Havaların soğuması ile kış hastalıkları da kendisi göstermeye başladı. Genellikle burun tıkanıklığı, yüksek ateş, öksürmek, hapşırmak gibi belirtilerle seyreden kış hastalıkları hayat kalitesini düşürüyor. Bu dönemi ilaçsız atlatmak isteyenlerin tercihi ise bitki çaylarından yana oluyor. Bitki çayları ve faydalarına ilişkin gazetemize açıklamalarda bulunan lokman hekim Recep Özer, kışın düzenli ve bilinçli olarak tüketilen bitki çayları ile soğuk algınlığına yakalanmamanın mümkün olduğunu ifade ediyor. Hamilelerin ve çocukların da belirli ölçülerde bitki çaylarını tüketebileceklerini ifade eden Özer, bitkisel tedavinin kışın insanlara en iyi gelebilecek tedavi yöntemi olduğunu belirtiyor. “ÇOCUKLAR VE HAMİLELER DE BİTKİ ÇAYI TÜKETEBİLİR” Kış hastalıklarına iyi gelen bitkilere ilişkin açıklamalarda bulunan lokman hekim Recep Özer, kışın Ihlamur, papatya, adaçayı, zencefil, ekinezya, tarçın ve kuşburnunun en çok satılan ve tüketilen bitkiler arasında yer aldığını ifade etti. “Saydığım bitkileri yetişkinler kullandığı kadar 3 yaşını bitirmiş çocuklar da kullanabilirler” ifadelerini kullanan Özer, “Zaten artık doktorlar dahi çocuklara bitki çaylarını öneriyorlar. Fakat çocuklara bitki çayı verildiğinde miktar yetişkinlerin kullandığı kadar olmamalı. Daha az ölçüyle tüketmeliler. Örneğin yetişkin birey bitki çayını bir su bardağı kadar tüketiyorsa, çocuklara ise çay bardağı ölçüsünde verilmelidir” dedi. Hamilelere ıhlamur haricinde bitki çayı önermediklerini ifade eden Özer, hamilelik döneminde grip ve soğuk algınlığından korunmak, bağışıklık sistemini güçlendirmek için aşırıya kaçmamak koşuluyla ve hekime danışarak bitki çayları tüketilebileceğini belirtti. ANTİBİYOTİK YERİNE BİTKİ ÇAYI Grip ve soğuk algınlığının kışın vazgeçilmez hastalıklarından olduğunu ifade eden Özer, grip ve soğuk algınlığının geleneksel tıpta tedavi yönteminin ya iğne ya da antibiyotikler olduğunu ifade etti. Fakat doğru seçilen bitkiler ile kış mevsiminin antibiyotik ve iğnesiz atlatılabileceğine dikkat çeken Özer, “Bitki çaylarının iyileştirici etkisi olduğu kadar vücuttaki toksinlerin atılmasına da yardımcı olacaktır” dedi. Son yıllarda özellikle bilinçsiz antibiyotik kullanımının bir hayli arttığını ve bunun azaltılması için Sağlık Bakanlığı dahil birçok kurumun harekete geçtiğine vurgu yapan Özer, “Bilinçsiz ve fazlasıyla tüketilen antibiyotiklerin vücuda ne kadar zarar verdiği bilinmekte. İnsanlar da yavaş yavaş bu bilinçle antibiyotiğe bakmaya başladılar. Zaten son verilere göre antibiyotik kullanımı da azalmış. Bu gibi nedenlerden dolayı insanlar da rahatsızlıklarında artık antibiyotiğe sarılmak yerine daha doğal yollardan kendilerini tedavi etmenin yollarını arıyorlar. Bu noktada ise bitkiler ve bitki çayları en iyi yöntem olarak biliniyor” diye konuştu. Bitki çaylarını hazır olarak değil de direkt bitkiyle yapılmasının daha faydalı olacağını belirten Özer, tıp dünyasında da bit çaylarının kabul gördüğünü belirtti. Bitki çaylarındam faydalanabilmek için doğru kullanımının da önem taşıdığına dikkat çeken Özer, “Bitkileri doğru kullanmak, tüketilme şekli bilmek, miktarını doğru ayarlamak gibi noktalara dikkat etmek gerekiyor. Çünkü yerinde ve doğru kullanılan bitki çayları doğal antibiyotik vazifesi görecektir. Tüketildiğinde ve sonuç alındığında fark edilecektir ki bize ilaç kutumuzu unutturuyor” ifadelerini kullandı. KIŞIN İYİ GELECEK BİTKİ ÇAYLARI Kış mevsiminde soğuk algınlığına iyi gelecek bitki çaylarına dair açıklamalarda bulunan Özer, şunları anlattı: Nane-Ihlamur Çay Kışın bitki çayı deyince akla ilk gelen nane-ıhlamur çayı oluyor. Ihlamurun boğazı yumuşatan, göğüs yumuşatıcı ve balgam söktürücü etkisi ile solunum yollarında rahatlatma sağlıyor. Terletici ve rahatlatıcı etkisi de grip ve soğuk algınlığının tedavisine yardımcı oluyor. Bir diğer bitki ise nane… Etkin maddesi mentol olan nane, nefes açıcı ve iyi bir balgam söktürücü olarak biliniyor. Boğaz ağrısını yatıştırarak kuru öksürüklerin de geçmesine yardımcı olur. Ihlamur ile yapılan çay dışında halk arasında bilinen şekilde nane-limon çayı da tüketilebilir. Eğer ki ıhlamur çayı soğuk algınlığı için hazırlanacaksa ıhlamurun 6-7 dakika kaynatılması uygun olacaktır. Soğuk algınlığı için değil de stres, sıkıntı ya da uyku problemleri için ıhlamur tüketilecekse bunun için ise demleme yöntemi ile hazırlanması uygun olacaktır. Yani suyu kaynattıktan sonra ocağı kapatıp içine bir tutam ıhlamuru attıktan sonra, 8-10 dakika ıhlamur demlenmeye bırakılıp öyle tüketilmelidir. Ekinezya Çayı Kışın bir önemli tüketilecek bitişi ise ekinezya. Ekinezyanın bağışıklık sistemini güçlü, sağlıklı tuttuğunu ve grip virüsü gibi koruyucu olduğu ise bilimsel araştırmalar ile ortaya konulmuştur. Hastalıklara karşı ekinezya özünün vücudun savunmasını ortadan kaldıran virüslerle savaştığı da ifade edilmektedir. Tüm bu nedenlerden dolayı ekinezya çayını yalnızca soğuk algınlığına yakalandıktan sonra değil, yakalanmadan önce de koruyucu olarak tüketilebilir. Zencefil Çayı Soğuk algınlığı, grip, baş ağrıları ve adet ağrıları için yüzyıllardır kullanılan zencefil terlemeye yardımcı olarak bakteri ve mikropların vücuttan atılmasını sağlar. Bağışıklık sistemini güçlendirici mucizevi bitkilerden olan zencefilin çayını sade ya da bal ve limon eşliğinde içebilirsiniz. Zencefil kök, toz ve taze olarak satılmaktadır. Genelde bize hangisinin daha iyi olacağı soruluyor, benim önerim her şekilde zencefilin tüketilebileceğidir. (Türkan ÇATAL YILDIZ)

Editör: TE Bilisim