Sağlık

Termomineralli sular deri sağlığına anlamlı katkıda bulunuyor

Termomineralli sular deri sağlığına anlamlı katkıda bulunuyor
Abone Ol
Üniversite-özel sektör işbirliği ile gelen başarı İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji Ana Bilim Dalı ve Biota Laboratuvarları’nın ortak çalışması olarak, Türkiye’de ilk ve sonuçları itibariyle de örnek ve öncü bir çalışmayı, alanında dünyanın en büyük kongresinde bilim dünyası ile paylaşmaktan büyük gurur duyduklarını belirten Prof. Zeki Karagülle, kongre katılımcıları tarafından büyük ilgi gören çalışmayı, üniversite-özel sektör işbirliğinin başarılı bir örneği olarak nitelendirdi. Moskova’da sunumu yapılan bilimsel çalışma; Biota Laboratuvarları Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Dündar, Ar-Ge Merkezi Müdürü Prof. Dr. Murat Türkoğlu, çalışanları Songül Kılıç ve Hakan Sevinç ile birlikte İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Ekoloji ve Hidro Klimatoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Müfit Zeki Karagülle ve öğretim üyesi Prof. Dr. Mine Karagülle’nin imzasını taşıyor. Biota Laboratuvarları araştırma geliştirme ve inovasyon çalışmalarına yılda 5-6 milyon dolar yatırım yapıyor. “İlk kez mineralli suların hücre DNA’sındaki gen ekspresyonları üzerinde etkili olduğunu gösterdik” Bilimsel çalışmada, etken maddesi kükürt ve metasilikat asidi olan mineralli suların iltihap süreçlerini yöneten hücre DNA’sındaki şifre üzerinde etkilerini araştırdıklarını vurgulayan Prof. Dr. Zeki Karagülle, çalışmanın sonuçları hakkında şu bilgileri verdi: “Mineralli suların hücre DNA’sındaki iltihap göstergeleri olan maddelerin ekspresyonları üzerinde ilk kez etkili olduğunu bu bilimsel çalışma ile göstermiş olduk. Özellikle bu tür suların geleneksel ve klinik olarak bilinen sedef ve gül hastalığında yararlı etkilerinin genetik ve hücresel mekanizmaları üzerine açıklayıcı sonuçlara vardık. Mineralli suların inflamasyon sürecinde, iltihabi durumları yöneten başlıca maddeleri (sitokinler ve benzeri) hücre düzeyinde baskıladığı sonucunu açık bir şekilde elde ettik.” Sedef, gül ve egzema hastalıklarına mineralli su ile gelen mucize Çalışmanın özellikle sedef, gül ve egzema hastalıklarında etkili olabileceğini gösteren sonuçlara vardıklarını Prof. Karagülle, mineralce özgün olan termal suların, cilt hücre kültüründe inflamasyonu baskılayarak bağışıklık sistemini güçlendirmede çok etkili olduğunun, bu bilimsel çalışma ile gösterilmiş olduğunu söyledi. Türkiye’deki mineralli suların dünyadaki benzerlerinden çok daha zengin ve etkili olduğunu vurgulayan Prof. Karagülle, sözlerine şöyle devam etti: “Çalışmamızda gördük ki, kontrol hücre deneyinde 100 olarak aldığımız iltihabi durum oranı, hücreler üzerine hidrojen sülfürlu su uygulandığında 1’e kadar düşüyor. Meta silkat asidi, yani silisyum uygulandığında ise yüzden 8’e iniyor. Türkiye’deki mineralli sular ile böylesi bir veri ilk kez bu çalışma ile ortaya konulmuş oldu.” İnsan üzerinde klinik çalışmalar yapılacak Prof. Dr. Zeki Karagülle’nin verdiği bilgiye göre çalışmadan elde ettikleri bu sonuç, sedef, gül ve egzama hastalarına müjdeli bir haber olarak düşünülebilir. Bundan sonraki aşamada, hücre düzeyindeki bu ilk ve temel bulguların geliştirilmesi aşamasına geçilecek. Ardından hayvan deneyleriyle ve son olarak da insan üzerinde klinik çalışmalarla benzer sonuçları araştırmaya dönük deneyler yapılacak. Sonuçlar olumlu olduğunda, şifa kaynağı olan termal bölgelere gidemeyen hastaların, bu şifalı termal ve mineralli suları yaşadıkları yerde kullanmaları mümkün olacak. Böylece daha çok hastaya daha etkin bir kullanım ve yarar sağlanacak. Biota Laboratuvarları, kozmetik ürünler ve şampuan üretiminde, mineralce zengin suları kullanıyor. Mineral zengini bu sularla üretilen kozmetik ve şampuanların cilt üzerinde etkin olmasını amaçlayan şirket, sadece hasta olanların değil, bu ürünleri kullanan tüketicilerin yaşamları boyunca sağlıklı kalmalarını hedefliyor. Haber Merkezi