Türk edebiyatının zenginliğini,önemini pandemi döneminde bir kez anladım daha doğrusu edebiyata yakınlaşarak daha derine inmeye başladım. Eskiden sadece eserleri okurdum şimdi o muazzam eserleri hayata geçiren muhteşem yazarların-şairlerin yaşam öykülerini de okuyorum. Biliyorsunuz siz okurlarımla da bu biyografi serilerini paylaşmayı oldukça seviyorum. Bugün ünlü şair Cemal Süreya'nın hayatına yakından tanıklık edelim. "Asıl adı Cemalettin Seber olan Cemal Süreya, 1931’de Erzincan’da doğdu. Küçük yaşlarda, henüz 23 yaşında olan annesini kaybetti. Ailenin maddi durumu gittikçe kötüye gidiyordu. Cemal Süreya, ilkokula devam edebilmek için halasının yanına, İstanbul’a gitti. İstanbul’daki zamanını savaş kitapları okuyarak ve bol bol sinemaya giderek geçirdi. Babası Hüseyin Bey’i 1957’de bir trafik kazasında kaybetti. Cemal Süreya’yı babasının ölümü çok sarstı ve bütün duygusunu ‘’Sizin Hiç Babanız Öldü mü’’ şiirine akıttı. ''Sizin hiç babanız öldü mü? Benim bir kere öldü, kör oldum Yıkadılar, aldılar, götürdüler Babamdan ummazdım bunu, kör oldum Siz hiç hamama gittiniz mi? Ben gittim, lambanın biri söndü Gözümün biri söndü, kör oldum Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak Söylemesine maviydi, kör oldum" Lise eğitimini yatılı olarak Haydarpaşa Lisesi’nde tamamlayan Cemal Süreya, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve iktisat Bölümü’nü kazandı. 1954’te mezun oldu ve teğmen olarak askerliğini yaptı. Bu sırada farklı dersler vererek hukuk diploması aldı. 1954 yılında ilk aşkı olan ve aşklarının başlangıcı ilkokul yıllarına dayanan Seniha Hanım ile evlendi. 1954 yılında Eskişehir Vergi Dairesi’nde stajyer olarak göreve başladı.  8 Ağustos 1955’te yapılan Teftiş Kurulu sınavını kazanarak, 11 Ağustos 1955’te Maliye Müfettiş Yardımcısı olarak İstanbul’a gitti. 1958 yılında girdiği bir sınavı kazanmasının ardından Beşinci Sınıf Maliye Müfettişi oldu. Teftiş amaçlı yurdun çeşitli yerlerini gezdi. 1961’de Maliye Denetim Usulleri ve İktisadi Devlet Teşekkülleri’ni incelemek üzere Paris’e gönderildi. Bir yandan Fransızca’sını geliştirirken bir yandan “Göçebe” şiirini tamamladı. 1964’te İstanbul’a atandı ve dergi çıkarma fikrini hayata geçirmek için çalışmaya başladı. Dergi için 31 Temmuz 1965 tarihinde Maliye Teftiş Kurulu’ndan arkadaşları Sezai Karakoç ve Doğan Yel’le beraber istifa etti. Ancak 12 Eylül Darbesi nedeniyle memurluğa geri dönünce Süreya, Kültür Bakanlığının çıkaracağı kitapların basımında yer alan dokuz kişilik Kültür Kurulu üyeliğine de seçildi. Cemal Süreya 2 Şubat 1982 tarihinde yüksek bir bürokrat olarak emekli oldu. Cemal Süreya, yaşamı boyunca 4 kez resmi olarak evlendi ve pek çok farklı ilişkisi oldu. İlk aşkı Seniha Hanım’la olan ilk evliliğinden Ayçe adında bir kızı oldu. Kötü giden evlilikleri sırasında Eskişehir Vergi Dairesi’nde stajyer olarak görev yapıyordu ve orada tanıştığı, bir süre beraber olduğu kişiye” Üvercinka” adlı şiiri yazdı. 1964’te Tomris Uyar’la, 2 sene sürecek ilişkileri başladı. 1967’te Zühal Tekkanat ile evlendi ve bu evlilikten Memo Emrah adında bir çocukları oldu. Evliliği sırasında Fransızca hocalığı yapan Güngör Demiray ile tanıştı ve boşanarak kısa bir süre sonra Demiray’la evlendi. Bu evlilik de ne yazık ki 10 sürdü. Ancak 1980’de ölene kadar birlikte olacağı ve “Bayan Nihayet” diye adlandırdığı eşi Birsen Sağnak ile tanıştı. Cemal Süreya, şiir ve yazılarını çeşitli dergilerde ve gazetelerde yayınladı. 1990 yılında vefat etti."