“NİŞASTA BAZLI ŞEKER KONUSUNDA DAVALARI KAZANDIK AMA YASALARIN UYGULANMASINI SAĞLAYAMADIK”
İş sağlığı ve güvenliğinin kilit bir önem taşıdığına vurgu yapan Gök, "Risklerin önlenerek güvenli bir çalışma ortamının tesis edilmesi, aynı zamanda da üretimin devamlılığının sağlanması için iş sağlığı ve güvenliği kilit bir öneme sahiptir. Bununla yakın ilişkisi bulunan ilk yardım kültürünün yaygınlaştırılması da kritik bir sorumluluk alanıdır. Tüm bu konuların farkındalığına hizmet edecek proje ile, sendikamızın örgütlü olduğu şeker fabrikaları ve gıda işyerleri çalışanlarının pandemi süresince çalışma hayatında karşılaştıkları sorunlara yönelik bilinçlendirilmeleri amaçlanmıştır. İşgücüne katılımın artırılması, iş sağlığı ve güvenliği ile ilk yardım eğitimleri sağlanarak, çalışma istikrarı ve iş yaşam dengesi oluşturulmasına katkı verilecektir" değerlendirmelerinde bulundu. Nişasta bazlı şekerler konusuna dikkat çeken Gök, "Bu konuda çeşitli davalar açtık ve bu davaları kazandık. Ancak bu yasaların uygulanmasını sağlayamadık. Sendika olarak insan sağlığını ön plana koyuyoruz. Gıdada sürdürülebilirliğin iklim krizine karşın çeşitli çalışmalarımız var. Sadece şeker veya nişasta bazlı sorunlarımız tek değil. Hepsine ilişkin çalışmalarımız var ve olacak" dedi.
“15 FABRİKANIN KAPSAM DIŞINA ALINMASINI SAĞLADIK”
Gök, "Şekeri özelleştirmenin ne kadar yanlış olacağını anlattık. Bu konuda Avrupa ve Amerika'da şeker fabrikalarının şahsa ait olmadığını araştırmalarımız sonucu gördük bunları anlattık. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesine ilişkin bir yol kat ettik" şeklinde konuştu. Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Şeker İş Sendikası Başkanı İsa Gök, şeker fabrikalarının özelleştirilmesine ilişkin bir soruya, bu konuda yıllardır verdikleri mücadelenin olumlu sonuçlarını aldıklarını ve daha önce özelleştirme kapsamına alınan 15 fabrikanın kapsam dışına alınmasını sağladıkları yanıtını verdi.
“EĞER BİR MEMLEKETTE HERKES İŞİNİ DÜZGÜN YAPARSA O ZAMAN ADALET GERÇEKLEŞTİR”
Çalışma ve iş hayatından bahseden çalışma ve sosyal güvenlik uzmanı Prof. Dr. Aydın Başbuğ, ise şunları söyledi: “Bir toplumda adaletin en önemli ölçütü; herkesin kendi işini düzgün yapmasıdır. Adam gibi yapmasıdır. Sizler de sendika temsilcisiniz, çalışan temsilcisiniz. Sendika çalışan temsilcisiniz sizlerde işinizi düzgün yapacaksınız. Eğer bir memlekette herkes işini düzgün yaparsa o zaman adalet gerçekleştir. Soma’da bir kaza oldu. 300 kişi hayatını kaybetti. 301 işçi şehit oldu. Allah rahmet eylesin. Fakat burada bu olayda bir sorumluluğum olduğumu düşündüm. Soma’da çalışmamış olmama rağmen. Peki, orada sendika yok mu? Orada çalışan temsilcisi yok mu? Orada iş sağlığı güvenliği kurulu yok mu? Orada iş güvenliği uzmanı yok mu? İş hekimi yok mu? Orada risk değerlendirmesi yapıldı mı? Çok tehlikeli iş yerlerinde 2 yıla bir, tehlikeli iş yerlerinde 4 yılda bir, az tehlikeli iş yerlerinde 6 yılda 1 risk değerlendirilmesi yapılır. Gıda işyerleri, şeker fabrikaları tehlikeli iş yerleridir. Yani burada risk değerlendirilmesi 4 yılda bir yapılır. Madenler çok tehlikelidir. 2 yılda bir risk değerlendirilmesi yapılmalıdır. Peki, risk değerlendirilmesini kim yapar, siz yaparsınız. İş güvenliği, çalışan temsilcisi, iş yeri hekimi, işverenin vekili. Bunlar risk değerlendirilmesi yapar. Risk değerlendirilmesi iş yerinin denetimidir. Soma kazasını herkes tartışıyor. Bu bakımdan güzel bir örnektir.
Muhabir: TE Bilisim