Türkiye’nin farklı yörelerinde yaşayan ustaların eserlerinin toplandığı Sıtkı Ceramic House ziyaretçilerini bekliyor. Denizli, İzmit, Kütahya ve Ankara’da yaşayan sanatçıların eserlerinin sergilendiği seramik evinde 3 bine yakın el ürünü bulunuyor. Ürünler arasında ziyaretçilerin dikkatini en çok çeken eser ise UNESCO’nun ‘Yaşayan İnsan Hazinesi’ ödüllü çini sanatçısı Sıtkı Olçar’ın 1 milyon Türk lirası değerindeki çini balığı oldu. Sıtkı Ceramic House’ta 10 TL’ye ürün de bulmak mümkün. 

41 yıldır seramik ustalığını yapan ve aynı zamanda Sıtkı Ceramic House’un mağaza yetkilisi olan Soner Cihan, kendisi gibi ustaların çömlekçilik sanatına değer verdiğini söyledi. Mesleğin babadan oğla geçtiğine dikkat çeken Cihan,  “Ustalar kendi çocuklarına da seramik sanatını öğretiyor. Bu yüzden çömlekçilik sanatının ilerleyen yıllarda yok olacağını düşünmüyorum. Çırak yetiştiren bir meslek nasıl yok olabilir ki? Bir de bu mesleğe yurt dışından çok büyük bir talep var. Çünkü eserler tamamen el yapımı. Talep olduğu sürece bu meslek yaşar” dedi. 

“HİTİTLERDEN GÜNÜMÜZE KADAR GELEN BİR MESLEK”

Nevşehir’in Göreme beldesinde babasının yanında öğrendiği mesleği devam ettiren Cihan, 7 yaşında seramik tornalarında çalışmaya başladığını söyledi. Avanos’ta Hititler döneminden beri çanak- çömlek yapıldığına işaret eden Cihan, “Çömlekçilik sanatının tarihi çok eskiye dayanıyor. Hititler döneminden toprak hayattaymış. Avanos ‘ta yüzyıllardan beri kırmızı topraktan çanak- çömlek yapılıyor. Avanos’ta çömlekçilik sanatı babadan çocuğuna geçiyor.   Seramik işçiliği babadan çocuğa geçen bir meslek olduğu için mesleğin yok olma şansı yok” diye konuştu. 

  “SÜREKLİ BİR ŞEYLER ÜRETMEKTEN KEYİF ALIYORUM”

Yaptığı işten çok keyif aldığını dile getiren Cihan, ömrü yettiği sürece seramik sanatıyla uğraşmaya devam edeceğini belirtti. Cihan, “Tezgâha oturduğunuz zaman farklı işler ortaya çıkabiliyor.  Topraktan bir şeyler üretiyorsunuz ve form size ait.  İsterseniz seri üretimde yapabilirsiniz.   Bunun yanı sıra toprakla uğraşmak insan vücudundaki negatif enerjiyi alıyor.  Tamamen çok daha mutlu oluyorsunuz.  Sürekli yeni bir şeyler üretmek insana çok büyük zevk veriyor. Çömlekçilik sanatı sabır isteyen bir meslektir. Çömlekçilik sanatına bizim gibi ustalar çok değer veriyor. Geleceği parlak olan bir meslek. Eserler tamamen el yapımı olduğu için çok değerli. Bu yüzden sanat eserlerine özellikle yurt dışından çok büyük talep var. Bu yüzden çömlekçiliğin mesleğinin ilerleyen yıllarda yok olacağını düşünmüyorum. Çünkü çırak yetiştiriyoruz.  Ustalar kendi çocuklarına da seramik sanatını öğretiyor” şeklinde konuştu. 

“TÜRKİYE’YE GELEN JAPON MÜŞTERİLERİMİZ VAR”

Sıtkı Ceramic House hediyelik eşya mağazası hakkında bilgi veren Cihan, şunları söyledi: “Akademisyen, devlet sanatçısı yani işin ehlinin ortaya çıkardığı sanat eserleri mağazada yer alıyor. Mağazamızda olan ürünler sadece Kapadokya’da yapılmıyor. Türkiye’nin farklı yörelerinde yaşayan ustaların sanat eserlerini mağazaya getirtiyoruz. Denizli, İzmit, Kütahya ve Ankara’da yaşayan sanatçılarının eserleri mevcut…  Türkiye’de en kıymetli seramik ustaların eserleri mağazamızda yer alıyor.  UNESCO’nun ‘Yaşayan İnsan Hazinesi’ ödüllü çini sanatçısı Sıtkı Olçar’ın mağazamızda eserleri var. Sıtkı Olçar’ın eserleri için özellikle Türkiye’ye gelen Japon müşterilerimiz var. Özellikle Sıtkı Olçar’ın eserlerine ilgi çok büyük, diyebilirim.”

