Ankara Eczacı Odası,  Atatürk'ün Eczanesi olarak anılan ve geçen sene kapanan‘İstanbul Eczanesi’nin eşyalarını restorasyondan geçirdi. Ankara Eczacı Odası restorasyondan geçirdiği eşyalar ile Atatürk Eczanesini müzeye çevirerek 100 yıllık tarihe sahip çıktı. Müzede tarihi eczanenin banko ve dolaplarının yanı sıra 100 yılı aşkın sürelik tüpler, mikroskop ve yazar kasa gibi eşyalar da yer alıyor. İstanbul Eczanesi’nin son sahibi Ömer Faruk Erdem ve diğer duyarlı eczacılar tarafından bağışlanan ilaç kutusu, ekipman ve tüm değerli anılarla Ankara Eczacı Odası bünyesinde yer alan Müze Eczane, "Eczacılar Lokali"nin içerisinde yaşamaya devam edecek. Tarihi Müze Eczanesi’nin açılışına TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Dr. Şenel Yediyıldız, Ankara Eczacı Odası Başkanı Ecz. Süleyman Güneş, eczacı milletvekilleri ve oda başkanları katıldı. “TARİHİ, GELECEK KUŞAKLARA AKTARMAYI HEDEFLEDİK” Açılışta konuşma yapan Ankara Eczacı Odası Başkanı Ecz. Süleyman Güneş şunları söyledi: “Eczacı Hüseyin Hüsnü Sarı, 1919 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün daveti üzerine Ankara’da eczanesini açtı. 100 yıla yakın süre ayakta kalan ve Gazi Mustafa Kemal’in yanı sıra dönemim siyasetçilerinin de ilaçlarını aldığı eczane geçtiğimiz yıl kapandı. Eczanede bulunan bazı eşyalar müzayede ile satışa çıkıldı. Eczanenin banko ve donanımı odamıza verildi. Eczanenin orijinal dolaplarının yanı sıra ilaç yapımında kullanılan bazı etken madde ve malzemeleri ile sergilemeye başladık. Müzeyi hayata geçirirken eczanenin cumhuriyet ile birlikte sonsuza dek yaşaması ve gerçek tarihi özellikleri olan eşya ve malzemeler ile gelecek kuşaklara tarihi bilgi ve belge olarak aktarılmasını sağlamayı hedefledik.” Eczanenin son sahibi Ecz. Ömer Faruk Erdem ise, eczanesinin uzun zaman zarar görmeden korunabileceği için mutlu olduğunu dile getirdi. Eczanenin hikâyesine kısaca değinen Erdem, “Eczanemin 100’üncü yılına girişini burada herkesle beraber kutlayacağız. Eğitici ve örnek olacaktır” ifadelerini kullandı. İSTANBUL ECZANESİ TARİHÇESİ Yıl 1919, Osmanlı İmparatorluğu'nun I.Dünya Savaşı sonrası parçalanma sürecine girdiği, Mustafa Kemal'in Anadolu'da milli mücadeleyi başlattığı günler. 1888 yılında İstanbul'da doğan ve 1909'da Eczacılık Fakültesi'ni bitiren Hüseyin Hüsnü Bey (Sarı), Tokat, Bağdat, Halep gibi imparatorluğun çeşitli vilayetlerinde belediye eczacısı olarak görev yaptıktan sonra, Refik Saydam ve Mustafa Kemal'in teşvikiyle Ankara'ya gelerek Ulus'ta bir eczane kurar. Anafartalar Caddesi'nde açılan bu eczaneye doğduğu kentin adını verir. İlerleyen yıllarda, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nin karşısına, şimdiki Adliye Sarayı'nın olduğu yere taşınan eczane, 1957-1960 yılları arasında burada faaliyet gösterir. 1960 yılında Ulus İş Hanı'na taşınır ve kapandığı 2018 yılının Ocak ayına kadar Cumhuriyet dönemi Ankara'sının nadide bir tanığı olarak burada hizmet verir. Hüseyin Hüsnü Bey, Ankara'nın en eski eczanesinin kurucusu olmasının yanı sıra, 1927'de 3. Dönem Tokat milletvekili olarak meclise giren ikinci eczacıdır ve Atatürk'ün de arkadaşıdır. Eczanenin ilk açıldığı yer, ilk meclis binasına 40-50 adım mesafededir ve dolayısıyla bütün milletvekillerinin uğrak yeridir. Eczanenin müşterileri arasında Mustafa Kemal Atatürk de vardır. Eczanenin o yıllarda tutulan kayıt defterinde 1-30. sayfaların Atatürk'e ayrılmış olduğu görülür. Yeterli gelmeyince 45-46. sayfalar da Atatürk'ün ilaç listelerine ayrılır. Bu listelerde, Radyolin diş macunu, aspirin, kolonya, kinin, zefiran (antiseptik) gibi kendisi için hazırlanan tüm ilaçların listesi, verilme tarihi ve fiyatlarıyla birlikte düzenli olarak kaydedilmiştir. Defterdeki kayda göre, eczane Atatürk'ün ölümünden 23 gün öncesine kadar Dolmabahçe Sarayı'na ilaç göndermeyi sürdürmüştür. Son ilaç gönderme tarihi 17 Ekim 1938'dir. Atatürk'ün hesabı 1 Aralık 1938'de ödenerek, hesap kapatılmıştır. Atatürk aldığı her ilacın bedelini kendi maaşından ödemiştir. Atatürk haricinde listede eski başbakanlardan Recep Peker, Genel Kurmay Başkanı Kazım Orbay, Milli Eğitim ve Milli Savunma Bakanlığı görevlerinde bulunan Saffet Arıkan gibi dönemin önemli isimleri de bulunuyor. Hüseyin Hüsnü Sarı 1963 yılında vefat ettikten sonra eczaneyi oğlu Adil Sarı devralır. Adil Bey eczacı değildir, bu nedenle mesul müdür olarak devam eder. Adil 1979 yılında eczaneyi dostları Ömer Faruk Erdem'e devreder. 1968 yılında Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nden mezun olduktan sonra, Tıp Fakültesi' nde baş eczacı olarak görev yapan Faruk Erdem, eczanenin de yabancısı değildir. Devralmadan önce bir yıl boyunca, fakültedeki mesai saatleri haricinde eczanede Adil Bey ile çalışmıştır. Devraldıktan sonra da, Adil Bey'in vefatına kadar, yedi yıl boyunca birlikte çalışmaya devam ederler. Dolayısıyla, eczanenin 2018 yılının Ocak ayında kapanışı, sadece bir iş yerinin faaliyetine son vermesi değil, aynı zamanda bir dönemin sonudur… İstanbul Eczanesi, Milli Mücadele Dönemi ve Cumhuriyet'in ilk yıllarından günümüze kadar her devre tanıklık etmiş ve tarihi şahsiyetleri bünyesinde ağırlamış önemli bir semboldür. Adı artık Türk eczacılık ve Cumhuriyet tarihine yazılmış bir efsanedir! (Kadir Gürhan)  

Editör: TE Bilisim