İsviçre dendiğinde aklıma ilk gelen şeyleri hemen sıralayayım: Bankacılık sistemi, çikolata, saat, çakı, çizgi film kahramanı Heidi, Alpler… Aslında bir şey daha var, referandum! Evet, yanlış okumadınız, referandum. Halkoylamalarıyla meşhur İsviçre de halk, federal hükümetin kararına yön vermek için yine sandık başına gidecek. 27 Eylül’de beş sorulu referandum yapılacak ve hava kuvvetlerinin eskiyen F-18’lerinin değiştirilip değiştirilmemesi konusu oylanacak. Dünyada önüne en çok seçim sandığı koyulan halk İsviçreliler olmalı. Dört yılda bir yenilenen parlamento ve senato seçimlerinden başka hemen hemen her yıl en az bir kez genel referandum düzenleniyor. Kantonlardaki ve belediyelerdeki referandumu da düşününce yılda kaç kez sandığa gidiliyor insan hesabı karıştırıyor. Bu referandumlar sayesinde küçük gruplar bile bir yasanın çıkmasını engelleyebiliyor. Ya da çıkmasını sağlıyorlar. Yeni bir yasa teklifi için öncelikle 7-27 kişilik bir inisiyatif komitesi kuruluyor. Ardında teklif, Resmi Gazete’de yayımlanıyor. Yayınla birlikte 18 ay içinde 100 bin imza toplanması gerekiyor. Yeterli imzanın toplandığının kanıtlanmasıyla birlikte de referandum teklifinin verildiği günden itibaren 54 ay içinde referandum yapılıyor. Küçük gruplar bile bir yasanın çıkması için inisiyatif alabiliyor demiştik ya, örneğin 25 Kasım 2018’de ülke için ulusal öneme sahip inekler ile ilgili bir referandum yapıldı. Halka, “inekler boynuzlu mu, boynuzsuz mu olsun” diye soruldu. Çünkü inek ve keçilerin boynuzlarının kesilmesine karşı olan 66 yaşındaki İsviçreli çiftçi Armin Capaul, 9 yıllık mücadelesinin ardından 100 bin imza toplamış ve konuyu referanduma taşımayı başarmıştı. Çiftçi Capaul, boynuzlu hayvanların rahat hareket etmeleri için daha geniş alanlara ihtiyaç olduğunu, bunun için de daha fazla yardım fonu gerektiğini belirtmişti. İsviçre halkı ne yazık ki ineklerinin boynuzlarını kesmeyen çiftçiye mali yardım teklifini geri çevirdi. Bu arada parlamento tarafından kabul edilen anayasa değişikliklerinin ise kesinlikle referandumda oylanması gerekiyor. Buna zorunlu referandum deniyor. Öte yandan kişiler de bir referandum komitesi kurarak, parlamentoda yapılan yasal değişikliğin iptali için kampanya yapabiliyor. Ancak bu, pratikte çok işlevsel olmuyor. Çünkü yasanın Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından 100 gün içinde 50 bin imza toplanması lazım. Referandum, 1847’den beri İsveç Anayasası’nda bir seçim yöntemi olarak yer alıyor ve uygulanıyor. Buna da “doğrudan demokrasi” deniyor. Ancak şunu da hemen belirtelim, 1847’den beri “en demokrat” olan İsviçre’de kadınlara seçme ve seçilme hakkı yerelde 1959, federal düzeyde de ancak 1971 yılında verildi. Kantonlarından Appenzell İnner-Rhodes’de ise kadınların yerel seçimlere katılması 1990 yılına kadar yasaktı.