Dünyanın her yerinde her dönem organize olmuş dolandırıcı çetelerine rastlamak mümkün. Türkiye’de de olmuyor değil. Her dönem dolandırıcılık vakalarına rastlanabiliyor ama organize olmuş çetelerin eline düşmüş mağdurların onların eline nasıl düştüklerini de düşünmeden edemiyor insan.

Ülkemizde her dönem gündeme bomba gibi düşen dolandırıcılık vakaları olmuştur.

Hatırlayın!

Başbakanları dolandırıp örtülü ödeneği yağmalayanlar,

Galata Kulesi ve Beyazıt Meydanı’nı bile İstanbul’a yeni gelmiş Anadolu’nun saf tüccarlarına satanlar,

Kendini yasa dışı işler yapanları dolandırmaya adayanlar,

Milli gelirin 70 milyon dolar olduğu günlerde bankerlik adı altında 100 milyar toplayanlar,

Bankalardan kredi alırken imza yerine papatya resmi yaparak alenen devletle dalga geçen ve büyük bankaları bile dolandıranlar,

Las Vegas’daki Venetino Casino’ya 2 milyon dolarlık kazık atarak ABD’yi bile karıştıranlar,

Hatta İstanbul’un işgal altındaki son günlerinde kendi karakolunu kurarak karakoluna çağırdığı Rumları ihbarcılıkla suçlayıp paralarını alanlar,

Yani Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan önce bile yaptıkları cin fikirli kandırmacalarla ün kazanmış insanlar var. Kimisi filmlere konu olmuş, kimisi zekasıyla hayranlık uyandırmış, kimisi ise halk nezdinde sempati uyandırmış.

Birçoğu insanlar üzerinde farklı etkiler yaratmış olsa da hepsinin ortak bir yanı var: Denenmeyeni denemişler ve daha önce bilinmeyen yöntemleri uygulamışlar. Bu durum kendilerine nam sağladığı gibi dolandırılan insanları da ‘kandırılmaya müsait aptal’ görüntüsünden kurtarmıştır. Anlayacağınız iki taraf açısından da anlaşılır vakalar olmuş.

Ancak teknolojinin, bilgi birikiminin en üst düzeyde olduğu günümüz Türkiye’sinde bir türlü anlam veremediğimiz dolandırıcılık olayları var.

Bir telefonla hesabındaki tüm parayı başka bir hesaba aktaranlar mı dersiniz; hiçbir iş geçmişi olmayan, adı sanı duyulmamış 27 yaşındaki bir gencin, internet üzerinden yüksek kâr vaadiyle sanal hayvan satarak milyonlarca para toplamasını mı?

Şu sıralar ise borsada kripto para satan dolandırıcılar pek konuşulur oldu, aman dikkat diyelim!

Hangi olayı ne kadar enteresan bulursunuz bilemem ama bu durumlar insanoğlunun doyumsuzluk duygusunun birer sonucu olduğu kesin. Karşılığında kazanacakları, akla fikre uygun olmayan, uçuk tekliflerin karşı konulmazlığı aslında. Kısacası incelenmesi gereken psikolojik vaka her biri.