Özel Haber: Kadir GÜRHAN

Kahvaltının vazgeçilmez ürünleri arasından bulunan ve birçok hastalık tedavisinde doğal ilaç olarak kullanılan gerçek bal, ne yazık ki yerini sahtesine bıraktı. TV kanallarında yapılan reklamlarla ve köşe başlarında denetimsiz yapılan satışlarla artış gösteren sahte ballar, tüketicinin gerçek ballara olan güvenini de sarstı. Piyasada satılan sahte ballara karşı vatandaşları uyaran İçoğlu bal üreticisi Abdulkadir İçoğlu, bal alırken laboratuvar testinin yapılıp yapılmadığına bakılması gerektiğini ifade etti. 

Balın ayağa düştüğünü söyleyen İçoğlu, “Bal ayağa düşünce müşteri almak istemiyor ya da çekinerek alıyor. Çünkü ağzı bir kere aldığı üründen yanmış acaba bir daha aynı şey olur mu diye düşünüyor” ifadelerini kullandı. Tüketicileri gerçek ve sahte konusunda uyaran İçoğlu şunları söyledi: “Bizim organik ballarımız 38 derece de ısı işlem görüyor. Hiç ısı işlem görmemiş ham balarımız da var. Biz bu balları müşteriye satıyoruz. Müşteri iki ay sonra bize dönüş yaparak; balımız kristalize oldu diyor. Gerçek doğal bal kristalize olur. Şimdi ise yapay balları bile kristalize olacak şekilde yapıyorlar. Balın içine küçük bir tatlandırıcı ya da su damlatıp karıştırıyorlar ve bu bal geçek bal gibi kristalize oluyor. O yüzden gerçek ve sahte balı ayırt etmenin tek yanı laboratuvar ortamıdır. Gerçekten pestisit ortamına girilebilecek büyük laboratuvarlar şart. Mesela x üniversiteden tahlil yaptık diyorlar. Neyini tahlil ettiniz? Şeker tahlili yaptık diyorlar. 250 TL’ye tahlil mi olur. Sadece bir tama ile bu iş olmaz. bizim balımız tam 38 taramadan geçiyor ve 8 bin TL karşılığında balı taramaya sokuyoruz. “

İçoğlu Organik Bal’ın dededen gelme üçüncü kuşak arıcısı olduğunu belirten İçoğlu, em üretici hem de satıcı olduğunu söyledi. İçoğlu fuarlara çıkma nedenini ise şu şekilde açıklıyor: “İnsanlara balımızı tanıtmak, 15 yıldır üst üste her yıl organik sertifikasını almaya hak kazanmış bu firmayı, bu markayı herkese tanıtmak istiyoruz. Balımızı alıp da memnun kalan birçok müşterimiz var, yeni müşterilerimizi de bekleriz.” 

“SAHTE VEYA GERÇEK BAL LABORATUVAR ORTAMINDA BELLİ OLUR”

Birçok balın bulunduğu ortamda sahte veya gerçek, kaliteli veya kalitesiz balı ayırt etmenin tek yolunun laboratuvar ortamı olduğunun altını çizen İçoğlu, “Balın kesinlikle tahlile girmesi gerekir. Tahlile girmeyen bir balı ayırt etmek mümkün değildir. Mesela satıcı sattığı balın gerçek olduğunu savunuyor. Peki üretici bu balı üretirken satıcı orada mıydı? Bal üretici aşamasından geçtiğinde sen orada mıydın? Değildin. Üreticiden aldığın 2 teneke balı laboratuvara gönderdin ve bal gerçek çıktı, peki geride kalan 15 teneke bal gerçek mi? Bütün tenekelerden numune de almadın ama balın yüzde yüz gerçek olduğunu savunuyorsun. Ben balımın gerçek olduğunu iddia ediyorum. Şu an 15 ton balım var ve dededen gelme 50 yıllık meslekten en fazla bal aldığımız sezon bu sezon oldu. 1200 arı ile bu işi becerdik ve balın tamamı şu an benim depomda duruyor. İsteyen istediği tenekeyi laboratuvara teste gönderebilir. Ben balımın da malımın da arkasındayım” dedi. 

“ARTIK ARICILAR DEĞİL ALİLER YAPIYOR BALI”

‘Erzurum Arıcılar Birliğine kayıtlı olarak 793 adet arım var’ diyen İçoğlu “Üçüncü kuşak arıcıyım, arıcılık dededen kalma bir meslektir. İsteyen gelip bizim sistemi ve üretimi görebilir. Yani bala organik diyerek o balı organik yapamazsınız. Bunun içerisinde şeker, glikoz, mısır şurubu yok diyor. Peki hangi doğal ilaçları kullanmış? Bunlar çok önemli. Ben arıcı torunuyum ve bütün bunları biliyorum. Artık arıcılar değil Aliler yapıyor balı. Müşterilerimizin, Alilerin değil de arıların yaptığı gerçek balı alması gerekir. 15 yıllık aldığım laboratuvar sonuçları, 15 yıldır bu firmanın hangi ortamlarda bal ürettiğinin verileri elimizde duruyor. İsteyen herkese sunabiliriz. Peki başka bir satıcı ve sadece satıcı olan kişi müşteriye bu verileri gösterebilir mi?” sorusunu sordu. 

