COVID-19 pandemi tedbirleri kapsamında uzun süre kapalı kalan Başkent Ankara’nın  ilk kedi kafesi  olan Meow Cafe,  normalleşme süreci kapsamında kapılarını müşterilere ve sokak kedilerine yeniden açtı. İşletmeci Sema Büyükkayaer,“Müşterilerimizin sadece damağına değil, vicdanlarına; yüreklerine dokunalım istiyoruz  ve inanıyoruz ki biz hayvan sever insanlar her geçen gün artacak ve güzel başkentimizin, güzel Ankara’mızın her sokağında en az bir kap su ve bir kap mama olacak” ifadesini kullandı.

Ankara Bahçelievler’de bulunan Meow Cafe’yi işleten Sema Büyükkayaer,  iki yıl özel şirkette çalıştıktan sonra mesleğini bırakarak, hayalindeki kedi konseptli kafeyi  hayata geçirdi. Kedi temalı kafelerin ilk olarak Uzakdoğu’da açıldığını belirten Büyükkayaer, Uzakdoğu’nun ardından kedi konseptli cafeler başta Amerika ve Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın bir çok yerinde açıldı. Bizim özelliğimiz ise Ankara'da açılmış ilk kedi konseptli kafe olmamız” dedi.

Kendisi ve kafe hakkında gazetemize bilgi veren işletmeci Sema Büyükkayaer, “İstanbul’da doğdum büyüdüm. Ev hanımı bir annenin ve bir ayakkabı imalatçı babanın en küçük çocuğuyum. Babamı 2004 yılında kaybettim.. Ankara ile üniversite sebebi ile tanıştım. Gazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği mezunuyum. Evli, beş kediliyim. İki yıl özel sektörde çalışmanın ardından istifa ettim. Ve istifa kararımın ardından kendi işletmemi açmaya karar verdim. Şu anda da Meow Cafe’de 1 buçuk yıldır işletmecilik yapmaktayım” dedi.

“MÜŞTERİLER YEMEKLERİNİ YERKEN NEDEN SOKAK CANLILARINI DA DOYURMAYALIM DEDİK”

 “Aslında benim hayalim,  orta yaşlarıma  geldiğimde büyük bir işletme ile birçok sokak hayvanının da içinde bulunduğu ve ihtiyaçlarının giderildiği bir yer açmaktı. Ancak istifa kararımın ardından çevremdeki sevenlerimin de desteği ile bu hayalimi Meow Cafe ile öne çekmeye karar verdim. Yani benim kedilere olan ilgim ve sevgim zaten kendimi bildim bileli vardı. Bir kafe açtığımda illa kedili bir şeyler eklemeliydik zaten; sonrasında dedik ki neden direkt kedi konseptli bir şeyler  hayata geçirmiyoruz. Sonrasında birçok hayvan derneği ile de iletişime geçtim. Onlarla çeşitli iş birlikleri yaptık ve Meow Cafe karını bölüşmeye karar verdik. Müşteriler çaylarını kahvelerini yudumlarken, tatlılarını yemeklerini yerken neden sokak canlılarını da doyurmayalım dedik, Şira ve Vega adındaki iki kedimizi sahiplendik, sürekli kafemizde yaşamaya başladılar. Ben hep doğallıktan yana oldum. Ve kendi işletmemde kesinlikle yapay bir lezzet satmayacağım dedim, bu sebeple kafe fikri oluşmaya başladığı andan itibaren mutfakta bütün günümü geçirmeye başladım çeşitli tatlılar ve içecekler ürettim. Ve şu an menümüzdeki her tatlı benim elimden, tamamen doğal malzemelerle üretilmekte. Günlük ve en taze haliyle müşteriye sunulmaktadır.”

