Nereden çıktı diye sorarsanız Ankaralı olmanın bir şartı da baş harflerinden sözcük üretilen bu harfler olabilir. Öyle ki herhangi bir Ankaralı en az bir kez ‘herhangi’ bir Aspava’ya gitmiştir. Soslu mu sossuz mu sorusuna da maruz kalmıştır. Bırak kardeşim bizi daraltma, getir sen. Neden bu kadar tanınır yapıldı bu isim? Sonuçta rastgele bir isim değil bu. Ankaralılar “Aspava” deyince bu kış günlerinde antibiyotik niyetine “soslu, soğanlı” gönderilmesini rica ediyor. Bu ismi ilk duyanlar nedir yahu bu diyince beni ilkokul çağlarına götürüyor. Gerçekten bu neydi? Evde bolca ansiklopedi bulunduğundan ve karıştırmakta usta olduğumdan ‘Allah sağlık, para, afiyet versin, amin’ demekmiş. Her şey tamamdı. Güzellikler içeren bir iyi niyet göstergesi değil mi? Yalnız araçla gidince biraz sıkıntı oluyor. İçerideki garsonların müşteri hafızaları kadar iyi ve emniyetli valeler olmalı. Günün her saati açık olan bir kebapçı silsilesini garipseyenler olabilir. Çünkü günün her anı kırmızı et gibi ağır bir yemek yenmez. Gel gör ki bunu bize anlat! En iyi Aspava’yı kimse anlatmasın. Kimse de kimseye paye vermesin. Bu ayrı bir kültür neden? İsmi bile anonim. Tadından çok ikram ve ortamıyla sevilen bir Ankara kökenli olan dürümlerin mekanı, neredeyse her semtte iki-üç tane açılınca insanın kafası karışıyor. Kaliteyi bozmayalım da. Memlekete has lezzetin tadını bozmadan bir marka yaratalım.