2025 yılında Netflix’te izleyiciyle buluşan “Gittiğimizi Kimse Görmedi” (İspanyolca adıyla Nadie Nos Vio Partir), sadece bir kurgu değil; gerçek bir yaşam öyküsüne dayanıyor. Dizi, bir annenin çocuklarının babası tarafından kaçırılmasıyla başlayan dramatik süreci konu alıyor. Bu yönüyle, hem duygusal hem de toplumsal bir anlatı sunuyor. Peki, bu hikâyenin gerçekliği nereden geliyor?
Dizinin temelini oluşturan olay, yazarın kendi hayatından alınmış. Ekşi Sözlük ve çeşitli eleştiri platformlarında yer alan bilgilere göre, dizinin senaryosu, yazarın çocukken kardeşiyle birlikte babası tarafından kaçırılması ve annesinden iki yıl boyunca ayrı kalması üzerine kurulu.
1960’lı yıllarda Meksika’da geçen hikâyede, zengin ve muhafazakâr bir Yahudi ailesinin parçası olan Valeria Goldberg karakteri, çocuklarının kaçırılmasıyla büyük bir travma yaşar. Eşi Leo Saltzman, ayrılık sürecinde çocukları alıp yurt dışına götürür. Valeria ise hem duygusal hem de hukuki bir mücadeleye girişerek çocuklarına kavuşmaya çalışır.
Dizi, sadece bireysel bir dramı değil, aynı zamanda kadınların hukuki sistemle olan mücadelesini, toplumsal baskıları ve aile içi güç dengelerini de gözler önüne seriyor. Yahudi cemaatinin evlilik konusundaki tutumları, İsrail’in kuruluş süreci ve dönemin kültürel yapısı da hikâyeye derinlik katıyor.