Özel Haber: Türkan Çatal Yıldız

Temel tüketim ürünlerine gelen zamlar hem tüketiciyi hem de esnafı zorluyor. Gazetemize açıklamalarda bulunan Enver Simit Sarayı işletmecisi Orhan Yiğit, maliyetlerin çok yüksek olduğunu ifade ederek, kiralarını dahi ödeyemediğini belirtti. Çaya ve simide gelen zamlar ile bir bardak çay ve bir simit parasının 11 buçuk lira olduğuna değinen Yiğit, müşteri sayısının azaldığını da söyledi. Yetkililere seslenen Yiğit, esnafın ayakta kalabilmesi için çözümler üretilmesi gerektiğine de değindi.

Son zamanda yapılan zamlarla esnafın müşteri kaybetmeye başladığını belirten Enver Simit Sarayı işletmecisi Orhan Yiğit, “Çay bizde 5 lirayken günde 500 bardak civarı çay satıyorduk. Çaya zam yapmamız ile gördüğünüz gibi çok müşterimiz de kalmadı. Önceden de simidi 3 liradan satıyorken artık 4 liraya satıyoruz. Yani bir bardak çay ile bir simidin ücreti toplamda 11 buçuk lira yapıyor. Bundan dolayı müşteri kaybı yaşıyoruz. Halbuki şu fiyatlarla karımız bile yokken müşterilerin de ahını dahi alıyoruz” dedi.

“SİMİT FİYATI 5 LİRADAN AZ OLMAMALI”

Pandemi sürecinin esnaf açısından nasıl geçtiğine ilişkin bilgiler veren Enver Simit Sarayı işletmecisi Orhan Yiğit, pandemide kiralarımızı dahi ödeyemedik diyerek şunları söyledi: “Bizim için süreç çok zor geçti. Sadece yüzde 30 kapasiteyle çalıştık. Bizim paket satışlarımız çok olmuyor, olsa da karımız 50 kuruş, 1 kuruş, 2 kuruş gibi düşük fiyatlar şeklinde oluyor. Pandemide çok fazla müşteri potansiyelimiz olmadı. Biz de zaten asıl parayı oturan müşterilere çay satarak kazanıyoruz. Pandemi boyunca al götür satışları daha çok oldu ve bundan da kar marjımız yüzde 10. O yüzden zarar ettik. Halen elektrik faturaları, toptancılara borçlarımızı ve diğer borçlarımızı ödüyoruz.”

Ağırlıklı olarak hammaddelerinin un, yağ ve susam olduğuna vurgu yapan Yiğit, “Örneğin una yüzde 200 zam geldi. Sadece una değil aynı zamanda susama ve yağa da ihtiyacımız oluyor. Şöyle de bir durum var, sanki bütün toptancılar anlaşmalı çalışıyor gibi. Çünkü bahsettiğim kalemlerin hepsine bir anda zam geliyor. 4, 5 yıl önce çuvala 5 lira zam gelirken şimdi 100 lira ile 200 lira arasında zam geliyor. Bu işi yapmak için de mecburen bu ürünleri almak durumundayız” ifadelerini kullandı.

Şartların zor, maliyetlerin ise çok yüksek olduğunu belirten Yiğit günümüz için simit fiyatının 5 liradan az olmaması gerektiğini belirtti. Kendilerinin sırf sürüm olsun ve ödemelerini yapabilmek için simidi 4 liradan sattıklarını ifade etti.

[caption id="attachment_164463" align="aligncenter" width="740"] Enver Simit Sarayı işletmecisi Orhan Yiğit[/caption]

“ŞU ANDA SADECE AYAKTA DURMAYA ÇALIŞIYORUZ”

Elektriğe yapılan zamların da herkes gibi esnafı da zor duruma soktuğuna dikkat çeken Yiğit sözlerini şöyle sürdürdü: “Elektrik faturasına önceden aylık 3 bin lira öderken şu anda aylık 20 bin ödüyoruz. Bunun yanı sıra işçilik maliyetleri de çok yüksek. Şimdi en ufak bir eleman için asgari ücret diyoruz ama genelde ustalarla çalıştığımız için en az 7 bin 500’den aşağı çalışanımız yok. Asgari ücreti ancak servis elemanlarına verebiliyorsun.”

Yiğit şu anda para kazanamadıklarını söyleyerek, “Şu anda sadece ayakta durmaya çalışıyoruz. Örneğin şekerin çuvalını 185 liraya alıyorken artık bin 400 liralardan alıyoruz. Şu da var ki toptancı deposunda şeker olsa da elimde şeker yok diyebiliyor. Halbuki Gimat’taki toptancıların depoları dolu. Gimat’ta sanki bir şebeke kurulmuş, toptancılar fabrika zam yapacağı zaman önceden malı çekip bizlere 3-4 katı zamlı veriyorlar. Yani stokluyorlar malları. Bizim de Ankara esnafı olarak gidip mal alabileceğimiz başka bir yer yok. Bence yetkililerin Gimat’ı ablukaya alması ve daha sık denetim yapmaları gerekiyor” dedi.

