İki sene sonra turizm sektöründe çalışabilecek yeni nesil personel bulmanın zorluğundan bahseden Q Otel’in Genel Müdürü Kenan Akdoğan, yeni nesil personelin çalışmak istemediğine dikkat çekti. Eskiden harıl harıl İngilizce bilen personel aradıklarını söyleyen Akdoğan, “Şimdi onu da aramıyoruz. Türkçe bilmesi, hazır işleri yapması ve kayıt girmesi yeterlidir. Ama yok, eleman yok. Bu gidişle de olacağını zannetmiyorum” şeklinde konuştu. Pandeminin  kıyı otelciliğini, şehir otelciliğinden daha çok etkilediğine vurgu yapan Akdoğan, “Mesela pandemi döneminde millet tatile gitmekten korktuğu için çoğu kıyı oteli açılmadı. Kiralık olan oteller ise kira bedellerini bile ödeyemediler. Buna personel gideri ve maliyetlerde eklenince otel tamamen kapanmış oldu. Ama şehir otelciliği öyle değil, daha çok iş turizmi yapıyor. Hastası olan, işi olan geliyor. Kıyı otelciliği gibi sadece altı ay ile kalmıyor, tüm yıl açık oluyor” dedi. 1,5 yıllık yeni bir otel oldukları için çok tercih edildiklerini de kaydeden Akdoğan, “Müşteri pandemiden korkuyor. Korktuğu için de temiz ve yeni yer arıyor. Hastaneye, Kızılay’a, TBMM’ye, Tunalı’ya, Bakanlıklara ve Adliyeye Akdoğan ise, Turizm ve Otelcilik sektörü ile ilgili bilinmeyen birçok noktayı bize anlattı. Sizi tanıyabiliriz miyiz, biraz kendinizden bahseder misiniz? İsmim Kenan Akdoğan, Niğde Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği mezunuyum. 22 senedir bu işi yapıyorum. Turizm sektöründen nerdeyse çalışmadığım yer kalmadı. Kıyı kesimlerinde daha az Ankara’da daha çok çalıştım. Birçok otelde çalıştıktan sonra buraya geldim ve 1,5 yıldır da Q Otel’de Genel Müdürlük görevini yürütüyorum. “KIYI OTELCİLİĞİ ESKİDEN KAZANDIRIYORDU ŞİMDİ KAZANDIRMIYOR” 22 yılda birçok yerde çalıştınız, 22 yıldır turizm sektöründe neler değişti? Önceden kıyı kesimlerinde alakart sistem vardı. Çalışan para kazanıyordu filan. Şimdi her şey dahile geçtiği için para kazanamıyorlar. Bundan dolayı kıyı kesimlerinde hem çalışmak zor oldu hem de eleman bulmak da zor. Biz bu yüzden şehir otelciliğine başladık. Eskiden kıyı otelciliği kazandırıyordu. Şimdi kazandırmıyor. Turizme hitap eden yerlerdir. Altı ay çalışır altı ay sonra boşa düşülüyor. Boşa düştükleri zamanda şehir otelciliğine kayıyorlar ve çalışan açısından ister istemez yığılma oluyor. Altı ay sonrada şehir otelciliğinden gidiş başlıyor. Tabi eleman bulmakta sıkıntı çekiyoruz. Yeni nesil personel bulmak çok zor. Çünkü yeni nesil ne çalışmak istiyor ne de zorlanmak. Biz 13-14 saat ayakta kaldıktan sonra gider bir de lojmanda çalışırdık. Ama yeni nesil personelde bunu bulamıyoruz. Elbette ki çekirdekten yetişmek çok güzel bir şey. Ama yeni nesil Zora gelmek istemiyor. Geldiği zaman başka işe yöneliyor. “BİRÇOK OTEL KAPANDI BİRÇOĞU İSE HİZMETİ DONDURMUŞ DURUMDA” Pandemi süreci kıyı ve şehir otelciliğini nasıl etkiledi? Pandemi, kıyı otelciliğini şehir otelciliğinden daha çok etkiledi. Çünkü biz iş turizmi ile ilgileniyoruz. Ya da hastası olan vatandaş vardır buraya gelip konaklanıyordur. Ya da işi olan geliyor. Ama kıyı otelciliği öyle değil. Mesela pandemi döneminde millet tatile gitmekten korktuğu için çoğu otel açılmadı. Yarısı açabildiler. Kiralık olan oteller ise kira bedellerini bile ödeyemediler. Buna personel gideri ve maliyetlerde eklenince oteli açamayanlar oldu. Pandemi şehir otelciliğini de etkiledi ama şehir otelciliğini az da olsa döndürebiliyorsun. Butik oteller döndürebiliyor. Beş yıldızlı oteller döndüremiyor. Çünkü adamın 300 odası var, 100 odasını doldursa personel ve gider parası çıkmıyor. Bir de kira ödüyor. Nasıl çevirecek. “PANDEMİ BİZİ ETKİLEDİ FİYATLARA ZAM YAPIYORUZ DİYEMİYORUZ” Oda fiyatları neye göre belirleniyor, pandemi sürecinde fiyatlarda bir değişiklik oldu mu? Oda fiyatlarını değiştiremiyorsun. Çünkü senelik değişiklik yapıyoruz. Şimdi her zaman gelen müşterilerim var. Çıkıp bir anda kendisine ‘pandemi bizi etkiledi zam yaptık’ diyemiyoruz. Adam bir daha da gelmez. KDV bize destek olmak için düştü. Müşteri KDV’nin düştüğünü duymuş o da indirim bekliyor. Bugün pazartesi şu an bu otelde kaç kişi kalıyor? Toplamda 58 odam var. Şu an 33 odam dolu. Ben iyiyim.  