Tıp dünyasında organ nakli, yaşamı tehdit eden organ yetmezliklerinin tedavisinde en etkili yöntemlerden biri olarak kabul ediliyor. Ancak bazı durumlarda, örneğin bitkisel hayatta olan hastalar söz konusu olduğunda, nakil işlemi hem tıbbi hem etik açıdan karmaşık hale geliyor. Kamuoyunda sıkça merak edilen “Bitkisel hayattaki bir hastaya böbrek nakli yapılabilir mi?” sorusu, uzmanların değerlendirmeleriyle açıklık kazanıyor.
Uzman hekimlere göre, bitkisel hayattaki bir hastaya böbrek nakli yapılması tıbben uygun değildir. Bunun en önemli nedeni, nakil ameliyatının yalnızca bilinç açık ve yaşamsal organ fonksiyonları sürdürülebilir durumda olan hastalarda yapılabilmesidir. Böbrek nakli, hastanın ameliyat sürecine dayanabilecek fiziksel güce sahip olmasını, bağışıklık sisteminin yeni organı kabul edebilmesini ve sonrasında düzenli ilaç tedavisi alabilmesini gerektirir.
Bitkisel hayatta olan bir kişi ise bilinçsiz durumda olduğundan, bu koşulları karşılayamaz. Ayrıca nakil sonrası bağışıklık baskılayıcı ilaçların verilmesi, bilinçsiz hastalarda ciddi enfeksiyon riskleri doğurur. Bu nedenle böbrek nakli gibi karmaşık operasyonlar, bitkisel hayattaki hastalar için uygulanabilir değildir.
Etik açıdan da konunun hassasiyetine dikkat çekiliyor. Tıbbi açıdan “geri dönüşü olmayan koma” olarak tanımlanan beyin ölümü durumunda, kişi artık yaşamını sürdüremediği için organ vericisi olabilir. Ancak bitkisel hayat, beyin ölümünden farklıdır; hastanın kalbi atmaya devam eder ve bu kişiler yasal olarak “yaşayan birey” sayılır. Bu nedenle hem alıcı hem verici konumunda organ nakli açısından farklı değerlendirilirler.