“ANKARA KEDİ SEVER BİR ŞEHİR”

Kedi temalı kafelerin ilk olarak Uzakdoğu’da açıldığını belirten Büyükkayaer, sözlerini şöyle sürdürdü:

Uzakdoğu’nun ardından kedi konseptli cafeler başta Amerika ve Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın bir çok yerinde açıldı. Bizim özelliğimiz ise Ankara'da açılmış ilk kedi konseptli kafe olmamız

Konum olarak Bahçelievler’de bulunan kafemize başta kendi ilçemiz olmak üzere Ankara’nın birçok yerinden yoğun ilgi görmekteyiz. Sadece bizi görmek için çok uzun yollardan gelen misafirlerimiz var.. Tüm bunları gördükçe biz de  çok mutlu oluyoruz. Kafeyi ilk açtığımızda kedilerimizin kafe içerisinde gezmesi, masaya yatması, her yerin onlara serbest olması kedi sever birçok insana dahi garip gelmekteydi. Fakat ilerleyen süreçte aslında bunun çok da anormal bir durum olmadığını herkes gördü. Gelen müşterilerimizden bazıları kediden tedirgin olsalar dahi, her gelişlerinde daha da çok alışıyor; geldiklerinde kedilerimizi sorup onlarla vakit geçirmek istiyorlar. Onlara küçük hediyeler getiren müşterilerimiz oluyor.  Yani bizim müşteri kitlemizin zaten hemen hemen hepsi hayvan ve kedi sever olduğu için bizim için Ankara kedi sever bir şehir.”

“EN BÜYÜK KARIMIZ BİZİMLE BİRLİKTE MÜŞTERİLERİMİZİN DE RUHUNUN DOYMASI”

Büyükkayaer: Şu an için kafemizde daimî olarak iki kedi, Şira ve Vega bulunmakta. Fakat bizimkilerle birlikte sokakta bulunan birçok kedi de kafemizin içinde ve bahçe kısmında dolaşmakta, uyumakta, karınlarını doyurmakta. Aynı zamanda sosyal medya hesaplarımızda da sahiplenilmeyi bekleyen birçok kedi dostumuz için ilan açıyoruz ve soran müşterilerimizi yuva arayan dostlarımıza yönlendiriyoruz. Bu şekilde birçok dostumuza yuva bulabildiğimiz için  kendimizi çok huzurlu hissediyoruz. Meow cafeyi işletirken en büyük karımız bizimle birlikte müşterilerimizin de ruhunun doyması. Sokaktaki kedi dostlarımızın de kendilerine sıcak bir yuva bulması.  Sahiplendirdiğimiz dostlarımızı da kesinlikle takip şartıyla yuvalarında kontrol ederek sahiplendiriyoruz. Çünkü biliyoruz ki belki sahiplendiğimiz dostlarımız bizim hayatımızın bir bölümünü oluşturur ama biz onların hayatının tamamıyız.

“İNANIYORUZ, ANKARA’MIZIN HER SOKAĞINDA EN AZ BİR KAP SU VE BİR KAP MAMA OLACAK”

Yaşanan koronavirüs pandemisinin kendilerini de oldukça etkilediğini dile getiren Büyükkayaer, “  Bütün esnaf arkadaşlarımız gibi salgından tabi ki biz de etkilendik. Bu süreçte yıprandığımız her anda Meow Cafe severlerin manevi desteği, güzel yorumları ile sabretmeliyiz dedik, parça parça açılabildiğimiz zamanlarda müşterilerimizin güzel yorumlarıyla bu hikaye bitmemeli dedik ve sabrettik” diyerek okurlarımıza son olarak şöyle seslendi:

Unutmayın bir kedi milyonlarca ilaçtan daha faydalıdır. Müşterilerimizin de sadece damağına değil, vicdanlarına; yüreklerine dokunalım istiyoruz..  Ve inanıyoruz ki biz hayvan sever insanlar her geçen gün artacak ve güzel başkentimizin, güzel Ankara’mızın her sokağında en az bir kap su ve bir kap mama olacak.

(Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)

Editör: TE Bilisim