Yiğit konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Ankara simidinin maliyeti yapımında kullanılan hammaddelerden kaynaklı olarak oldukça yüksek. Susamın 25 kilosu bize şu anda bin liraya geliyor, unun çuvalı ise önceleri 90 ila 100 lira iken şu sıralar 500 liradan satılıyor. Haziran ayının ortalarından itibaren 550 lira olacağını, en geç temmuz ayında da unun çuvalının 750 liralara çıkacağının duyumunu aldık. Bu da demek oluyor ki haziranın başında çuval başına gelen 50 lira zam, temmuz ayında da yaklaşık 250 liralara çıkacak.

Şöyle bir şey var eğer ben başta kendi şahsımı düşünürsem yanlış yapmış olurum. Tüm halkın alım gücünün iyi olması lazım. Simit fiyatının şu an 5 lira olması gerekirken tahminime göre en geç 2 aya kadar simit fiyatı 7 buçuk liradan aşağı olmamalı. Çünkü maliyetler yükseliyor, bu fiyat da maliyetleri ancak karşılayabilir. Bu da işletme olarak bizim batışımız anlamına geliyor. Hal böyle olunca biz de zamları mecburen fiyatlara yansıtmak istiyoruz ama yansıtınca da tepkilerle karşılaşıyoruz. Zaten zammı da hemen yapamıyorsun, zam teklifi önce bürokratik işlemlerden geçiyor.”

“MÜŞTERİLERİN AHINI ALIYORUZ”

Son zamanda çaya zam yapılması ile işletme olarak kendilerinin de çay fiyatlarını artırdıklarını söyleyen Yiğit şunları ekledi: “Çay bizde 5 lirayken günde 500 bardak civarı çay satıyorduk. Çaya zam yapmamız ile gördüğünüz gibi çok müşterimiz de kalmadı. Önceden de simidi 3 liradan satıyorken artık 4 liraya satıyoruz. Yani bir bardak çay ile bir simidin ücreti toplamda 11 buçuk lira yapıyor. Bundan dolayı müşteri kaybı yaşıyoruz. Halbuki şu fiyatlarla karımız bile yokken müşterilerin de ahını dahi alıyoruz.

Maliyetlere kolaylık sağlanırsa esnaf az da olsa rahatlar. Sonuçta biz de hammaddeyi fabrikalardan alıyoruz. Alığımız fiyata da en fazla yüzde 5 kar koyarak satıyoruz ki masraflarımızı karşılayabilelim. Yani en büyük problemimiz hammaddeye erişim. Örneğin elimizdeki yağ bitiyor ve almak için toptancıya gidiyoruz. Fakat toptancı da elinde yağ olduğu halde satmak istemiyor, toptancı ise fabrikalardan aldığı duyumlardan dolayı zamlı satmak istiyor. Mesela yetkililer şekerin 550 liradan alınabileceğine ilişkin açıklama yapıyor, fakat biz üretim kapasitesi, üretim sertifikası gibi kanunen uygun olan her şeyi yapmamıza rağmen toptancıdan şeker satın alamıyoruz. Alsak bile kotayla şeker alabiliyoruz. Bu noktada bizlerin yapabileceği bir şey de yok, bu konuya düzenlemeyi ancak yetkililer getirebilir.

Bizim ürünlerin raf ömründen dolayı stok yapma gibi bir şansımız yok. Olsaydı dahi buna ayıracak sermayemiz de yok. Kiralarımızı dahi ödeyemedik, mal sahibiyle mahkemelik olduk.”

“BU SÜRECİ HEP BERABER ATLATIRIZ İNŞALLAH”

Artan zamlardan dolayı iflas eden arkadaşlarının olduğunu belirten Yiğit, bu durumu fırsata çeviren meslektaşlarının da olduğunu söyledi. Yiğit konuşmasına şöyle devam etti: “Mesela eskiden o kadar zam yapamıyorduk, eskiden çayı 7 buçuk lira yaptın mı kıyamet koparken, gelen şikayetlere ‘her şey zam geldi mecburen yaptık’ diye yanıtlayan esnaf arkadaşlarımız bu durumu fırsata çevirdi. Fakat çoğumuz küçülmeye gitmek durumunda kaldık. Mesela biz önceden 40 kişi çalıştırırken bu sayıyı 20’ye düşürdük. Bu aslında beraberinde işsizliği de getirdi.”

Yiğit son olarak şunları söyleyerek sözlerini sonlandırdı:

“Şahsım olarak ticaret hayatımızda hiç kendimizi düşünmedik. Eğer ülkemiz iyi olursa, refah düzeyi yüksek olursa halk da rahat eder. Örneğin şu anda 1 simidin bize bıraktığı kar sadece 80 kuruş. Bu 80 kuruşluk karın içinde ise vergi, SSK, işçilik ve çalışan ücretleri de var. Bu maliyetler oldukça yüksek olduğu için biz de zorla ayakta durmaya çalışıyoruz. Bu süreci hep beraber atlatırız inşallah diye beklentimiz var. 2001 krizi de çözüldü bu da çözülür diye umuyoruz.”

Editör: TE Bilisim