“GERÇEK DOĞAL BAL KRİSTALİZE OLUR”

Bal ayağa düştüğüne dikkat çeken İçoğlu konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Köşe başlarında TV ekranlarında bal satılıyor. Bal ayağa düşünce de müşteri almak istemiyor ya da çekinerek alıyor. Çünkü ağzı bir kere aldığı üründen yanmış acaba bir daha aynı şey olur mu diye düşünüyor. Mesela bizim organik ballarımız 38 derece de ısı işlem görüyor. Hiç ısı işlem görmemiş ham balarımız da var. Biz bu balları müşteriye satıyoruz. Müşteri iki ay sonra bize dönüş yaparak; balımız kristalize oldu diyor. Gerçek doğal bal kristalize olur. Şimdi ise yapay balları bile kristalize olacak şekilde yapıyorlar. Balın içine küçük bir tatlandırıcı ya da su damlatıp karıştırıyorlar ve bu bal geçek bal gibi kristalize oluyor. O yüzden gerçek ve sahte balı ayırt etmenin tek yanı laboratuvar ortamıdır. Gerçekten pestisit ortamına girilebilecek büyük laboratuvarlar şart. Mesela x üniversiteden tahlil yaptık diyorlar. Neyini tahlil ettiniz? Şeker tahlili yaptık diyorlar. 250 TL’ye tahlil mi olur. Sadece bir tama ile bu iş olmaz. bizim balımız tam 38 taramadan geçiyor ve 8 bin TL karşılığında balı taramaya sokuyoruz. Ayrıca Tarım Bakanlığının sitesinde yerimizi her yıl almaktayız. İçoğlu Organik Bal, Avrupa Birliği’nden organik sertifikasını üretici olarak alan Türkiye’de tek firmadır. Konvansiyonel balcı olarak demiyorum üretici olarak bahsediyorum. Organik bal almak isteyen müşteri balı üreticiden alacak, gerisi hikaye. Tarım Bakanlığının devamlı bir denetim yapması gerekir. Numune alarak denetim sağlamalı fakat numuneyi gelip kendisi istediği yerden almalı, satıcıdan numune bal örneği istememeli. Aksi takdirde sağlıklı sonuç çıkmaz. Geçen yıl 1200 arı ile 1 ton 200 kilo bal aldım ama bu yıl 15 ton bal aldım. Balım olmadığında dışarıya çıkıp bal satmadım çünkü başkasının balına güvenmiyordum.” 

“SADECE BAL DEĞİL BÜTÜN ÜRÜNLER DENETLENMELİ”

İçoğlu, “Müşterilerimiz bize diğer balcılar gibi bakmasın. Biz gerçek üreticiyiz. Geçen yıl Erzurum fuarlarına katılmadık çünkü elimizde bal yoktu. Başkasından bal alıp fuara katılmaz mıydık? Katılabilirdik fakat başkasının hakkına girmek istemedik. Başka balcılar elbette ki bizi ilgilendirmez ama hasız rekabette eziliyoruz. Gıda memurları fuarları devamlı denetlemeli, sadece bal değil bütün ürünler denetlenmeli. Bu şekilde haksız rekabetin önüne geçmek gerekir. 100 malın 90’ı çöp oluyor. Bu çöp ürünlerin yanında tertemiz 10 ürün de eziliyor. Akşam ciroya baktığınızda biri 40 Bin TL’ye diğeri 4 Bin TL satış yapmış oluyor. Bu haksız rekabetin önüne nasıl geçilebilir? Devamlı denetim olmalı, denetim olmadan hasız rekabetin önüne geçilemez” diye konuştu. 

“BİR KİLO BALIN KARGO BEDELİ 75 TL’YE KADAR ÇIKIYOR”

Kendi organik paketleme tesisleri olduğunu kaydeden İçoğlu konuşmasına şu şekilde devam etti: “Bu organik bal tesisi diğer bal tesislerinden çok farklıdır. Kendi İnternet sitemizden satışlarımız var. Birçok satıcı şirket ile de anlaşmalıyız ama bizim sitemizde sattığımız ballar bir tık daha ucuzdur. Çünkü diğer internet siteleri komisyon aldığı için bunu fiyata yansıtıyorlar. Kargo parasını biz ödüyoruz. Bugün 1 kilo balın en kötü kargo bedeli 47 TL’dir. 47 TL kargonun kırılmaması için bir tane köpüklü kutuya cam kavanoz koyuyoruz, 15 TL’yi bu köpüğe ve 10 TL’yi de kavanoza veriyoruz. Toplamda 75 TL kargo bedeli çıkıyor. Müşteri neden bu kadar pahalı diyor; kafadan 75 TL kargo parasına ödüyoruz. Bunları da hesaba katmak gerekir. Biz kargoya da razıyız ama gerçek müşteri arıyoruz. Bizden bir kere bal alan bir daha bizi bırakmıyor. Biz istesek de o bırakmıyor. Bu şekilde sayısız dönüş aldığımız oldu. Biz kaliteli müşteri arıyoruz. Müşteriler de gerçek kaliteli üreticileri araştırıp bulmalı.”