraya almıştı. Yalanım yok! Burada kazık yedik diye kimseyi suçlamıyorum. Gerçek ve çok iyi indirim yapanlar vardı. Yapanlardan Allah razı olsun. O günlerde adı ‘Ankara Alışveriş Festivali’ idi. Belediye de ücretsiz otobüs seferleri düzenlemişti. Gayet güzel. Esnaf memnun, Ankaralı memnun. Herkesin yüzü gülüyor. Bir etkinliğe isim bulmak bu kadar mı zor? Karar verilemeyen tanımlamalar, Cuma gününün adını karartmamak için bulunan tamlamalar… Elbette kötü tamlama yapmamak gerek. Bir gün süren etkinlik maşallah bizde bir haftadır devam ediyor. Bari geçmişteki gibi şuna “alışveriş şenliği” deyip bir ay sürdürelim, hepimiz rahat edelim. Vatandaşın da yüzü gülsün esnafın da. Günlerimizi karatmayalım.