Dil öyle geniş bir kavram ki kendini ifade etmek için hakim olduğun dili birçok şekilde kullanabilirsin. Bahsettiğim şeyi söz sanatları ya da edebî sanatlar çerçevesinde değerlendirmek gerekirse ifade edilmek isteneni kelimelerin düz anlamlarının dışına çıkarak ifade etmek de diyebiliriz. İfadeye zenginlik katmak, etkinliğini artırmak, monotonluğu kırmak ya da az sözle çok şey ifade etmek için yapılır.

Türk edebiyatında kullanılan söz sanatları; mecaza dayalı, anlama dayalı ve söze dayalı olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Mecaza dayalı yapılan söz sanatlarında sözcük gerçek anlamının dışında kullanılmaktadır. Teşbih, istiare, mecazı mürsel, kinaye ve teşhis en sık kullanılan mecaza dayalı söz sanatlarıdır. Bunların yanı sıra; intak, tariz ve mecaz da bu gruba dahil edilmektedir. Anlamla ilgili söz sanatlarında, mecaza dayalı yapılan anlatımın tersi kullanılmaktadır. Bu gruptaki söz sanatlarında sözcükler kendi anlamlarında ve birbirleriyle bağlantılı olarak kullanılmaktadır. Anlama dayalı söz sanatlarına çok sayıda alt başlık açılabilmektedir. Tevriye, tenasüp, hüsni talil, mübalağa, nida ve tecahül arif; bu grupta en yaygın kullanılan söz sanatlarıdır.

Söze dayalı yapılan edebi sanatlarda ise; sözcük yapısı, söyleniş ve yazılış tarzı ön plana çıkarılmaktadır. Cinas ve aliterasyon, söze dayalı yapılan söz sanatları arasında kabul edilmektedir. Söz sanatları, ifade edilmek istenen kelimelerin anlamını zenginleştiren, onu etkili ve güzel kılan edebî sanatlardır. Öğrencilerin okudukları metinleri daha iyi anlayabilmeleri, duygu ve düşüncelerini etkili ve güzel anlatabilmeleri için Türkçe derslerinde söz sanatlarının etkili ve işlevsel bir biçimde öğretilmesi gerekmektedir. Söz sanatlarının öğretiminde dikkat edilmesi gereken en önemli husus, metaforlardan yararlanırken sadece benzerliklere odaklanıp farklılıkları göz ardı etmek değildir. 

Öğrenciler söz sanatlarının öğreniminde soyut ve somut kavramlar arasında ilişki kuramadığında zorlanmaktadır. Uzman görüşleri de dikkate alındığında kitaplarda yer alan etkinliklerin çelişkili olduğu, öğrencilerin söz sanatlarının öğreniminde genel olarak ezbere başvurdukları ifade edilmiştir. Öğrenciler somutlaştırma olmadığında özellikle benzetme ve mecaz sanatlarında zorlandıklarını, fakat metafor öğretim tekniği ile kavramları özümseyebilerek, üstbilişsel becerilerini kullanarak, okuduğunu anlamada ve yazmada söz sanatlarını doğru ve düzgün kullanabildikleri belirtilmiştir. Bu nedenle soyut ve somut kavramlar arasında ilişki kurulurken öğrencilerin üstbilişsel becerileri göz önünde bulundurulmalıdır.

Edebî sanatlar, dilin gerçek ve sembolik her türlü anlamını karşılamak, az sözle çok şey ifade etmek, anlam ve çağrışım ilgileri kurmak, harf ve sözcüklerin şekil olarak görüntülerinden ve ses değerlerinden yararlanmak amacıyla üretilmiş söz söyleme sanatlarıdır. Edebî sanatlar, ince duyguların, keskin zekâların ve estetik duyarlığın ürünü olarak doğmuştur. Düzyazı temelde düşüncenin tarlasıdır. Bu nedenle düzyazılarda düşünce ağırlıklı konular işlene gelmiştir. Bu açıdan düzyazılarda yalın bir anlatım tercih edilmiştir. Şiirde ise düşünceden çok duygular ağırlıktadır. Şiir, insanların duygu ve hayallerine seslenir. Duygu ve hayallerin canlı tutulması, sözlerin okuru coşturması için şairler söz sanatlarından sık sık yararlanmışlardır. Bir düşünceyi sanatlardan arındırılmış bir şekilde, düz olarak anlatmak ile söz sanatlarından yararlanarak anlatmak, kişide uyandıracağı etki bakımından aynı değildir.

Muhabir: TE Bilisim