SITKI OLÇAR’IN ESERİ 1 MİLYON DEĞERİNDE 

Rahmetli Sıtkı Olçar’ın Türk çinicilik sanatına bir çağ açtığını, 50 yıl öncesine kadar Türkiye’de seramikten sadece çanak, çömlek ve testi yapıldığını hatırlatan Cihan, “Mağazada en pahalı eser Sıtkı Olçar’a ait. Vitrinin içerisinde dünyanın en büyük tek parça çini balığı 1 milyon Türk lirası değerinde. Bu eserden 100 tanesi fırınlandı fakat 100 tanesinden sadece 5 tanesi sağlam çıktı. Balığın üzerindeki desenlerin yapımı 6 ay sürdü. Beş eserden bir tanesi bizde, bir tanesi İstanbul Barosunda, bir tanesi Rahmi Koç’ta, bir tanesi gizli hayranında diğeri ise ailesinde.  Ama mağazada 10 TL’ye eser de var. COVID-19 pandemisi nedeniyle bu sene Kapadokya’ya geçen yıllara nazaran daha az turist geldi. Yabancı turistlerin eserlere ilgisi daha fazla. Mağazamızın internet sitesi var. Site üzerinden hediyelik eşya gönderebiliyoruz. Yurt içine kargo göndermemiz biraz daha sıkıntı. Ama yurt dışına kargoları sigortalatarak,  kargo gönderiyoruz.   Ancak yurt içine kargo göndermeye çekiniyoruz çünkü sanat eserleri çok hassas olduğu için kırılmasından korkuyoruz” ifadelerini kullandı. 

“EL EMEĞİNDEN DAHA KIYMETLİ ÜRÜN YOK”

Mağazada bulunan eserlerin içerisine ustaların kendi tasarladığı sanat eserlerinin de bulunduğunu belirten Cihan,  “Ustalar eserini çiziyor, işliyor ve fırınlanmak üzere daha sonra atölyelere gönderiyor. Hazır hale gelen eser daha sonra mağazada satışa sunuluyor. Mağazamızda ücretsiz seramik eğitimlerini de veriyoruz. Sanat eserlerini Kızılırmak’ın eski yataklarından çıkan kırmızı toprakla yapıyoruz” dedi.  Sevdiklerine hediye alan vatandaşlara tavsiyelerde de bulunan Cihan,  konuşmasına şu şekilde devam etti: “Sevdiklerime hediye alacağım zaman el emeği ürünleri almayı tercih ederim.  Fabrikasyon ürünleri almayı tercih etmem.  Alın teri değmiş bir ürün almak isterim.  El işçiliği olan bir ürün biricik oluyor. Kişiye özel oluyor. Kopyası olmuyor.  El emeğinden daha kıymetli bir ürün yok.  El emeği ürünleri almalarını tavsiye ederim.”

SITKI OLÇAR KİMDİR?

Sıtkı Olçar, 1948 Kütahya'da doğdu. Çiniciliğe büyük bir tutku ile bağlandı.  1973 yılında ‘Osmanlı Çini’ adını verdiği kendi atölyesini kurdu.  1980 yılından itibaren, özellikle İznik çinileri üzerine çalışan ve kaybolup gitmekte olduğu sanılan Kütahya çiniciliğine yeni bir boyut ve dinamizm kazandırdı. Sıtkı Usta, farklı dokunuşlarıyla sanatında kendi tarzını oluştururken, kendisine ve sanatına ilham veren Kütahya'dan hiç kopmadı. Kütahya çinilerini tüm dünyaya tanıtan, daima herkesin ilgisini buraya çekmeye çalışan Sıtkı Usta, çiniciliğe farklı bir boyut katarak bu geleneksel Türk el sanatının değerini ülke sınırlarının dışına taşıdı.   Evli 3 çocuk babası olan Sıtkı Usta, UNESCO tarafından ‘Yaşayan İnsan Hazinesi’ ödülüne layık görülmüştü.   Sıtkı Usta,  62 yaşında yaşamını kaybetti.  Sıtkı Usta’nın 2010 yılına kadar yurtiçi ve yurtdışında çok sayıda kişisel sergi açarak büyük bir hayran kitlesi edindi.

Haber: Kadir GÜRHAN