Türkiye’nin dev bir mülteci kampı gibi görüldüğü şu günlerde, yeni bir mülteci akımı başladı. Özellikle
son 2-3 aydır, İran üzerinden Türkiye’ye ulaşan Afgan göçmenlerin sayısında oldukça büyük bir artış
var. Iğdır, Van ve Ağrı üzerinden Türkiye’ye gelen göçmenlerin çoğunlukla Erzurum’daki geri
gönderme ve geçici barınma merkezlerinde kayıt yaptırdıkları biliniyor. Afgan göçmen akımının
ilerleyen günlerde de daha da artacağı belirtiliyor. Tartışmalar büyük bir Afgan göçmen akımı olacağı
yönünde. Yetkililer sınır gözetiminde sıkıntı olmadığını belirtiyorlar fakat yoğun bir akım karşısında ne
yapılacağı henüz bilinmiyor. Çoğunluğunu 16 ile 30 yaş arasındaki erkeklerin oluşturduğu Afgan
göçmenler, Türkiye’nin şu andaki önemli gündem maddeleri arasında yer alıyor. Sosyal medyada ve
ulusal medyada bu konunun Türkiye için ciddi bir ‘ulusal güvenlik’ meselesi olduğu tartışılıyor.
Yalnızca Türkiye’de değil dünya basınında da ‘Türkiye’ye büyük bir mülteci dalgası’ yaklaşıyor konusu
gündemde yer alıyor.
Sosyal medyada Afgan göçmenlere karşı oldukça büyük bir tepki var. Göç edenlerin birçoğunun genç
erkekler olması da toplumun tepki vermesine neden oluyor. Irkçılık olarak kategorize etmeden önce
durumu objektif şekilde değerlendirmek gerekiyor. Gelen Afgan göçmenlerin zor bir hayat yaşadıkları
biliniyor. Ezilerek, korkarak ve zulüm görerek büyümüş olanlar oldukça fazla. Hatta o kadar fazla ki
göç edenlerin birçoğu zulümden kaçıp geliyor zaten. Fakat burada şöyle bir sıkıntı var. İnsan
psikolojisinde olan bir gerçek maalesef bir konudan sıkıntı çekiyorsa onu başkasına yaşatmak istiyor.
Çektiğim acıyı başka kimse çekmesin demiyor. Tüm bunlar konuşulurken Kocaeli’de 17 yaşındaki bir
genç kız Afgan uyruklu, 20 yaşındaki bir erkeğin cinsel istismarına maruz kaldı. Darp edildi, kaçırıldı,
başına taşla vuruldu. O genç kızın yaşadığı korkuyu düşününce tüm bu meselelere objektif
yaklaşabilen var mı? Ağır yaralanan genç kız tedavi altına alındı. İşin kötü tarafı saldırgan kişinin olay
yerinde insanlar toplandıktan sonra görüldüğü ve oldukça rahat tavırlar sergilediği söyleniyor. Hatta
markete girip limonata ve su almış. Bırakın bir insana dehşeti yaşatmayı tanımadığımız bir insanla
tartışınca bile acaba kalbini mi kırdım diye düşünüyoruz çoğumuz. Acı çeken acı çektirmemeyi
öğrenmediği sürece bu devran böyle sürüp gidecek…