Beden dili denilince sadece el, kol, oturuş şeklimiz aklımıza gelmesin yüz hareketlerimizde, ses tonumuza kadar bedenimizle verdiğimiz her tepki beden dilinin araştırma konusu haline geliyor. Beden dili hareketleri ve anlamları bir çok ülkeye göre farklılıklar gösterebilirken, aynı zamanda evrensel bir beden dilinden de bahsedebiliriz. Ünlü psikolog   Adrian Furnham’a göre artık zamanımızda insanlar sanki beden dili uzmanıymışçasına amatör psikologmuş gibi davranıyorlar ve bir çok yanlış yapabiliyorlar mesela iş mülakat görüşmelerinde ya da aylık değerlendirme toplantılarında.  Furnham, bu duruma daha dikkat edilmesi ve bir profesyonelce yürütülmesinin önemli vurguluyor. Geçen sefer yazımın ilk bölümünde beden dilinde dikkat edilmesi gereken noktalara değinmiştim. Bedenimiz ve mimiklerimiz öyle geniş ve derin anlamlara sahip ki değil bir köşe yazısı kitaplara dahi sığmaz. Gelin beden dilimizi yakından tanıyalım. Kendine güveniyor musun? Güvenilir bir tavır sergilemek istiyorsanız otururken arkaya yaslanmanız gereklidir. Bu tavır adına yapmamanız gereken en önemli şey; ayaklarınızı koltukta ya da sandalyede geriye almamanızdır. Çünkü; otururken ayaklarını koltuk veya sandalyenin arkasına alan kişiler gergin bir profil çizerler. Kendine güvenen erkeklerin ayakları genellikle ileri doğru ve açık bir şekilde konumlanır. Kadınların ise doğası gereği zarif bir duruşu vardır. ‘Kendine güvenli’ duruşu sergileyen kadınlar, bacak bacak üstüne atabilir ya da iki ayağını birbirine yaklaştırıp yan durabilirler. Eller ve ayaklar yalan söylemez Gergin bir ortamda oturduğumuzda ellerimizi ya iki bacak arasına alırız, ya da bir elimizle dirseğimizi tutarken diğer elimizle yanağımıza destek veririz. Bu, kendini saklama göstergesidir. Eller ve ayaklar yalan söylemeyen tek organlardır. Ayaklar beyinde bir mekanizmaya bağlıdır ve yalan söylediğinizde ayaklarınızın yönü değişir. Yalan söylendiğinde kendini ele veren bir diğer organ ise gözdür. Yalan söyleyen kişi daima sağa bakar. Bunun sebebi, beynimizin geleceği düşündüğünde sağa bakıp, geçmişi düşündüğünde sola bakmasıdır. Yalan da bir tasarı olduğu; gelecekten bir ‘şey’ olduğu için yalan söylendiğinde gözlerin sağa bakması doğaldır. Doğamıza aykırı olduğu için kişide kaşınma hissi uyandıran yalan, beden dilinde kendini gösterir. Erkekler yalan söylediğinde genellikle yüz bölgelerini kaşır, kadınlar ise burunlarıyla oynarlar. Kültürden kültüre değişse de herkesin bir beden dili vardır Halk arasında 20. yüzyılın sonlarına doğru farkındalık yaratan beden dili, ilk defa karşılaştığımız kişiyi değerlendirmede büyük fayda sağlar. Beden dilini iyi kullanan kişiler, karşısındakilerle daha iyi empati kurar ve iletişimde bulunduğu kişiyi daha iyi etkileyebilir. Eğer beden dili iyi bir şekilde kullanılırsa çözümleyici, yapıcı ve kişinin mutluluğuna, toplumun huzuruna katkıda bulunacak sağlıklı ve nitelikli bir iletişim gerçekleştirilmiş olur.

Editör: TE Bilisim