Geçen hafta yüzde doksan doluydum. Mesela bir haftadır Ankara’da vaka arttığı için müşterimiz de azaldı. Bu şekilde şeyler gelişince müşteri jilet gibi kesiliyor. O olmasa benim işlerim çok iyi. Geçen ay yüzde seksenle kapattım. “BİRÇOK ÖNEMLİ MERKEZE YAKIN BİR OTELİZ VE YENİYİZ” Müşteri neden Q Oteli tercih etsin, ne özelliği var Q Oteli’nin? Neden tercih ediliyorum, yeni bir otelim. 1,5 yıllık bir otel. Çünkü müşteri pandemiden korkuyor. Bir de çevredeki birçok otel kapandı. Hizmeti donduran var. Bu yüzden bana gelen çok. Hasteneye çok yakın bir otelim. Yürüme mesafesindeyim. Taksi parası yok. Kızılay, TBMM, Tunalı, Bakanlıklara, Adliyeye yürüme mesafesindeyim. Daha çok bürokratlarla çalışıyoruz. Bir de aile oteliyiz. Bu yüzden çok tercih ediliyoruz. Herkesin bütçesine uyuyor. Tek kişi 230 Lira, çift kişi 320 Lira. Bu otel için çok uygun fiyat. İçinde kahvaltımız var. İkiye böldüğünde kişi başı 160 liraya geliyor. Müşteriler temiz otel seçiyor. Biz bu konuda iddialıyız. Akşama kadar Sağlık Bakanlığının verdiği kuralları yerine getirmeye çalışıyoruz. Denetlemelerden geçiyoruz. Biz bunların hepsine uyuyoruz müşteri de bizi tercih ediyor. “MANEVİ DESTEK PEK İŞİMİZE YARAMIYOR” Pandemi süreci uzun bir süre daha devam ederse, turizm sektörü bu durumdan nasıl etkilenir? Bu süreç 2021 yılının yaz ayına kadar böyle devam ederse, birçok otel kapatır. Ki şu an bile bu çevrede yaklaşık üç dört büyük otel kapalı. Personel çıkaran oteller var. Durumu parlak olmayan bir çok otel var. Otelciliğinin durumu pek parlak değil. Biz otellere maddi destek gerekiyor. Manevi destek pek bir işimize yaramıyor. Kısa çalışma ödeneği bile eleman açısından bize uymuyor. Otelim doluysa ne yapacağım. Eleman çıkarttığında bir daha aynı elmanı bulman da mümkün değil. “ODAYI KİRALAYAN MÜŞTERİ SANKİ SENİ DE KİRALAMIŞ GİBİ DAVRANIYOR” İnsan yönetimi mi zor yoksa para yönetimi mi? Şüphesiz ki insan yönetimi daha zor. Buraya gelip parayı veren müşteri sanki seni de satın almış gibi davranıyor. 22 yıl boyunca sayısız örnek ile karşılaştım. Hangisini anlatacağımı bile bilmiyorum. Mesela adam geçen gün geldi. Saat 12’de giriş yaptı ve bir günlük parasını ödedi. Saat akşam yedi olmuş parasını alıp çıkmak istiyor. Bana paramı geri ver diyor. Oda kirlendi mi, kirlendi. Sisteme işlendi mi, işlendi. Polis raporuna gönderildi mi, gönderildi. Ben odayı akşam yediden sonra nasıl temizleyip nasıl satayım. Ben adamın parasını nasıl vereyim. Benim de hesap vermem gereken yerler var. Yani buna benzer birçok sayısız olay var. Çay ikramdır diye veriyoruz ama lobide otururken on çay içen var. Bunun nesi ikram olsun. Üstelik misafirine de ısmarlıyor. Kahve veriyoruz kahve parasını niye yazıyorsunuz diyorlar. Biz elimizden geldiğince müşteri kaçmasın diye davranıyoruz. Ama bazıları zıvanadan çıkıyor. Kalifiye elaman sıkıntısına değindiniz bunu biraz açar mısınız? Bundan iki sene sonra eleman bulacağımızı zannetmiyorum. Eskiden harıl harıl İngilizce bilen personel arıyorduk. Şimdi Allah var onu aramıyoruz. Gelsin hazır işleri yapsın yeterlidir. Ama yok, eleman yok. Pek tavsiye ettiğim bir sektör de değil. Otelimizde toplantılar da yapılıyor. Anlaştığımız kişilerin ve kurumların toplantılarına, panellerine de ev sahipliği yapıyoruz. Sıpamız da var otelimizde. Pandemiden dolayı kapalıydı o da yeni yeni açıldı. Haber: Kadir GÜRHAN